Söyleme dostuna o da söyler kendi dostuna. Gizli, saklı kalmaz. Sır sır olmaktan çıkar. Devletin gizli sırlarını yazdı diye gazeteci Can Dündar’a devlet korkutması yapıp, yükleniyorlar.
Bedelini ödeyeceksin!
Seni öyle bırakmayız!
Dünyayı yöneten dostlar birbirine söylemişler. Gizliliği kalmamış. Devlet sırrı olmaktan çıkmış. Çok sayıda devletin istihbarat örgütlerinin başkanlarının bilgisi var. Onlar da devletlerinin başkanlarına söylemişler.
Türk halkının haberi yoktu.
Onu da Can Dündar yazdı.

* * *

Silahlar MİT TIR’larına yüklüydü. Sözüm ona gizliydi. Devlet sırrıydı. Gizli götürülüyordu.
Nasıl gizliyse!
TIR şoförleri biliyordu.
Cephaneleri biz aldık diyorlardı. Nereden aldınız sorusuna ise “Ankara Esenboğa Havaalanı’ndan...” cevabını veriyorlardı. Silahları ve cephaneyi Ankara’ya Suudi Kraliyet Hava Kuvvetleri uçakları ile Katar Hava Kuvvetleri’nin askeri ikmal uçakları getirmişti.
Yani Suudiler de biliyordu.
Ve Katarlılar da biliyordu.

* * *

Bu silahlar ne malıydı?
Rus malıydı?
Yani Ruslar da biliyordu.
Ve dış basın bunu yazıyordu.
Yani dış basın da biliyordu.
Bu silahlar kime gönderildi? Özgür Suriye Ordusu’na mı gitti? Yoksa Bayır Bucak Türkmenlerine mi gitti? Türkiye Başbakanı’nın söylediği gibi bu silahlar Bayır Bucak Türkmenlerine gittiyse; o zaman Suriye Türkleri Derneği Başkanı, Suriye Türkmen Kitlesi Başkanı ve Bayır Bucak Tugay Komutanı da biliyordu.

* * *

Kaç oldu?
Yeniden sayalım.
TIR şoförleri biliyordu.
Suudiler biliyordu.
Katarlılar biliyordu.
Ruslar biliyordu.
3 Bayır Bucak Türkmen önderi de biliyordu. Bayır Bucak Türkmenleri ve onun tugay komutanı bu silahları alıp, kiminle birlikte kime karşı savaşıyorlardı. Bayır Bucak Türkmen gençleri, El Kaide’ye bağlı Nusra Cephesi ve İslam Cephesi ile beraber Suriye’de Esad’a karşı savaştıkları için Nusra’nın ve İslam Cephesi’nin komutanları da silahların nereden, nasıl geldiğini biliyordu. Bütün bunları zaten CİA biliyordu. CİA bildiği için ABD Başkanı Obama da biliyordu. Ve bildiğini göstermek için de “elinde beyzbol sopası ile fotoğraf çektirip”
o dönemin Türkiye Başbakanı’nı “sana hatıram olsun, beyzbol sopalı suretime bak, El Kaide uzantılarına silah gönderdiğini bildiğimi hatırla...” diye yollamıştı.
Zaten dikiş o zaman attı.
ABD, Türkiye ilişkisi morardı.
Bütün dünya izledi.
Sağır sultan duydu.

* * *

Bütün dünyanın bildiğini ve sağır sultanın duyduğunu bir tek ağır narkoz altına alınmış Türk halkı bilmiyordu.
Silah değil gıda dediler.
Cephane değil ilaç dediler.
Gazeteciye fotoğraflı bilgi geldi. Gazeteci de MİT TIR’ının içindekiler “ilaç ya da konserve değil, silahtı. İşte fotoğrafta görülüyor” diye yazdı.
Kurdun, kuşun haberi var.
Devlet sırrı diyor.
Gazeteciyi “casusluk yaptın“ diye tehdit ediyor.
Saçma! Sapan!

Düşüyor!

Bugünü saymazsak sandığa gitmeye 3 gün kaldı. Kararsızların da kararlarını verecekleri günlere girdik. Açıklanan açıklanmayan anketler iktidar partisinin oylarında düşme olacağı tahminini yapıyorlar. Düştüğü kesin. Seçim propagandaları başladığında 400 milletvekili hedefi vardı, onu dile getirmez oldular. 330 milletvekilini de bulamayacakları netleşmiş olmalı ki, o hedef de çürüdü. Tayyip Erdoğan, bugüne kadar hiçbir cumhurbaşkanının yapmadığı taraflı davranmayı seçip alıp Anayasa suçu işlemesine rağmen oyları tutamadı. Yüzde 40’da kalırsa başarı sayacak.