Hz. İsa kendi dini olan “Museviliğin” o yıllarda çürüyen yanlarını değiştirmek için yola çıktığında hedefi yeni bir din yani Hristiyanlığı kurmak değildi. Yine de “Ben Dünya’yı yakmaya geldim” diye bağırmıştı.
Taraftar buldu.
Mecaz anlamda yakma söylemi “olumlu”  da “olumsuz” da olabilir.
Partiler listelerini açıkladı.
Çoğunlukla yenilenme var.
Eskiler gidiyor.
Yeniler geliyor.
Erkek ağırlığı gidiyor.
Kadın vekiller geliyor.
Yorgun yaşlılar gidiyor.
Dinç gençler geliyor.
Listelerin görünüşte umut verici bu tablosundan; yine ağza bakan ve lidere uydu olmuş, kimliksiz, kişiliksiz,  küçük hesapçı, çıkar peşinde koşan bir Meclis de çıkabilir. Üç aylık yüksek maaşları peşin alan ve cömert imkanlarla beslenen yeni oluşacak Meclis,  Ankara’nın “lacivert elbise kokulu sayın vekilim kostümü” içinde Türkiye’yi yakmaya devam edebilir.

* * *

Tersi de olabilir.
Dönüm noktasına geldik.
AK Saray’ı da yakabilir.
12 yıl sonunda geldiğimiz şu tablo;  hukukun iflas etmesi, hakime, savcıya, avukata duyulan güvenin neredeyse sıfırlanması,  savcıların odalarında rehin alınıp kurşunlanması, MİT’in taraf olması, Cumhurbaşkanı’nın yemini her gün çiğnemesi, yasama, yürütme yargının tek elde toplanması,  tek kişinin emrinde polis devletinin kurulması, iktidar yandaşı  muhafazakar İslamcı elit bir azınlığı zengin edip halkın çoğunluğunu yoksul, işsiz, borçlu yaşayan durumuna düşüren; “yüksek cari açık-yüksek faiz-yüksek dış borç” kıskancına girmiş bir ekonomik model yaratılması ve  yolsuzluk, rüşvet, hortumlama, parselleme, dolar dolu kutular, döviz dolu kasaların sahiplerinin mahkemelerde ve Meclis koltuklarında kalkan parmaklarla aklanıp temizlenmesinin tek sorumlusu bu Kaçak AK Saray oldu.

* * *

Seçim ortamına girdik.
Meclis’e yeni vekiller geliyor.
Halk seçimde isterse:
İktidarı sallayıp, sarsacak.
Beyaz ihtilal patlayacak.
Yeni Meclis, Saray’ı yakacak.
Türkiye o zaman nefes alacak.
İktidar Partisi milletvekilleri de “Saray’ın emir kulu olmaktan” işte o zaman, isterlerse kurtulacaklar.

* * *

Halk, bu Saray’a kızıyor.
Benimsemedi.
Kibri kabullenmedi.
Firavun Sarayı’na benzetti.
Seçimde öfkesini gösterebilir.
Bu ülkenin halkı öfkelendiğinde 7 kez oylarıyla iktidar değiştirdi. Kendini sultan, firavun, diktatör gören liderleri seçimde sandığa gömebildi. Bu seçimde halk ciddi uyarı yapabilir. Yapması için bütün şartlar oluştu. Saray’ı yakmaya geleceklerin önünü açabilir.
Böyle bir ihtimal var:
Saray’ın hayali tutmayabilir.
400 vekili bulamayabilir.
330 da bulamayabilir.
276’yı bile bulamayabilir.
Sarayı yakma hakkı doğar.
Sarayı yakmaya gelirler.

Ucuz elektrik!

TEİAŞ Genel Müdürü Kemal Yıldır, “....arkadaşlarımız sisteme ucuz elektrik almak için aşırı risk üstlendikleri için sistem çöktü...” dedi ve istifa etti. Elektrik Mühendisleri Odası Başkanı Hüseyin Çelik ise “... sözü edilen şirketlerin sistemin çökmesine yol açacak fiyat artışı isteklerini kabul ettirme maniplasyonu içinde olup olmadıkları sorusudur... Nitekim yılbaşından buyana TETAŞ’ın toptan satış fiyatlarında yaptığı indirim tüketicilere yansıtılmayarak yaklaşık 300 milyon TL dağıtım şirketlerine aktarılmıştır...” dedi.