Kenan Evren’in arkasından atıp tutanları gördükçe deli oluyorum.
Artık hiçbir gücü kalmamış, cevap dahi veremeyecek bir ölüye bu kadar kindar davranılır mı?
Dünyaya yeni mi geldi bunlar? Daha önce neredeydiler?
Evren güçlü iken, yağcılık ve yalakalık yapanlar, şimdi kahraman kesildiler.
O kadar yürekliyseler, Evren iktidarda iken neredeydiler?
“Güçlüye tapan, güçsüzü satan bir toplumuz” diyenler haksız değil.

* * *

12 Eylül 1980 öncesinde ülkede kan gövdeyi götürüyordu. Caddelerden her gün cesetler toplanmaktaydı...
Millet evinden dışarı çıkmaya çekiniyor, aileler çocuklarını okula göndermeye korkuyordu.
12 Eylül harekâtı olunca hemen herkes “Oh! Hayatımız kurtuldu” dedi.
Evren yüzde 92 gibi rekor bir oyla Cumhurbaşkanı seçildi. Her yerde coşkun bir şekilde alkışlarla karşılanıyordu. Şimdi ise maalesef ölüsüne sövüyorlar!
Güvenilmez bir toplum hâline geldik!

* * *

Ben, Evren’i iktidarda iken onu eleştiren bir gazeteciyim. Bu nedenle defalarca Selimiye Kışlası’na çağırıldım. Tehditler, uyarılar aldım.
Evren, Genel Yayın Yönetmeni olduğum Günaydın Gazetesi’ni iki defa, Tan Gazetesi’ni de bir defa kapattırdı. Bu nedenle ben de 12 Eylül mağduru sayılabilirim. Ancak, ne olursa olsun, o zaman da gerçekleri savunduk, şimdi de...
Eski dönemdeki yalakaların, şimdi bir ölüye karşı kahraman kesilmeleri gülünçtür!

* * *

Orgeneral Evren, ülkenin kargaşa döneminde, alt kademelerden gelen baskılar sonucu mecbur kaldığı için yönetime el koymuştu. “Doğrudur ya da yanlıştır” diye elbette tartışılabilir. Onu suçlu bulan da olabilir tabii ki... Ancak...
Ölünün arkasından savrulan küfürler toplumumuzdaki düşük karakterin ve seviyesizliğin ifadesidir.
Ben ona tekrar “Allah rahmet eylesin” diyorum.

Rahmi Koç’tan, Rahmi Turan’a

Evren’in ölümü nedeniyle yazdığım yazı için okurlarımdan çok sayıda destek mesajı geldi. En anlamlısı, büyük işadamı Rahmi M. Koç’tan gelen mektuptu.. Bu mektubu okurlarımla paylaşmak istiyorum. Diyor ki:
“Rahmi Bey,
Kenan Evren hakkında yazdığınız bugünkü “Hatasız kul olmaz” başlıklı makalenizi okudum, yüzde yüz haklısınız.
O zaman ordu gidişata el koymasaydı memlekette harp çıkardı.
Bizim 11 fabrikamız, 5 ile 10 ay arası grevdeydi. Ekonomi durma noktasına gelmişti. Askerin el koymasından 48 saat sonra fabrikalar çalışmaya başladı. Evren’in ağzından çıkanın kanun olduğu bir dönemde rahmetli Evren seçim yaptırdı ve idareyi devretti.
Şimdi kendisine büyük haksızlık yapılıyor, en azından günah işliyorlar. Sevgilerimle.”
Rahmi M. KOÇ

Alkent’te cinayet!

Alkent, İstanbul’un en güzel sitelerinden biri... Bana göre en güzeli...
Bu sitede geçen gün bir cinayet işlendi!
İnsan öldürülmedi çok şükür ki...
28-30 yıllık koca bir çam ağacını acımasızca kökünden kestiler!
Neden kestiklerine dair bilgi de vermediler.
Bu da bir çeşit cinayettir! Doğa cinayeti...
Ben, o güzelim ağacı kesenlere “Lânet olsun!” diyorum.
Bu kadar sevgisizlik, bu kadar doğa düşmanlığı olmaz!
O kocaman ağaç, elektrikli testerelerle vahşice doğrandı.
Doğa ve ağaç sevgisi olmayanlarda, insan sevgisi de olmaz!
Hepsine lânet ediyor ve eğer bu yasal olarak bir suç ise, ilgililere suç duyurusunda bulunuyorum.
Biz, iktidarı eleştirip duruyoruz. Neden? Çağdaş olmadığı için... Doğa sevgisi olmayan ve ağaç katleden Alkent Sitesi yöneticilerinin, ülkeyi darmadağın eden iktidardan ne farkı var ki? Yazık!

Te­bes­süm

“Sırada kaç kişi var usta?”
Berber dükkânına giren adam sordu:
“Sırada kaç kişi var?”
“Dört” dediler.
Soran adam “İyi” deyip gitti.
Birkaç gün sonra aynı şahıs kapıdan başını uzatıp yine sırada kaç kişi olduğunu sordu.
“Üç kişi” dedi usta...
Öteki “Yaa, iyi” deyip gitti.
Adam üçüncü kez gelip sorunca berber çok sinirlendi. Çırağına:
“Şu herifi takip et. Nereye gidiyor, kimdir, öğrenip gel” dedi.
Çırak yirmi dakika sonra döndü. Berber sordu:
“Öğrenebildin mi oğlum?”
“Öğrendim usta. Adam doğru sizin eve gitti!”

Gü­nün Sö­zü

Mühendisin imamdan daha az olduğu bir ülkenin geliştiği görülmemiştir!