Kiminin elinde patlıcan reçeli, kiminin elinde baklava tepsisi, kiminin elinde fındık torbaları, kiminin elinde patates, kimi alabalıkla gelmiş, bazısı da Meclis bahçesinde ocak yakıp bazlama pişirmişti...
Önceki günkü yemin töreni ise, bazı vekillerin yemin şovuna sahne oldu...
Birinciliği, HDP milletvekili, “yemin sabıkalı” Leyla Zana aldı!..
* * *
Leyla Zana kürsüye çıktı önce Kürtçe konuştu, sonra yemine geçti ve yemindeki “Büyük Türk Milleti önünde” sözünü “Türkiye milleti” olarak okudu...
Bundan tam 24 yıl önce başında PKK renkleri kurdeleyle çıkıp Kürtçe yemin eden Kürtçü Leyla 24 yıl sonra “Türk Milleti” diyemedi...
Meclis geçici Başkanı Deniz Baykal’ın, “yeminin geçerli olmadığını” belirterek yeniden kürsüye davet ettiği Kürtçü Leyla, hiç umurunda olmayarak arkasını dönüp salonu terk etti...
* * *
Yahu sen “Türk Milleti” diyemeyeceksen orada işin ne?..
Sen kafana göre yemin edeceksen, bu millet seni milletvekili olarak tanır mı?..
Anayasaya aykırı davranarak şov yapmaya meraklıysan yerin orası değil
Kandil’dir!..
Nedir bu kin ve nefret?..
* * *
Daha sonra küsüye yine HDP’den Milletvekili Mehmet Ali Aslan çıktı, o da saçmaladı...
Önce Arapça konuştu, sonra yemin etti...
Arkadaş Türk değil, Arap olduğunu duyurdu, muradına erdi...
Aslında şov ilk yeminde başladı...
AKP’nin engelli Milletvekili Bennur Karaburun kürsüye geldi, “Bismillahirrahmanirrahim” diyerek yemine başladı...
Hepimiz gerektiğinde besmele çekeriz; evden çıkarken, arabaya binerken vesaire...
Ama kimse bağıra bağıra besmele çekmez, içinden okur...
Yemin töreninde bağıra bağıra besmele çekersen, onun adı şovdur!..
* * *
HDP’li Ayşe Acar Başaran ile Sırrı Süreyya ise, yangından mal kaçırır gibi telaşla yemin etti, ikisi de adeta makara çekti...
Kelimeleri yuvarlayarak, son sürat yemin edip kürsüden kaçarcasına uzaklaştılar...
Hele Sırrı, son kelimelerde kürsüden inmişti bile...
* * *
Meclis’in ne ağırlığını bıraktılar, ne ciddiyetini!..
Meclis şov alanı haline geldi...
Yemini bile şova çevirdiler...
Böyle ciddiyetsizlikler içinde olanlar, halktan da saygı bekleyemezler!..
Önceki gün bu manzaralara baktım da bazılarının görgüsüzlüğünden, ciddiyetsizliğinden ben utandım!..
Maçta rezalet!..
Önceki gece Türkiye-Yunanistan milli takımlarının hazırlık maçı üst üste rezaletlere sahne oldu...
Yunan Milli Marşı okunuyor, tribünler ıslıklıyor...
Islık uğultusu içinde Yunan Milli Marşı duyulmuyor...
Yahu derdiniz ne, nerede kaldı Türk misafirperverliği?..
Ananızdan babanızdan hiç mi saygı öğrenmediniz?..
Arkadan Fransa’da hayatını kaybedenler için saygı duruşu yapılıyor, tribünlerden ne alakası varsa koro halinde, “Şehitler ölmez vatan bölünmez” sloganları atılmaya başlanıyor...
Maç devam ederken yine tribünlerden zaman zaman koro halinde uğultu yükseliyor:
“Ya Allah Bismillah, Allahuekber”
* * *
Maçtan sonra Milli Takım Teknik Direktörü Fatih Terim olanlara tepki göstererek “Ne oldu bize?” diye soruyor...
Bu sorunun cevabı, Deniz Baykal’ın Meclis’i açış konuşmasındaki sözlerinde:
“Laikliği dinsizlik diye sunup tahrip etmenin, devlet ya da cemaat eliyle din ve mezhep dayatmanın nelere yol açmakta olduğunu görüyoruz”
İşte... Atatürk ilke ve devrimlerini silip dinci siyaseti egemen kılmanın ilkelliği içinde debelenip duruyoruz!..