Yarın (bugün) AKP’nin “seçim startı” olarak yapılacak Yenikapı mitingi, “terörü protesto” kılıfı içinde sunuluyor!..
PKK terörünü protesto mitingine Tayyip Bey ile Davutoğlu Ahmet de katılıyor...
Neden TOBB’un çağrısına uyarak neredeyse Türkiye’deki bütün sivil toplum örgütlerinin Ankara’da yaptığı yürüyüşe katılmadılar da Yenikapı’da sahne alacaklar?..
Çünkü Yenikapı bir “AKP mitingi” halinde geçecek!..
Seçime giderken güç gösterisi yapılacak!..

* * *

Ancak...
Mızrak çuvala sığmıyor!..
Tayyip Bey ile Davutoğlu Ahmet’in terörle nasıl bir kararlılıkla mücadele edildiğini ve edileceğini anlatmalarından bir gün önce...
Bölgedeki valilerin, geçen yıl Türk Silahlı Kuvvetleri’nin PKK’ya karşı 290 operasyon talebinden sadece 8’ine izin verdiği ortaya çıktı!..
Dolayısıyla valilere verdiği yetkiyle, iktidarın teröre karşı 280 operasyonu engellediği anlaşıldı!..

* * *

Asker, PKK’ya operasyon yapacak, iktidar izin vermiyor!..
Çünkü geçen yıl masaya oturdukları teröristlerle pazarlıkları devam ediyordu...
Karşılıklı “kazan- kazan” yapıyorlardı...
“Açılım-saçılım, çözülme süreci” vardı!..
Operasyon yetkisinin askerden alınıp valilere verilmesi, terör karşısında çözülmenin bir parçasıydı!..

* * *

PKK gençlik yapılanmasıyla birlikte bölgeye iyice yerleşti, stratejik alanlarda hakimiyet sağladı, şehit cenazeleri gelmeye başlayınca da iktidarın mazereti hazırdı:
“Aldatıldık”
Fethullah paralel devlet kurdu...
“Saflığımıza geldi”
PKK bölgeyi silah ve patlayıcı deposu haline getirdi...
“Aldatıldık!
Meğerse devlet idaresi safların ve aldatılmaya hazırların elindeymiş!..

* **

Peki, yarın (bugün) Yenikapı mitinginde kürsüye çıkanlar ne söyleyecekler?...
Vapurlarla, motorlarla, belediye otobüsleriyle, metroyla getirdikleri, kep ve bayrak dağıttıkları, Ankara’dakinden daha muhteşem (!) olması için parti örgütlerini seferber ederek topladıkları kalabalığa ne diyecekler?..
“Biz geçen yıl askerin Şırnak’ta 110, Hakkari’de 100, Tunceli’de 80 operasyon talebinden 282’ine izin vermedik, affedin bizi” mi diyecekler?..
Tamamen iktidarın gaflet ve dalaleti yüzünden kanlarını akıtan gencecik şehitlerimizin kemikleri sızlarken, kan ağlayan ailelerine bunun hesabını nasıl verecekler?..
Veremezler!..
Ama Türk Milleti bunun hesabını er veya geç mutlaka soracaktır!..

Valiler!..


Devletin valilerine de bir şeyler oldu...
Hatay’da Hassa Kaymakamı’nın, TV kameralarıyla şehit evine haber vermeye gitmesi skandalının üzeri örtülmeye çalışıldı...
Kaymakam bir kameramanın içeri gizlice girdiğini bildirdi, Hatay valiliği de o yönde açıklama yaptı...
Ancak, kayıtların üç ayrı haber ajansı tarafından servis edildiği anlaşılınca, valiliğin araştırma yapmadan açıklama yaptığı ortaya çıktı...
Öte yanda, Edirne Valisi, sığınmacıların sadece 3 gün Edirne’de kalabileceğini, daha sonra kesinlikle geldikleri yerlere gönderileceklerini açıkladı...
Ama bir gün sonra Başbakan’ın sığınmacılarla ilgili danışmanı Edirne’ye gitti ve sığınmacıların istedikleri kadar kalabileceklerini bildirdi...
Bu defa da Edirne Valisi otoyolu trafiğe kapatarak, sığınmacılarla birlikte asfaltın üstünde cuma namazı kıldı...
Ve devlet idaresinin ciddiyetini kaybettiği, bu iki olayla bir defa daha ortaya çıkmış oldu!..