Kemal Atatürk

Atatürk’ün mucize zaferleri, çağını aşan devrimleri, söylem ve eylemleri onun Tanrı tarafından Türk Milleti’ne lütfedilmiş, üstün ve özel bir insan olduğunu kanıtlıyor.
20. Asra damgasını vurmuş tüm devlet adamı, tarihçi, düşünürler, generaller Atatürk’ü 20. Asrın en büyük lideri, dehası, mucize adam olarak niteliyorlar.
Yenik Yunan Başbakanı Venizelos 1923’ten sonra “her Cumhuriyet Bayramı’nda Atina’da Türk Elçiliği’ne gidip, Atatürk resmi önünde “saygı duruşunda bulunmanın” kendisi için en zevkli bir görev “ olduğunu elçilik ziyaret defterine yazıyor.
Tayyip Erdoğan ise, “her 10 Kasımda Anıtkabir’e gidip, sap gibi saygı duruşunda bulunmak gereksizdir” diyor. Atatürk anıtlarına çelenk koymayı, camilerde adına rahmet okutulmasını yasaklıyor.
Atatürk, Çanakkale’de yatan Avustralyalı askerler için “rahat uyuyun. Siz bizim evlatlarımızsınız, toprağınız bol olsun” diyor.
Tayyip Erdoğan ise Gezi Parkı’nda bu milletin körpecik gençlerini öldüren polisleri “destan yazdınız” diye taltif ediyor. Berkin için bir rahmet bile dilemiyor.
Atatürk, akıl almaz bir öngörü, basiret ve kehanetle bu günleri görerek milleti uyarıp, öğütlerde bulunuyor. 1927’de yaptığı bir konuşmada bakınız neler söylüyor;
“Biz tarikat, cemaat, tekke ve zaviyeleri din düşmanı olduğumuz için değil, bilakis bu gibi yapıların ‘din ve devlet düşmanı’ oldukları için yasakladık, Selçuklu ve Osmanlı’yı bu yobazlık batırmıştır.
Çok değil yüzyıla kalmadan bazı cemaatlerle bir araya gelerek “bizlerin din düşmanı olduğunu öne sürecek, sizlerin oyunu alarak başa geçecek, ama sıra devleti talan etmeye, bölmeye geldiğinde birbirlerine düşeceklerdir.”
Atanın 88 yıl önce söyledikleri aynen gerçekleşiyor.
Atatürk’ün felsefesi, ilkeleri bunların melun emellerine engel olduğu için onu halkın kafası ve yüreğinden sildirmek amacıyla her türlü hayasızlığa başvuruyor.
Melanetlerini Alevi ve Kürt vatandaşları iğfal etmek için Dersim’de soykırım yaptı hayasızlığına kadar götürüyorlar.

DERSİM GERÇEĞİ

Dersimli bir bilim adamı aile büyüklerinden duyduğu Dersim gerçeğini bir mektupla dile getiriyor. Daha önce bazı yazarların alıntı yaptığı bu mektubu biz bir kez daha “ibreti alem” için kamu oyunun bilgilerine sunuyoruz.
Annem Tunceli’nin Çemişgezek, babam Hozat ilçesinde doğmuştur. Ben de Çemişgezek doğumluyum. Yani Dersimliyim.
Ben Dersim olaylarını annem, babam ve babaannemden dinleyerek büyüdüm.
Devlete isyan eden asilerin lideri Seyit Rıza çetesi askerleri katletmekle kalmamış, bölge sivil halkını da öldürmüş ve zulmetmişlerdir.
Seyit Rıza çetesi babaannemin Salih isimli kardeşinin çocuğunu kaçırmış, daha sonra “gel çocuğunu geri vereceğiz” diye köylerine çağırmış ve yolda pusu kurarak Salih’i ve beraberindekileri öldürmüşlerdir. Bu cinayet Hozat’ta büyük üzüntüye sebep olmuş ve aşağıdaki ağıt yakılmıştır.
Hozat’ın içinde okunur ezan
Ne kara yazmış ah alnını yazan
Hep Seyit Rıza’dır kavlini (sözünü) bozan
Eşkıya işi o kadar azıtmıştır ki birkaç kere Çemişgezek’i basmış, karşı koymaya çalışanları öldürmüş ve kasabayı yağmalamıştır. Annem o günleri hatırlıyor. Kadınlar bir camiye toplanır eşkıya onlara bir kötülük yapmasın diye dua eder tespih çekerlermiş. O günlerde küçük bir kızın yanında yüzbaşı babası ve askerlerini balta ile parçalayarak öldürüp askerleri Fırat’ın azgın sularına attıklarını anlatırken gözleri doluyordu.
Bu asiler köprüleri yıkmışlar, telefon tellerini kesmişler, nahiye müdürü, vergi tahsildarları gibi tüm memurları öldürmüşler, karakolları basmışlar, subayları, astsubayları ve erleri öldürmüşler. Halkın mal, can ve ırz emniyeti kalmamış. İşte bu ortamda askeri müdahale yapılmış ve suçlular ağır biçimde cezalandırılmış.
İkinci Dersim harekâtında maalesef bu asilerin yanında çok sayıda yerli halk da zarar
görmüştür. Tabir yerinde ise kurunun yanında yaş da yanmıştır. İsyana iştirak eden aşiretler mecburi iskâna tâbi tutulmuş ve Anadolu’nun farklı bölgelerine gönderilmiştir.
Bu hareket sonunda Tunceli’den tamamı son model 14 binden fazla silah toplanmıştır. Dersim olayını gündeme getirmekle laik Cumhuriyete bağlı tüm kurumlar ve halk Atatürk ve Cumhuriyetten soğutulmaya, Cumhuriyet savunmasız bırakılmaya çalışılıyor. Bilgi kirliliği yaratılıyor; âdeta Cumhuriyet’ten intikam alınıyor.
Aleviler Atatürk sevgisi ve Cumhuriyeti koruma kararlılığını hiç yitirmemiştir. Geçmişte bazı oyunlara gelmeyen Alevilerin bu oyunu da bozacağına inanıyorum.
Prof. Dr. Eyüp S. Karakaş
Eski Erciyes Üniversitesi Rektör Yrd.