Bu başlık altında okuduğunuz hiçbir şey bizi şoke edemez. Ama olsun toplanın size ilginç bir hikâye anlatacağım, sonra da güzel bir haber var...

Nasıl bir baba 9 yaşındaki oğluna “Git kendini öldür” der ki?
Çok acayip bir hikâyeymiş yeni öğrendim.
Olay Çin’de geçiyor ama İstanbul’a gelecek merak etmeyin!
Parasal nedenlerle polislik yapmak zorunda olan eski müzisyen Lang Guoren ile eski müzisyen, dansçı eşi Zhou Xiulan dünyaya gelecek çocukları için bir piyano alırlar.
1982 yılında Lang Lang dünyaya gelir.
2 yaşında Tom ve Jerry’nin The Cat Concerto bölümünü izlerkenki halinden bile ilgisi bellidir.



3.5 yaşında ders almaya başlar Lang. Babası o dört yaşındayken karar vermiştir “Oğlum Çin’in 1 numaralı piyanisti olacak.”
Baba oğlunu konservatuvara sokmak için işini bırakır. Başkent Pekin’e, fakir bir bölgeye; tuvalet ve lavaboyu bile paylaştıkları bir daireye taşınırlar.
Annesi Shenyang’ta kalır; çalışıp ailenin iki erkeğine o bakmak zorundadır. Kazandığı para da yemeğe ve derslere anca yeter. Lang annesini baya uzun süre göremez göremez.
Günün yüzde 65’ini piyano çalışarak, babası tarafından sürekli kritik edilen, azarlanan, ara sıra tartaklanan, annesini özleyen, babasıyla yaşarken onu sevmeyen bir çocuk.



Lang Lang, Türkiye’de yine çok sevdiği Kaan Baysal’la birlikte piyano çalacak.

BABAM ‘ATLA VE ÖL’ DEDİ


Ve Lang Lang 9 yaşındayken konservatuvar sınavına girer; ‘Bayan Sinirli’ adını taktığı bir öğretmen tarafından “Sende hiçbir yetenek yok, asla piyano çalmamalısın” sözleriyle kovulur.
Babası deliye döner!
Saatler süren sinirinin ardından oğlunun eline bir kutu hap verip “Her şeyi mahvettin, yaşamayı hakketmiyorsun, bunları iç” der. Babasından korkup balkona kaçan Lang Lang’in arkasından bağırır: “Atla ve öl.”
Lang Lang şöyle anlatıyor: “Çok korkmuştum ve ellerimi duvara vuruyordum, parmaklarımı kırıp bir daha piyano çalmamak için. Sonra biraz sakinleşti. Her şey bitmiş gibiydi ama babam benden o kadar utanıyordu ki şehrimize dönemiyorduk. 3 ay piyanoya hiç dokunmadım. Bir gün sınıf arkadaşlarım Mozart çalmam için ısrar ettiler. Hiç istemeden çaldım ve kendimi çok iyi hissettim. O gün eve döner dönmez babama ‘Bana başka hoca bul’ dedim.”
Sonraki 19 ayın sonunda Lang Lang, tam bursla konservatuvara kabul edilir.
15 yaşına geldiğinde ise yine bursla Amerika’dadır.

LANG LANG ETKİSİ


[caption id="attachment_993347" align="alignleft" width="325"] Lang Lang[/caption]

Lang Lang bugün 33 yaşında ve bir ‘süper star’.
Babasını asla onaylamıyor, annesini ise dünyanın her yerine götürüyor.
New York Times ona ‘klasik müziğin en ateşli temsilcisi’ diyor; Time’ın ‘Dünyanın En Etkili 100 Kişisi’ listesinde, dev markalar onunla çalışmak için yarışıyor.
Asırlık piyano üreticisi Steinway’ın kendisine özel piyano üretilmiş ilk piyanist. Özel uçakla gittiği konserlerinde onu Versace (Helmut Lang giydirseydi; he he) giydiriyor; Adidas adına bir model piyasaya sürdü. Allianz Global Marka ve Birleşmiş Milletler Barış Elçisi olan bu adam hakkında pek çok kitap yazıldı. 2008 Pekin Olimpiyatları’nın açılışındaki performansı sonrasında 40 milyon Çinli çocuğun klasik piyano eğitimi almaya başlaması nedeniyle literatürde ‘Lang Lang Etkisi’ denilen bir terim bile var! Beyaz Saray’da da konser verdi; Herbie Hancock’la da sahneye çıktı, Metalica’yla da...
Her şey bir yana müziğiyle insana bir annenin, bir masörün, bir aşığın, bir uzaylının, bir psikoloğun ya da çikolatanın yaptığını yapabiliyor!

ASIL HABER DE BU


Ve Lang Lang gelecek sene İstanbul’a geliyor. Hem de muhteşem bir proje için.
Her sene dünyanın her yerinden yüzlerce başvuru oluyor ve seçilen 10 çocuk Lang’ten master class eğitimi alıyor.
Daha önce Münih, Barselona ve Viyana’da yapılan Allianz Gençler Müzik Kampı’nın dördüncüsünün 2016 kasımında İstanbul’da yapılacağı açıklandı.
Üstelik geçen sene Barcelona kampına seçilen ve Lang Lang’in hayran olduğu(muz) Kaan Baysal da ev sahipliği yapacak.
Bilet alanlar da, 6 günlük eğitim sonrası Lang’in küçük çocukların çalışını izleyip onlara birer yetişkin gibi tavsiye vermesini, onları Batman’in pelerininden balıkların hareketlerine muhteşem örneklerle motive edişini ve bir mini konserini izleyebilecek.
“Küçükken bana ‘Daha dramatik çal’ derlerdi, annemi ve onu özlediğimi düşündüğümde başarırdım diyen Lang Lang’i çocuklarla izlemek gerek.

[caption id="attachment_993348" align="alignleft" width="670"] Kaan Baysal[/caption]

Bir ‘iyi çocuk’ nasıl yetiştirilir?


Hani konserinde büyük etkilenmişliğim, ağlamışlığım da var ancak beni Lang Lang’e yakınlaştıran kişi bir Türk piyanist. Lang’in geçen sene birlikte sahneye çıktığı, ara ara irtibat kurduğu, New York’ta çalışmasını istediği bir küçük piyano dehası Kaan Baysal.
Şuraya yazıyorum; daha 12 yaşından belli, Kaan, Türkiye’nin yetiştirdiği en büyüwk piyanistlerden biri olacak.
Çünkü onda piyanodan, dersten fazlası var. O yıllardır tanıdığım ‘en saf’ enerji. Belki de onu diğer çocuklardan, diğer piyano çalanlardan ayıran tarafı da bu. O piyanosunu evcilleştirmeye çalışan bir Küçük Prens. Çocuk gibi çocuk, büyük desen de büyük. Olur da evde tek başına kalırsa operayla yalnızlıktan kurtuluyor, kedisi olsun istiyor şimdilik video izlemekle yetiniyor, beyaz ekmek ve bilgisayar oyunu seviyor; o piyanoda çok iyi olmak istiyor. Lang Lang de bir meleğin piyano çalışını ayırt edebiliyor!
Bir de Dr. Begümhan Baysal’ın, televizyonda, kitaplarda ‘hırslı bir manyak anne’ olmadan, iyi kalpli ve küçükten başarılı bir çocuğu yetiştirmenin yollarına dair ders vermesi gerekiyor.