Koca ülkeyi kaos teslim aldı! Terör ve şiddet, yalnız anaları değil, hepimizi ağlatıyor.
Bu kanlı istikrarsızlığın altında, Başkanlık hevesi ve 400 milletvekili elde etmek hayali yatıyor!
Her gün acı bir olay, her gün kan ve gözyaşı!
Fakat bunların ne önemi var!
İktidara “Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir!” anlayışı hâkim!
1 Kasım seçimleri her şeyden ağır basıyor.
Koltuk ve makam kavgası onlar için daha önemli!

* * *

Öte yandan, ekonomi sarsıntıda. Dolar almış başını gidiyor!
Yalnız devletin ve şirketlerin değil, ailelerin de borçları artıyor,
fiyatlar dizginlenemiyor!
Çarşı-Pazar ateş pahası!
Mutfaklar yangın yeri gibi!
Bütçeler delik deşik!
Ev kadınları dertli mi dertli!

* * *

Ülkemizin tablosu özetle böyleyken, Başbakan Davutoğlu pespembe bir tablo çizip Türkiye’nin mutlu bir ülke olduğunu söylemez mi?
Neye dayanarak söylüyor bunu?
Kadınlarımızın yüzündeki ifadeye bakarak bu kanaate varmış!
Davutoğlu’nun sözleri, Uğur Dündar’ın kitaplarından yola çıkarak Müjdat Gezen tarafından sahneye konulan ünlü oyunun adını aklıma getirdi:
“Yalandan Kim Ölmüş!”
Her politikacı atar ve bizler buna alıştık ama biraz da destekli atmaları gerekmez mi?

* * *

Başbakan Davutoğlu bakınız ne diyor?
“Eğer o ülkedeki kadınların yüzünde tebessüm varsa, o ülke mutlu bir ülkedir.
Eğer sokaklarında yürüdüğünüzde, kadınların yüzüne baktığınızda, kadınların yüzünde tebessüm varsa ve daha iyi bir dünya ümidiyle yaşıyorlarsa, emin olabilirsiniz ki, o ülke mutlu bir ülkedir.”

* * *

Başbakan’ın bu sözleri üzerine sokaklarda dolaştım, mahalle aralarında gezdim... Ve inanın ki, gülen-gülümseyen, şen-şakrak bir yüz görmedim.
Hayatın dertleri ve Türkiye’nin kaosu, kadın-erkek, insanlarımızı yay gibi germiş, suratlar asılmış, (istisnalar hariç) hemen hemen tüm yüzlerde “Yarın ne olacak?” endişesi var!
Sayın Başbakan kusura bakmasın ama, politikacıların konuşurken kendilerini frenleyip, fazla yüksekten uçmamaları gerekiyor!

CHP, toplumda heyecan yaratmak zorunda!


AKP, son hızla 1 Kasım seçimlerine hazırlanıyor.
Gelen haberler, AKP’nin, başta Saadet Partisi olmak üzere yakın bulduğu herkesi çatısı altında toplamaya başladığını gösteriyor.
Peki, CHP ne yapıyor? Kendi görüşüne yakın partileri çatısı altında toplayarak “Güç birliği“ yapıyor mu? Yeni bir strateji geliştiriyor mu?
Hayır, şimdilik böyle bir çabası yok ve vakit hızla geçiyor, zaman daralıyor!

* * *

CHP toplumda heyecan yaratmak zorunda... Bu heyecan “Güç birliği” ile sağlanır. CHP, başka türlü oy patlaması yapamaz ve yerinde sayar.
CHP’nin, dinci, yobaz kişileri ve bölücüleri kadrosuna alıp milletvekili yapmakla oylarını artırması mümkün değil! 7 Haziran seçimlerinde bunu net olarak gördük.
Vatan Partisi lideri Doğu Perinçek, Yurt Partisi lideri Sadettin Tantan, DSP lideri Masum Türker, bilge siyasetçi Hüsamettin Cindoruk gibi isimlerin desteği ile CHP halka umut verecek farklı bir strateji geliştirilebilir.
Toplumun yurtsever kesimlerinin desteğini almadan, Sadece Tayyip Erdoğan karşıtlığı ile oy toplamak bir hayli zordur.

* * *

DSP Genel Başkanı Masum Türker ile konuştum.
CHP’nin, değişiklik yapmadan, yıpranmış vitrini ile halkın karşısına çıkmasının yanlış olduğunu söyleyerek şöyle dedi:
“CHP yönetimi, CHP ile aynı kulvarda siyaset yapan DSP başta olmak üzere, Vatan Partisi ve diğer partilerle (Yurt Partisi, DP vs.) işbirliğine gitmek istemiyor, yanlış yapıyor! Daha önce DSP seçmeni olup CHP’ye oy verenler artık yoruldular.
1 Kasım seçiminde CHP farklı bir yaklaşım sergilemezse, daha önce DSP’ye yüzde 22 oy veren seçmenin önemli bir kısmı CHP’den umudunu kestiği için tekrar DSP’ye yönelebilir. Bu da ciddi bir oy kaybına sebep olabilir. CHP’nin bunları düşünmesinde ve ülke çıkarı için ‘Güç birliği’ yapmasında büyük yarar görüyorum.
Aklıselim bunu gerektirir.”

Gü­nün Sö­zü


Türkiye cehenneme döndü, ateş sönmüyor.
Çünkü bir şeytan, üşüdükçe cehenneme odun atıyor!