Bugün normal olarak Yunanistan hakkında yazacaktım... Konu kritik... Ne oluyor? Neler olacak?
Ancak daha önce o kadar çok yazmışım ki, benim açımdan sıkıcı olmaya başladı. Devamlı bitmiş maçın yorumunu yapıp aynı şeyleri söylemek gibi... Zaten her şey yıllar evvelden belli olmuş. Madem durum böyle, 12 Mart 2012 tarihinde SÖZCÜ’de çıkan yazımı biraz kısaltıp sizinle paylaşayım. Bugünün yazısı gibi okuyun... Başlıkları bile değiştirmiyorum. Buyurun:

YUNANİSTAN’I BATAĞA SAPLADILAR

Ah vre komşi... Yıllarca yedin, içtin, sirtaki yapıp keyfe keder yaşadın. Avrupa Birliği’ni dolandırdın, yardımlar alıp onları da yedin. Ta ki dünya krize girene kadar... Şimdi naapcan?
Aslında Yunanistan’ın batacağı 2005’de belli olmuştu ama Avrupa Birliği bürokrasisinde haber bir türlü üst makamlara ulaşamadı. Haberin yolu rüşvetlerle kesildi. Gün geldi mızrak çuvala sığmadı, gerçekler ayna gibi ortaya çıktı ve Yunanistan battı!
Buraya kadar tamam... Ama kritik nokta başka... Avrupa Birliği, Yunanistan’ı zombiye çevirdi ve kesinlikle batırmıyor.
(O gün için geçerli yeni anlaşma koşullarını anlatıyorum)
Güzel bir anlaşma gibi görünüyor ama değil! Yunanistan artık sarmala girdi. Buradan toparlanması mümkün görünmüyor. Kimse kendini kandırmasın, Yunanistan kalan borcu da ödeyemez.

MASADAN KALKMAYI BİLMELİ

İşte Yunanlılar tarihlerinin en büyük hatasını bu noktada yapıyorlar. Zaten işler kontrolden çıkmış, kontrolü başkasının veriyorlar.
Tabii ki öldürmezler Yunanistan’ı, süründürürler... Peki neden?
(Yunanistan’ın borçlarını sayıyorum)
Yani Yunanistan’ı çok sevdiklerinden değil bunca çaba...
Hâlbuki Yunanistan devam etse ve “Tamam borcum borç, günün birinde öderim, ben drahmiye dönüyorum kardeş!” deyiverse... Gerisini borç verenler düşünsün, sana ne?
Zaten belki de Yunanistan’ın tek kurtuluş yolu Euro’dan çıkması... Sabitleyecek kuru, basacak parayı, ödeyecek borçlarını... Belki enflasyonu patlayacak, belki faizleri artacak, mutlaka acı çekecek ancak yaşayacak.
Şimdi artık Yunanistan’ın içişleri, dışişleri, maliyesi, ekonomisi yani bütün hayat damarları Avrupa Birliği’nin elinde... Ah Yunanistan, demir alma vakti gelmişse zamandan, meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan...
Yazı burada bitiyor. Demem o ki; neyin değişmesini bekliyorlardı ki? Şimdi kurtarılsın, yine aynısı olacak. Einstein demiş ya; herkes hata yapar ama ahmaklar, aynı hataları yapıp farklı sonuçları bekleyenlerdir.