Övünme saymayın. Beşiktaş, sporcusuyla, taraftarıyla, sosyalist hocası ve kapitalist başkanı ile örnek davranışlar sergiliyor. Böyle bir takımın sade bir taraftarı olarak ben de seviniyorum.
Görmüşsünüzdür.
Genç kuşaklara “efendice yarışma duygusu aşılasın” diye maç öncesi her futbolcu 5-6-7 yaşlarında kız ve erkek çocuklarını da ellerinden tutarak birlikte törene (seremoniye) çıkıyorlar. FB-BJK maçı öncesinde Beşiktaşlı futbolcu Necip ile beraber sahaya yürüyen çocuk, “Ben sana düştüm ama Fenerbahçeliyim... Artık Beşiktaşlı mı oldum?” diye sordu. Necip de çocuğa; “Hayır sakın üzülme. Sen hâlâ Fenerbahçelisin. Benim elimi tuttun ya artık ben Fenerliyim...” cevabını verdi.
Necip, asil demek.
Saygı uyandıran insan.
Necip, adının hakkını verdi.

* * *

Beşiktaşlı genç oyuncu Necip’in gösterdiği  “hak bilme temiz sevgisinin milyonda birinin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’da olmasını” çok isterdim.
Necip asaleti gösterseydi.
Darbeci yasasına sığınmazdı.
Darbeci Kenan Evren döneminde yapılan YÖK yasası ve Anayasa’daki “diktatörlük kokan”  ve en çok oy alarak seçilmişi eleyen çağdışı yanlıştan vazgeçerdi. Kenan Evren; “üniversitelere gericiler-şeriatçılar- komünistler rektör olmasın” diye bir tepeden inmeci eleme yöntemi getirmişti. YÖK, sandıktan çıkanları kendince “birinci-ikinci-üçüncü” sıralamasına sokuyor, bu üçlü listeden birini seçmesi için Cumhurbaşkanı’na gönderiyordu. Yani üniversitede profesörlerin, doçentlerin, asistanların, tüm akademisyenlerin özgür iradeleriyle sandıkta seçtikleri, otoriter iradenin değiştirme keyfine veriliyordu.

* * *

Ne üniversiteye yakışır.
Ne profesöre yakışır.
Ne doçente yakışır.
Ne ülkeye yakışır.
Ne cumhurbaşkanına yakışır.
Ne de demokrasiye...
Darbeden sonra 35 yıl geçti.
Öncekiler de sürdürdüler. Bugünkü Cumhurbaşkanı da “Darbeci Kenan Evren’in tepeden inme eleme kalıbına” dört elle sarıldı. İstanbul Üniversitesi’nde rektörlük seçimi yarışında 1202 oy alan Raşit Tükel, “sol görüşlü ilerici bir hoca” diye biliniyordu. İkinci sırada 908 oy alan Mahmut Ak da “dindar muhafazakar görüşlü bir hoca” diye yazılıp söyleniyordu. YÖK, en çok oy alan solcu hocayı değil, ikincilik alan dinci muhafazakar hocayı listenin başına yazıp Cumhurbaşkanı’na gönderdi. Cumhurbaşkanı, “dindar muhafazakar görüşlü hocayı”  İstanbul Üniversitesi’ne rektör diye atadı.

* * *

İstanbul Üniversitesi gibi 150 yıllık; ilim-irfan-bilgi, aydınlık insan, ilerici beyin üreten bir üniversitede dindar muhafazakar hocaya 908 oy çıkması bile düşündürücü.
Korkunç!
Necip’in asaleti olsaydı!
Uzatılan sol eli tutardı.
“İlerici görüşlü Raşit Tükel Hoca rektör olmasın” diye darbecinin tepeden inmeci 35 yıl önceki yasasına yapıştı.

Neden?

Hastane raporu basına sızdı. Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın vücuduna 5 değil 10 kurşun isabet etmiş. Bu durumda Savcı Kiraz, hem onu kurtarmak durumunda olan polislerin hem onu öldürmek için rehin alanların iki ateşi arasında kalmış. Rahmetli Savcı’yı “iki ateş arasına alıp öldürerek kurtarma operasyonuna” Başbakan ile Cumhurbaşkanı, “başarılı operasyon” diye halka takdim ettiler. Neden!