Sözlerine bakarsak, Tayyip Bey o sarayda oturdukça Türkiye’de sittinsene koalisyon yapılamayacak...
Büyük bir ihtimalle 1 Kasım’da mevcut durum çıkacak...
Ve Tayyip Bey hükümeti kurma görevini Davutoğlu Ahmet’e verecek...
Ahmet oyalayacak, oyalayacak hükümeti yine kuramayacak...
Diyelim ki MHP inadından vazgeçecek ve Kılıçdaroğlu CHP-MHP-HDP koalisyonu kuracaklarını açıklayacak...
I-ıh!..
Yine olmayacak!..

* * *

Niye olmayacağı Tayyip Bey’in önceki gün muhtarlara söyledikleriyle ortada...
Diyor ki:
“Beştepe’nin, Cumhurbaşkanlığı’nın adresini bilmeyenlere ben hangi görevlendirmeyi yapacaktım? Bu makama her türlü hakareti yapanlar, hatta şahsıma küfür hariç her türlü hakareti yapanlar... Onlara hangi görevi verecektik?”
Bu durumda ya Kılıçdaroğlu önüne haritayı açıp sarayın yolunu ezberleyerek bunu Tayyip Bey’e kanıtlayacak ve bin kere tövbe edip yalvaracak...
Ya da hükümeti kurma görevini asla alamayacak!..

* * *

Tayyip Bey bu haliyle demokrasiyi rafa kaldırıyor, koalisyonu kilitleyip anahtarı cebine sokuyor!..
Sistemi kendine göre değiştirip anayasanın buna uydurulmasını isteyen Tayyip Bey, her olayı şahsileştiriyor...
Ve yine önceki gün söylediklerine bakınız:
“Varsa da yoksa da Erdoğan aşağı Erdoğan yukarı... Benimle alıp veremedikleri nedir? Bu ülkede millet iradesine saygı konusunda kardeşinizden daha ileride kimse yoktur. Bu seçime ben girmeyeceğim, siyasi partiler girecek”

* * *

Tayyip Bey bizi balık hafızalı sanıyor!..
7 Haziran seçimleri öncesinde toplu açılışlar ve halkla buluşma bahanesiyle miting alanlarını dolaşıp Başkan olabilmek için 400 milletvekili istediğini...
“Millete doğruları söylemek mecburiyetindeyim” diyerek, Kılıçdaroğlu, Bahçeli ve Demirtaş’a nasıl yüklendiğini unutmadık!..
O süreçte Tayyip Bey için varsa da yoksa da Kılıçdaroğlu, Bahçeli, Demirtaş idi!..
Seçime kendi girmiyordu, ama “gönlünde yatan aslana” yani AKP’ye açıkça oy istemeyi biliyordu...
Biz o zaman yazının başlığını şöyle koymuştuk:
“O konuştukça AKP eriyor”
Nitekim öyle oldu!..

* * *

Şimdi Tayyip Bey’e göre 1 Kasım’daki seçim istikrar ve istikrarsızlığın seçimi olacakmış!..
Ülkede şu anda istikrar mı var; iktidar Türkiye’ye istikrar ve huzur mu getirdi?..
İktidarın diline doladığı istikrar yandaşların, rant peşinde koşanların, milyon dolarları paylaşanların istikrarıydı!..
İktidarın her alandaki beceriksizliği, gafleti yüzünden ülkede kan gövdeyi götürüyor, Türkiye’nin bir bölgesi fiilen olağanüstü hal altında bulunuyor, Beyefendi istikrardan söz ediyor!..

* * *

Tayyip Bey çok açık konuşuyor, 7 Haziran’dan sonra demokrasiyi kilitlediğini, koalisyonu, devlet idaresini şahsi meselesi haline getirdiğini itiraf ediyor!..
“Bu ülkede millet iradesine saygı konusunda kardeşinizden daha ileride kimse yoktur” diyor ama, CHP-MHP-HDP oy verenleri “milli irade” olarak görmüyor!..
Yakında onu yine meydanlarda görmeye başlarsak, AKP 7 Haziran’da aldığı oyu da bulamayacak!..
Hodri meydan!..

Ocaklı Ada


40 yıldır Şile’ye gider gelir, kısa tatillerimi orada geçiririm...
Ocaklı Ada denilen limanın hemen yanındaki kayalık adanın üzerindeki Cenevizliler’den kalma 2 bin yıllık kalenin restorasyonunu (!) hayretler içinde izliyordum...
Sonunda kale restore edilmedi baştan yapılarak karikatür haline getirildi, alay konusu oldu...
Tam bir rezalet...
Bari bu 2015 model kaleye doğalgaz bağlasınlar da Ocaklı Ada’nın adı, “Kaloriferli Ada” olsun!..
Yolunuz düşerse bu ucubeyi yakından görün ve ister gülün, ister ağlayın!..