Belleği keskin olanlar hatırlar. Soğuk savaş dönemi ne rahattı! Bir yanda iyiler. Öbür yanda kötüler. Bir yanda haklılar. Diğer yanda haksızlar. Dünyada sinek uçsa yerli yerine konurdu. Soğuk savaşın iki cephesi; dünyanın bir ucunda uçan bir sineğe bakar; kendinin iyi ve haklı olduğuna inanırdı.
Bu dönem bitti.
Bölge savaşları hortlatıldı.
Ortadoğu yanmaya başladı.
Oyun “Arapları-Kürtleri-Türkleri- İranlıları, hepsi Müslüman, birbirine vurdurmak; petrolü-doğal gazı, dünya silah satışını, Arap kralları ile şeyhlerinin kasalarını dolduran dolarları kontrol etmek üzerine” kurulmuştu.
Kurgu devam ediyor.
Ve gelip Türkiye’nin sınırlarını ve bölünmez bütünlüğünü de zorlayan “Büyük Kürdistan oluşması” noktasına dayanmış bulunuyor. Büyük Kürdistan’ın oluşmasının arkasında dünya iki süperi ABD ve AB kararlılıkla duruyorlar. Böyle bir oluşumu kabul ettirmenin sonunda IŞİD diye bir bela, Suriye’yi içerden parçalama diye bir başka bela ve bu iki belanın toplamı sonunda da Türkiye’ye “Suriyeli çocuk anne, baba, kardeş, gelin, nine, dede 2.5 milyon mültecinin gelmesi” ile sonuçlanan büyük, korkutucu, yürek yaralayıcı problemi doğurdu.

* * *

Geriliyor.
Koptu kopacak.
ABD Ordusu’nun Irak’ı işgal edip Saddam’ı Kürt mahkeme başkanının aldığı kararla astırmasının bir yan ürünü olarak doğan IŞİD’in önceki gün Suriye’de “Mare Hattı”nı hedef alması, Ankara’yı alarma geçirdi. Ahmet Davutoğlu hükümeti Türk Silahlı Kuvvetleri’ne “Türkiye’nin tehdit altına giren 90 kilometrelik sınır topraklarımızda tedbir alması için” direktif verdi. Çünkü ABD savaş uçaklarının havadan bombalayıp Kürt savaş örgütleri PKK ile PYD’nin ve Barzani ordusunun da karadan üzerlerine yürüdüğü IŞİD’in Mare Hattı’nı geçmesiyle bizim ülkemizin Suriye sınırındaki en hayati kapılar olan Öncüpınar ile Cilvegözü’nün tam karışında “öp namlunun ucunu” durumu doğacak oldu.
Aslında doğdu bile.
Türk askeri vatanında.
Karşısında IŞİD militanı.
Ve Büyük Kürdistancılar.

* * *

Bu durumda Türk Ordusu, Suriye’ye mi girecek? Türkiye ABD’nin yaratıp içinden çıkamadığı bölgenin jandarması olmaya mı itiliyor? Seçim sandığında halk yumruğu yiyip 10 puan birden kaybedenler; “Suriye batağına ordu sokarak buradan kendilerine bir kahramanlık çıkartma” hesapsızlığına mı batıyorlar? Bu soruların ışığında baktığımız da Türkiye’nin önünde çözmek zorunda olduğu 2 bela dikilmiş duruyor:
1-ABD’nin ordusuyla, parasıyla, diplomatıyla desteklediği “Büyük Kürdistan oluşmasını Türkiye’nin aleyhine olmayacak” şekilde nasıl yönetebiliriz?
2- Türkiye’ye sığınan 2.5 milyon Suriyeliyi ülkelerine nasıl geri döndürebiliriz?
Yeni Meclisimiz var.
Milletvekilleri tazelendi.
Bu 2 sorun büyüyor.

Mantıksız Bakan!


Yargı TEOG’da “Mary Sanders neden başarılıdır?” sorusuna öğrencilerin verdiği cevabı doğru buldu ve iptal kararı verdi. Demek ki, öğrenciler mantıklı, Milli Eğitim mantıksız. Milli Eğitim Bakanı isminin önüne “mantıksız” sıfatı eklemeyi hak etti. Bu bakanlıkta korkunç olaylar oluyor. Geçen hafta Milli Eğitim Bakanlığı çalışanı Ayşe Atasayar (35 yaşında) Ankara’da bir rezidansta ölü bulundu. Genç kadının ölü bulunduğu rezidansın sahibinin, Milli Eğitim Bakanlığı Fatih Projesi’ndeki yolsuzluğa adı karışan Murat Akar (47 yaşında) olduğu ortaya çıktı. Ölen kadının (ya da öldürülen), bu adamın sevgilisi olduğu belirlendi. Fatih Projesi’ndeki büyük yolsuzluğu dile getirdi diye CHP Milletvekili Nur Serter de ölümle tehdit edilmişti.