7 Haziran’da iktidardan düşenler, 1 Kasım’da yeniden tek başına iktidara geldi...
5 aylık süre içinde bu esrarengiz değişim istikrar ve reform arayışlarına bağlandı!..
Aynı iktidar 13 yılda yapamadığı reformları şimdi yapacakmış!!!
Ve demokraside yeni hamleler...
Temel fıkrası gibi!..

* * *

İktidarlarının ilk yıllarında da bizim aklı evvel aydınlar (!), bunları reformist ilan etmiş, ilerleyen yıllarda şapa oturup ağlamaya başlamışlardı...
Şimdi de sanki 1 Kasım’da gökten zembille inen yeni bir parti gelmişti iktidara...
Reformlar başlayacaktı...
Peki 13 yılda yaptıkları en önemli reform neydi?..
Türbana özgürlük!..

* * *

Avrupa Birliği Komisyonu, AKP’ye kıyak yapıp seçim öncesi açıklamadığı ve Türkiye’nin karnesi sayılan ilerleme raporunda iktidarın reformlarını (!) şöyle açıklıyor:
l İfade özgürlüğü geriliyor... Gazetecilere, yazarlara karşı açılan ceza davaları ciddi endişe kaynağı.
l Gazetecilere yönelik tüm gözdağı verme yöntemlerine karşı eyleme geçilmeli... Gazetecilere yönelik fiziksel saldırılar ve tehditler soruşturulmalı.
l Hakaret yasasının muhaliflere karşı baskı unsuru olarak kullanılmasının engellenmesi güvence altına alınmalı... Mahkemelerin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihadına uyması sağlanmalı.
l Belirgin şekilde AKP’ye meyilli olduğunu gösteren seçim yayınları da dahil olmak üzere kamu televizyonunun (TRT) editoryal bağımsızlığı konusunda endişe var.
l Hükümet medyaya güçlü baskı uygularken çok sayıda dava açıldı, tutuklama, gözaltı, sansür ve işten çıkarmalar meydana geldi. Sindirme nitelikli iklim artan şekilde otosansüre neden oluyor.

* * *

Bu karneye bakınca, Türkiye demokrasisi Uganda, Somali, Sudan demokrasilerinden (!) farksız!..
Demokrasi, temel hak ve özgürlükler bir yana...
Cumhuriyetin kazanımlarının fırlatılıp atılması...
Laiklik ilkesinin iğdiş edilmesi...
Atatürk ilke ve devrimlerinin yozlaştırılması 13 yıllık iktidarın temel prensibi ve hedefi oldu!..

* * *

Şimdi böyle bir iktidardan reformlar bekleniyor!..
Oysa bu iktidar kendi reformlarını, yukarıda saydığımız kazanımları yok ederek çoktan gerçekleştirdi!..
Bu reformların (!) en önemlisi ise eğitim sistemine 6-7 defa takla attırarak dindar ve kindar nesil yetiştirme faaliyetleri ile imam okullarının yaygınlaştırılmasıydı...

* * *

Ben şahsen, iş dünyasının ve necip milletimizin hangi reformları beklediğini bir türlü çıkaramadım...
Ama sonunda AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Şentop nasıl bir reform yapılacağını açıkladı:
“Öncelik temel hak ve özgürlükler değil... Öncelik Başkanlık sistemi”
Başkanlık sistemi gelecek ve Tayyip Bey Başkan olacak!..
Bırakın temel hak ve özgürlükler gibi saçmalıkları...
Tayyip Bey Başkan olacak, daha ne reformu beklersiniz?!.

Kurbağalıdere!..


Bu dere hakkında şimdiye kadar yazdıklarımızı toplasak roman olur!..
Kurbağalıdere felaketi geçtiğimiz yaz büyük tantanaya neden oldu, TV kanalları olaya el attı (!) ve ıslah çalışmaları günün konusu haline geldi...
Tarak gemileri geldi binlerce ton atık çamuru alındı, sonra TV kanallarının acar muhabirleri olaya yeniden el atıp (!) “Vay çamur denize boşaltılıyor” yaygarasını koparınca da durdu...
Dere şimdi yine kahverengi akmaya, fokur fokur kaynamaya, su yüzeyinde baloncuklar belirmeye ve tahammülü imkansız müthiş bir koku yaymaya başladı...
İki yaz mevsimi dere yüzünden denize girilemeyen, Fenerbahçe, Kalamış, Moda, Adalar’dan bu gidişle önümüzdeki yaz da hayır yok...
Köprü, hava alanı, yol yapıyorlar bir dereyle başa çıkamıyorlar...
Belediye Reisi Topbaş da Medine’ye gidip şükür namazı kılıyor, şu halimize bakın!..