Urfa Belediyesi, dilenen Suriyeli çocukları toplayıp kafese kapattı. Basına haber uçtu. 4-5 yaşında dilenci çocukların kafes içinde fotoğrafları yayınlandı.
Bugün 23 Nisan!
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ilk açıldığı gün. Çocuklara armağan olarak sunulmuş dünyada ilk bayram.
95 yıl olmuş.
Az zaman sayılmaz.
Türkiye 95 yılın sonunda hâlâ adalet, hukuk ve demokrasi tartışıyor.
Boru değil.
95 koca yıl.
Hukuk geri gitmiş.
Aynı mahkeme salonu, aynı hakim, aynı savcı; önce sanıklara ağırlaştırılmış ömür boyu hapis veriyor. Sonra rüzgar değişiyor. Aynı mahkeme, aynı mahkemenin değiştirilmiş hakimi, aynı mahkemenin değiştirilmiş savcısı “ağırlaştırılmış ömür boyu hapis verdiği kişiye beraat” kararı açıklıyor.
Bu nasıl hukuk?
Nasıl mahkeme?
Dilenci çocuklarla ilgisi, bağlantısı yok ama “adalet gelebilmiş olsaydı” onun görünmez rüzgarıyla Urfa Belediyesi, 23 Nisan’dan bir gün önce “Suriyeli çocukları kafese kapatma” hamlığını göstermeyecekti.

* * *

95 yıl!
25 yılı 1 kuşak diye say.
Neredeyse 4 kuşak eder.
4 kuşak sonra ülkenin partileri yayınladıkları “seçim bildirgelerinde” kalem kalem “dert haritaları” sergiliyorlar.
17 milyon yoksul.
11 milyon emekli.
6 milyon asgari ücretli.
2 milyon taşeron işçi.
1 milyon engelli.
Ailesinin ya da kendisinin kazancıyla iletişim ve ulaşım giderini karşılayamayan 15 ile 25 yaş arası 10 milyon genç.
140 bin öğretmen açığı.
45 bin sağlık uzmanı açığı.
15 bin aile merkezi açığı.
Üniversitelinin burs açığı.
Kadın çalışanın pirim açığı.
Çiftçinin mazot gideri açığı.
Türkiye’nin seçim bildirgelerine konu olmuş dert haritası böyle uzayıp gidiyor. 92 yıl sonra Türkiye, “17 milyon yoksula vereceği yardımın kaynağını” tartışıyor. Üstelik iktidarda
12 yılını doldurmuş parti; “Ben nerede hata yaptım da yardıma muhtaç 17 milyon yoksul yarattım?” diye özeleştiri yapacak yerde “kaynağı nereden bulacaksın?” çıkışı yapıyor.

* * *

Dert haritasını kümeleştirin.
Demokrasi çökmüş.
Güçler tek kişide toplanmış.
Devletin tarafsızlığı gitmiş.
Ekonomi dışa bağlanmış.
Borç alınmış.
AVM yapılmış.
Yine borç alınmış.
İnşaat yapılmış.
Yine borç alınmış.
İthalat yapılmış.
Ekonomi beton ve borç biriktiren bir yapıya mahkum edildiği için işsiz çoğaltan bir çıkmaza saplanmış ve sosyal devlet de bitmiş. Devlet kişileri ve iktidara yakın duran azınlık bir zümreyi zengin eden bir yapıya dönüştüğü için iktidar, muhalefet partisine “kaynak olsaydı biz yerdik” dercesine “nereden bulacaksınız kaynağı” diye sormakta, muhalefet partisi ekonomistleri ise “senin yolsuzluğunu ve israfını bitireceğim, kaynağı oradan bulacağım” cevabı veriyorlar.
Bugün 23 Nisan!
Kutlu olsun.

Çocuklardan mektup!

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, 23 nisan günü için “çocuklardan büyüklere yazılmış mektup “ yayınlandı. Mektupta çocuklar; “ Sayın Büyükler, her 23 Nisan’da bizi koltuklarınıza oturtup bize ne kadar önem verdiğinizi göstermeye çalışıyorsunuz. Lütfen bu 23 Nisan’da yalancıktan bize değer veriyormuş gibi yapmayın. Lütfen bu 23 Nisan’da, bir kerecik de, siz bizim yerimize geçin ve neler yaşadığımızı anlayın” diye yazdılar.