Nisan 2011’de Suriye Ordusu’nun göstericiler üzerine ateş açmalarıyla silahlı isyana dönüştü.

Muhalifler; Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan’ın silah ve para desteği ile ciddi bir kuvvet oluşturup savaşı bitmeyecek bir açmaza taşıdılar.
Eğer işe Türkiye karışmasaydı muhaliflere ne para gidebilirdi ne de silah... IŞİD de peydahlanmazdı. Hâlbuki bizimkilerin “iki haftada Şam’dayız”, “katil Esed gidecek” gazlarıyla alevi yangına çevirdik.

PARAMIZLA REZİL OLDUK

Acaba Türkiye’yi yöneten ikili, akıllara zarar Suriye stratejilerini uygulamaya koymasalardı ne olurdu? Bence çok daha iyi olurdu. Esad vahşet saçar, en fazla 10 bin bilemedim 20 bin masumu öldürür ayaklanmayı bastırırdı.
Şimdi daha iyi mi oldu? Hem 300 bine yakın Suriyeli öldü hem ucu bize gömüldü. Resmi açıklamalara göre Türkiye’de 2,2 milyon Suriyeli yaşıyor. Yine Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un ifadesine göre bu insanlara şimdiye kadar 7,6 milyar dolar harcandı.

ŞİMDİ KİME BENZEDİK?

Hani şu parasızlık nedeniyle emekliye ucunu göstermediği, asgari ücretliye vermediği maaş zammını, körüklediğimiz savaş nedeniyle Suriyelilere verdik.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, seçimlerden önce; “Bu parayı emekliye veremezsiniz yoksa Yunanistan gibi oluruz!” dememiş miydi? Suriyeliye verince neresi olduk? O kadarla da kalmıyor... Seçim giderleri, Saray’ın giderleri, örtülü, örtüsüz ödenekler... Hep para ister... Para nereden bulunacak? Vergi toplanacak. Toplanacak ama kimden? Bizim gibi bireylerden toplanan vergi Saray’ın dişinin kavuğuna gitmez...

KREDİYE Mİ? VERGİYE Mİ?

Demek ki kurumsal takılacaklar. O iş de biraz yaş... Şirketlerin durumunun, yıllık kredi oranlarının yüzde 30 artmasından hoş olmadığı belli. Bu parayı niçin borçlanıyorlar? Yeni yatırım için mi? Büyüme maksadıyla mı? Hayır, günü çevirebilmek adına...
Döviz kuru ile birlikte giderleri de artıyor. Ya gelirleri? Ekonomide tüketim yok ki nereden gelir artışı yakalansın?

SEÇMEN GÜVEN ENDEKSİ

Tüketici Güven Endeksi 2009 Ocak’tan bu yana en düşük düzeyine geriledi. Ağustosta 62,35 olan endeks, bu ay 58,52 oldu. Yani ne demek bu?
Endeksin 100’den büyük olması tüketici güveninde iyimser durum, 100’den küçük olması tüketici güveninde kötümser durum olduğunu gösterir. İyi de biz 58’lerdeyiz... Dibin dibi... Tüketici güveni yerlerde... AKP’ye sürpriz olur mu bilemem ama ekonomiye güvenmeyen bu tüketiciler de aynı zamanda seçmen!