Beraber gülüyorlardı.  Şimdi bir bölümü yine dört köşe fakat diğerleri gözyaşı dökmekte...
Gözyaşları yılan oldu.
Üç kişi - beş kişi.
Buluşuyorlar.
Listelere bakıyorlar.
Aldatıldık!
Diye dövünüyorlar.
Gözyaşı döküyorlar:
Hırsızlığa alet olduk.
Rüşvete vida olduk.
Ranta onay olduk.
Parsellemeye örtü olduk.
Günaha ortak olduk.
İki gözü. İki çeşme.
Ağlıyorlar.
Gerçeği söylemek akıllarına yeni geldi. Köşesi olanlar,  tutamıyorlar kalemlerini. Yazıyorlar: Gördün mü?  Ayşe‘ye bile bunu yaptılar. Listeye koymadılar. Ayşe, AKP’nin kurucusuydu. Dindarlık yolunun taşları tek tek döşendiği o zor zamanlarda davayı sırtlayanların başında başörtüsüyle Ayşe oldu.
Ayşe 13 yıl yorulmadı.
Hep partiyi savundu.
Partiye kudret geldi.
Ayşe listeden gitti.

* * *

10 kişi- 20 kişi.
Toplanıyorlar.
İstişare ediyorlar.
Anlatıyorlar: Numan’ı da kaydırdılar. Seçilemeyecek  yere koydular. Numan, İslam terbiyesi almış, davaya inanmıştı.  Dava için “dolar dolu kutuyu” görmezden geldi. Dava için “bakan koluna takılan saati” de görmezden geldi. Dava için “bakan oğullarının rüşvet
oğlanı haline getirilmesini” de görmezden geldi. Dava için parsellemeyi de görmezden geldi.
Numan için ağlıyorlar:
Hepimiz görmezden geldik.
İktidar günahına ortak olduk.
Partiye para gücü geldi.
Numan da liste dibine gitti.

* * *

30 kişi- 40 kişi.
Toplanıp görüşüyorlar:
Biri; “Abdurrahman’ı sonradan partiye yamanmış devşirmelerin arkasına koydular...” diyor ve diğerleri de, “Abdurrahman bu davaya para için, kariyer için, mevki için, mal biriktirmek için gelmediğini gösterdi, listeden adını çekti...” diyerek taze yaraya tuz basıyorlar.
Yara taze, kanıyor!
Diyorlar ki:
Din dahil her değerimizi para gücüne dönüştürdüler. Davaya inanmışlar elendi, yerlerine “Reis Tayyip’in ve ailesinin gözüne girmek için her türlü iftira, hakaret, tehdit, yalan, şantajı kullanan yeni devşirmeler bulup” koydular. Ciddi İslamcı olanlar elendi.
Partiye devşirme geldi.
Abdurrahman’a vefa bitti.

* * *

50 kişi-60 kişi.
Oturup dertleşiyorlar:
İslam’ ı referans yapmıştık.
Rüşvet yemeyecektik.
Hırsızlık yapmayacaktık.
Yolsuzluğa izin vermeyecektik.
Güce tapmayacaktık.
Paranın esiri olmayacaktık.
Kul hakkı yemeyecektik.
Bunların hepsini yaptılar.
Dava için biz de göz kapattık.
Dava için görmezden geldik.
Dava için biz de günaha battık.
Halk da bize baktı.
Gerçeği gördü.
Namaz kılana güvenirdi.
Halk, namaz kılandan soğudu.
Başı örtülüye saygılıydı.
Başı örtüleye saygı bitti.
İslami referansa ilgi vardı.
İslami referans yalan çıktı.

* * *

Aldatıldık!
Diye dövünüyorlar.
Din istismar edildi.
Diyorlar.
Gerçeği yeni görüyorlar.
Gözyaşları yılan oldu.

54 Vali!

Adana Valisi idi. 10 kasım 2013 günü makam aracında otururken bir grup genç protesto etmeye başladı. Vali Avni Coş, bağıran gruptan bir kişiyi işaret edip, “Allah belanı versin diyen o gavatı al” diye polislere talimat verdi. Aynı Vali, Adana’dan alınıp Sakarya’ya vali yapıldı. Dün Sakarya’nın ana kentinde, tüm kasabalarında ve köylerinde cep telefonu sahibi ne kadar Sakaryalı varsa hepsinin cep telefonuna; “Sayın Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan, yarın (bugün) Sakarya Kent Meydanı’nda mitingde konuşma yapacaktır.” mesajı gönderdi. Gönderen: 54 Vali. Yani Sakarya Valisi Avni Coş, İktidar partisinin il örgütü görevini de üstlendi. Böylesi tarihte görülmedi.