Kadın olmasa insanlık olur muydu?
“Yeryüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir.” sözü Atatürk’e aittir.
O anamızdır, kız kardeşimizdir, eşimizdir, varlığımızın temelidir.
Hiç kimse, kollarında bir çocuk tutan anne kadar saygıdeğer değildir. Fakat...
Böyle düşünmeyen, gelişmemiş ilkel kafalar da var.
Yıllardır o yobaz, o çağdışı zihniyeti iyi tanıyoruz!
Onlara göre kadın ikinci sınıf insandır, erkeğe hizmet eden köledir, halayıktır.
Ne hazindir ki kadınlarımızın önemli bir bölümü de erkek egemenliğine boyun eğip, onlara hizmet eden köleler olmayı kabulleniyor!
* * *
Erkeğin esiri olmaktan âdeta zevk duyan kadınlar arasında, kendilerini baş tacı ederek onlara eşit vatandaşlık hakları sağlayan Atatürk’e hakaret edenleri bile
görüyoruz.
Bir televizyon programında:
“Ben Atatürk’ü sevmiyorum, Humeyni’yi seviyorum.” diyen, her yanı örtülü bir kadını ve onu destekleyen aynı tipteki arkadaşını bile gördük.
O Atatürk ki, kadınlara değer veren, onları erkek tahakkümünden kurtarmaya çalışan bir liderdir.
Kadınların Atatürk’e her zaman şükran duymaları gerekir.
Kadınlarımız bizim için kutsaldır fakat ne yazık ki, böyle horlanmaktan, kötülenmekten, böcek gibi ezilmekten mutluluk duyan kadınlarımız da var.
Trabzon’daki utanç verici olay nedeniyle tüm bunlar bir kez daha gündeme geldi.
Trabzonspor-Gaziantepspor maçından sonra, hakemlere kızıp (hiçbir ilgisi yokken) kadınlara hakaret eden Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’nun aşağıda naklettiğim abuk-sabuk sözleri herhalde uzun süre unutulmayacaktır.
“Kadın gibi değil, adam gibi yaşamış!”
Şu lâflara bakar mısınız:
Trabzonspor’un Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu ne diyor?
“Ben 49 yaşına kadar adam gibi yaşadım, kadın gibi yaşamadım. Trabzonspor için kapalı cezaevinde yatmaya da razıyım. Ben kadın gibi 100 sene yaşayacak yerde, adam gibi bir sene yaşarım!”
Nasıl sözlerdir bunlar? Nasıl bir anlayıştır bu?
Ülkemizde tutucu bir kesimin kadına verdiği değer böyle işte! Onlar için kadın, erkek egemenliğinde, önemsiz, değersiz, sadece hizmet eden bir yaratık!
Bakış açıları öyle!
Efendim, neymiş? Gaziantepspor maçında hakem son anda Trabzonspor’un bir penaltısını vermemiş ve maç 2-2 berabere bitince hakeme kızan Başkan efendi açmış ağzını yummuş gözünü...
Yaa kardeşim, olayın kadınlarla ne ilgisi var?
Düşünmüyor ki, onu da, çocuklarını da bir kadın yarattı. Gökten zembille inmediler ya!
Yalnız o değil.. Ülkemizin en üst düzey siyasileri bile “Kadın-erkek eşitliği fıtrata ters” diyor. Onların yolundan giden aynı kafadaki bir kulüp başkanın da böyle demesi pek şaşırtıcı değil!
* * *
Trabzonspor Başkanı Hacıosmanoğlu kadınların büyük tepkisi üzerine söylediklerinden pişman oldu ve kulübün internet sitesinden şöyle bir açıklama yaptı:
“Kullandığım ifadelerin yanlış anlaşılmasından dolayı, istemeyerek üzdüğüm kadınlarımızdan özür dilerim. Kurtuluş Savaşı’nda cepheye mermi taşıyan kadınlarımızın bu ülkenin kurtuluşunda gösterdiği mücadeleyi bilecek kadar tarihi bilgiye sahibim.
Bilsinler ki, onlara vurulacak bir fiskeden, eşime ve anneme vurulmuş kadar üzüntü duyarım.”
İbrahim Hacıosmanoğlu yaptığı fahiş hatayı böyle düzeltmeye çalıştı ama ne
fayda?
İlkel zihniyet bir kez daha açığa çıktı ve kalpler kırıldı bir defa!
Tebessüm
Demirel’den bir fıkra
Uçak yolculuğu sırasında çocuklar rahat durmuyor, oradan oraya koşarak uçağın dengesini bozuyorlarmış.
Bu durumdan rahatsız olan kaptan pilot hostesi çağırıp:
“Bana bak, uçak tehlikeye giriyor. Şu çocukları hemen kontrol altına al!” demiş.
Bir süre sonra uçağa derin bir sessizlik çökmüş. Ortalıkta çıt yok!
Kaptan pilot “Bunu nasıl başardı acaba?” diye merak etmiş.. Hostesi çağırarak:
“Ne oldu da çocukların hepsi birden sustu?” diye sorunca hostes:
“Çok kolay oldu” demiş
“Uçağın kapısını açtım, çocuklar biraz da bahçede oynayın, ben sizi sonra çağırırım dedim.”
Günün Sözü
Sadelik, tevazu, iyilik ve doğruluk olmayan yerde büyüklük yoktur!