Esad’ı devirelim.”
“Eski dost IŞİD’ten kurtulalım.”
“PYD’yi silkeleyelim.”
“PKK’yı gömelim.”
Derken...
Rus savaş uçağını düşürüp, Rusya ile papaz olduk!..

* * *

Nereden nereye...
Suriye’de iç savaş var, IŞİD denen kelle kesen kan içen canavar dünyayı dehşete düşürüyor...
ABD, IŞİD’i bombalıyor...
Fransa, IŞİD’e savaş açıyor...
Biz ise, hiç alakasız Rusya ile karşı karşıya geliyoruz!..
Ve Putin açıklama yapıyor:
“Sırtımızdan bıçaklandık!”

* * *

Dünkü yazıda “Yeni hasmımız Rusya” başlığını atarken, 24 saat sonra Rus savaş uçağını düşürüp Rusya ile neredeyse savaşın eşiğine geleceğimiz aklımın ucundan bile geçmemişti!..
Osmanlı-Rus savaşından 100 yıl sonra Türkiye ile Rusya yine burun buruna geldi...
Türk savaş uçakları, 5 dakikada 10 defa sınır ihlali yolunda uyarı yaptığı Rus savaş uçağını vurdu, iki pilot paraşütle atladı, biri Türkmenlerin eline geçti...

* * *

Ortada garip bir durum da var...
Mesela Türk Silahlı Kuvvetleri, Rus uçağının bizim savaş uçakları tarafından düşürüldüğünü açıkladı...
Rusya ise karadan açılan ateşle düşürüldüğünü bildirdi...
Araya Türkmen komutan girdi:
“Rus uçağını biz düşürdük.”
Böylece Rus uçağının nasıl ve kim tarafından düşürüldüğü ortada kaldı...

* * *

Doğru olan ve kanıtlanan elbette Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yaptığı açıklama...
Ancak, asıl önemli olan bu duruma nasıl gelindiği...
Esad “katil”, “kendi halkına zulüm eden”, “on binlerce Suriyelinin ölümüne neden olan”, zalim bir diktatör olabilir...
Olabilir de, AKP iktidarı neden kafayı bu kadar taktı?..
Esad o zaman da zalim bir diktatördü, ama bizim Tayyip Bey ile can ciğer kuzu sarması arkadaştı...
El ele kol kolaydılar...
Sonra gün geldi Esad “Zalim Esed” oldu, bizimkiler Şam’a gidip namaz kılma derdine düştü...

* * *

Burnumuzu komşu bir ülkenin içişlerine soktuk, komşu ülkeyi kepçeyle çorba karıştırır gibi karıştırdık...
Rejim muhaliflerine her türlü desteği sağlayarak iç savaşı körükledik, sonunda 3 milyona yakın Suriyeliyi kucağımızda bulup ağlamaya başladık...
Sınırımızda PKK’nın kolu PYD’nin bir Kürt koridoru yaratmasına sebep olduk, ona da ağladık...
Şimdi ise, Esad’a karşı savaşan Bayırbucak Türkmenleri için ağlıyoruz!..

* * *

Bütün bu hengame içinde Davutoğlu Ahmet, “MİT TIR’larına operasyon yapanların, bugün Bayırbucak Türklerinin katliamından sorumlu olduğunu” söylüyor...
Oysa o zamanlar MHP milletvekili olan Tuğrul Türkeş, şöyle konuşuyordu:
“Vallahi de billahi de o TIR’lar Türkmenlere silah götürmüyordu”
Şimdi biri Başbakan, diğeri onun yardımcısı...
Ayrıca, yine o dönem battaniye, çadır, tıbbi malzeme, gıda ve giyecek malzemeleri olduğu söylenen TIR’larda silah ve mühimmat bulunduğu bugün kesinleşiyor!..

* * *

Başımız çok ciddi belada!..
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bir yanda kendi topraklarındaki bazı yerlerde iktidarın terk etmiş olduğu egemenlik hakkını terör örgütünden geri almaya çalışıyor...
Diğer yanda iktidarın eski dostu IŞİD belasından kurtulmak için mücadele ediyor...
Şimdi de Rusya ile karşı karşıya geliyor, Tayyip Bey’in arkadaşı Putin “Sırtımızdan bıçaklandık, bunun çok ciddi sonuçları olacak” diyor!..
Ve Türkiye Rus doğalgazı ile ısınıyor;
Rus doğalgazı ile elektrik üretiyor;
Turizmde belini doğrultabilmek için Rus turist bekliyor;
Sonra da Rus uçağını düşürüyor!..
Valla binmişiz bir alamete gidiyoruz kıyamete!..