“Bul karayı al parayı.”
Eskiden Karaköy, Yüksekkaldırım’da üç kağıt açarlardı...
Üçkağıtçının el çabukluğuyla sokak ortasındaki tablaya attığı iskambil kartları içinde kara iskambil kartını ne kadar takip edersen et bulamazdın, bastırdığın para giderdi...
Kimileri doymazdı, “ha buldum, ha bulacağım” derken cebindeki bütün para söğüşlenirdi...
Siyaset de biraz ona benzer...
Söğüşlenen hep halk olur!..

* * *

Sadrazam Ahmet zaman ilerledikçe ustasını aratmaz oldu...
Bakınız ne diyor?..
“CHP tilkinin gölgesinde siyaset yapıyor. Bugün tilki paralel çete... Yiğit olan tilkinin gölgesine sığınmaz.”
CHP’yi “tilkinin gölgesinde siyaset yapmakla” suçlarken...
Kendilerinin 12 yıl boyunca o tilki ile aynı yatakta olduğunu unutuyor...

* * *

“Paralel çete” ha...
Yani, “Ne istediler de vermedik” dediğiniz çete!..
12 yıl o “çeteyle” idare ettiniz ülkeyi...
Ne istedilerse verdiniz...
Polis teşkilatını, yargıyı, devletin bütün kurumlarını paylaştınız...
İktidar olmanın bütün avantalarını bölüştünüz...
Oluk oluk para akıttınız...
Güçlendirdiniz ve devleti şimdi “çete” dediğiniz “tilkilerin” hakimiyetine bıraktınız!..

* * *

“Tilkinin gölgesinde” olsa yine de iyi, ortaklık yaptınız...
“Paralel çetenin” polisleri, savcıları, yargıçları ülkeyi darmadağın edip Balyoz, Ergenekon, Askeri Casusluk gibi hayali örgütler yaratırken göbek attınız!..
Bu rezaleti görüp eleştirenleri de insafsızca yaftaladınız:
“Ergenekoncu”
“Bayozcu”
“Postalcı”

* * *

Tilki ha...
O zamanlar aklınız bir karış havadaydı...
Saflığınıza geldi...
Aldatıldınız...
Ve saf saf, aldatılarak bu ülkeyi idare ettiğinizi sandınız!..
Şimdi çıkmış Sadrazam Ahmet, halkımıza illüzyon yapıyor...
Yemezler!..
Dünyayı tersine çevirmeye gücünüz yetmez!..

* * *

Dün ortaktınız...
Bugün paralel çete, tilki oldu...
“Yiğit olan tilkinin gölgesine sığınmaz” ama, bir yıl öncesine kadar o tilki ile aynı yataktaydınız!..
Siz çok saf olabilirsiniz...
Siz çok kolay aldatılmış olabilirsiniz...
Ama halkı salak yerine koyamazsınız!..

Egemen’e vah vah!..

AB bakanıydı, yolsuzluk ve rüşvet iddiaları üzerine azledildi...
Takipsizlik aldı, Meclis’te aklandı, ama bu defa da hakaretten mahkumiyet yedi!..
CHP Milletvekili Aytun Çıray’a hakaretten 2 bin 100 lira tazminat ödemeye mahkum edildi...
Bu şahıs güçlü olduğu dönemde “lepiska saçlı” dediğim için hakkımda suç duyurusunda bulunmuştu...
Biliyorsunuz, Egemen’in saçları çok gür ve çok güzeldir, ben de beğendiğimi ifade ettim; mutlu olması gerekmez mi?..
Hayır, sırf bu yüzden hapse atılmam için suç duyurusunda bulundu ve hakkımda ceza davası açıldı...
Asliye Ceza Mahkemesi’ne gidip gelir, adliye koridorlarında sürünürken bir de tazminat davası patlattı, para istedi...
Sonunda ceza davasından beraat ettik, tazminat davası da düştü...
Yani ne hapse attırabildi ne de para alabildi...
Ama şimdi kendi mahkum oldu...
Eeee ne demişler, alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste!..