Yeni hükümet bugün-yarın kurulacak.
Kabinede yer alacak isimler için Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında bir takım sorunlar çıksa da, bu iş fazla uzamayacak!
Cumhurbaşkanı, yeni hükümette yer alacak isimlerin kendisine yakın kişiler olmasını istiyor. Hatta o kadar yakın ki, bu isimler arasında damadı bile var!
Başbakan ise, Saray’ın baskısına direnmeye çalışıyor ama direnemiyor!
***
Yeni kabinede de Maliye Bakanı olması beklenen Mehmet Şimşek iyi niyetle çalışan bir siyasetçi. Ona genellikle olumlu bakarım ama tabii ki, eleştiririm de... Sempati başka, eleştiri başka...
Mehmet Şimşek, İngiliz pasaportu olduğu ve İngilizce’yi de iyi bildiği için İngiliz gazeteleriyle iyi bir diyalog kurmuştur.
Financial Times gazetesine yaptığı açıklamada yeni hükümetin büyük, geniş bir reform paketi uygulayacağını söyleyerek şöyle demiş:
“Hükümet 4 yıl boyunca geniş bir reform paketini uygulayacak. Devletin gelirlerini artırmak için vergi toplamanın iyileştirilmesinden başlayarak, ekonominin tüm kısımları üzerinde odaklanacağız ve bunun etkileri ilk 18 ayda görülecek.”
Farkında mısınız gelecek büyük kazığı?
***
Ben, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in İngiliz Financial Times gazetesinde yayınlanan bu demecini okuyunca halkım adına “Eyvah!” dedim.
Neden mi?
Bu sözleri, yeni vergi paketlerinin geldiğini, kazığın daha da büyüyeceğini gösteriyor.
Yüzde 49.5 seçmenimiz AKP’ye “Kazığı büyütsün” diye oy vermiş demek ki...
Halkım adına gerçekten endişeliyim ama fazla üzülmüyorum, kazığı yiyecek kitlelere acımıyorum da...
Madem oy verdiler, ceremesini çekecekler. Onlarla beraber biz de okkanın altına gideceğiz!
Ünlü sözdür: Her toplum lâyık olduğu idareye kavuşur!
Biz de böylece lâyığımızı bulduk!

“Sıra size de gelir!”

Washington’da bir müzede Alman Rahip Martin Niemoller’in (1892-1984) büyük ders niteliğindeki ibret verici sözleri bulunuyor.
1930’lu yıllarda Almanya’da Nazilerin insanlara yaptığı zulmü ve insanların korkusunu anlatan dizeler şunlar:
***
* “Önce sosyalistleri topladılar, sesimi çıkartmadım, Çünkü ben sosyalist değildim.
* Sonra sendikacıları topladılar, sesimi çıkartmadım, Çünkü sendikacı değildim.
* Sonra Yahudileri topladılar, sesimi çıkartmadım, Çünkü Yahudi değildim.
* Sonra beni almaya geldiler! Benim için sesini çıkartacak kimse kalmamıştı!

Suç: İhmal suretiyle kasten adam öldürmek!

Başkentli avukat okurum Baykal Doğan bir hukukçu olarak, Ankara’da yüzden fazla kişinin hayatını kaybettiği “canlı bomba katliamı” nedeniyle, İçişleri Bakanı, Ankara Valisi ve Ankara Emniyet Müdürü’nün yargılanmaları gerektiğini söyleyerek, mesajında şöyle diyor:
***
“Olayda güvenlik zafiyeti olduğu açıkça ortadadır. Başbakan yaptığı açıklamada canlı bomba eylemleri olacağına dair istihbaratlar alındığını, hatta Ankara ve İstanbul’da eylem hazırlığında eylemcilerin yakalandığını ifade etmiştir. Bu açıklama göstermektedir ki güvenlikten sorumlu birimler Türkiye’de bu tarz bir eylem yapılacağını bilmektedir.
Peki, o zaman günler öncesinden yapılacağı belli olan ve yasal izinleri alınmış bir mitingde, toplanma alanında gerekli arama ve güvenlik önlemleri neden alınmamıştır?
Bu durum büyük ihmaldir ve bu ihmali yapanlar mutlaka yargı önüne çıkarılmalıdır.
İçişleri Bakanı, Ankara Valisi ve Emniyet Müdürü, Türk Ceza Kanunu’na göre ihmal suretiyle ‘kasten adam öldürme’ suçundan yargılanmalıdır.
Olay örtbas edilirse bu, hukuk adına utanç verici olur!”

Te­bes­süm

“Alo, karım kayboldu!”

Adam telefonda çığlık çığlığa bağırır:
“Aloo... Alooo! Karım kayboldu!
Telefondaki ses soğukkanlı bir ifadeyle uyarır:
“Beyefendi lütfen sakin olun!”
Adam bağırmaya devam eder:
“Nasıl sakin olayım, karım kayboldu diyorum size!”
Telefondaki aynı sakin ses:
“Tamam da beyefendi...” der “ Burası karakol değil ki, sağlık ocağı!”
“Haa, öyle mi? Çok pardon! Ben sevinçten ne yaptığımı biliyor muyum?”

Gü­nün Sö­zü

“Edepli edebinden  susar, edepsiz de ben susturdum zanneder!” (Mevlana)