“Açılım” maskaralığıyla üç yıldır meydanı boş bulan PKK,  Türk Hava Kuvvetleri’nin operasyonlarıyla ağır bir darbe yedi!
Hain yılan hâlâ alçakça saldırıyor ama “keskin sirke küpüne zarar verir” misali, kendileri çok daha büyük kayıplara uğruyor!
Doğu ve Güneydoğu’da 34 gündür devam eden vahşi terör saldırılarında asker ve polis 26 güvenlik görevlisi şehit oldu, 11 vatandaş hayatını kaybetti.
Her ölüm haberi bağrımızı yaktı, şehit aileleri kan ağladı ama ya PKK’nın kayıpları? Bunu bilen var mı?
Terör çetesinin aldığı yara o kadar ağır ki, örgütün lider kadrosunda büyük bir endişe başladı.
***
Türk Hava Kuvvetleri’nin, önceden belirlediği “inlere” yaptığı operasyonlarla 6 günde “390 terörist öldürüldü!” Ayrıca 400’ün üzerinde yaralı var.
Yurt içinde polisin yaptığın operasyonlarda da 1000’den fazla PKK’lı gözaltına alınmış bulunuyor.
Bilanço gerçekten ağır!
PKK liderleri öyle şımarmışlardı ki, böyle şiddetli bir tokadı beklemiyorlar, her istediklerini yaptıracaklarını sanıyorlardı!
***
PKK’nın, para ve mal kaybı da büyük oldu.
Kandil’de bir sığınakta korunan milyonlarca dolar ve uyuşturucu madde, daha güvenli yer diye Zergele Köyü’nde kale gibi tahkim edilen bir eve nakledildi. Fakat...
Türk Hava Kuvvetleri’nin hedefinde o köy de vardı. Harekât sırasında, güvenli sanılan o ev de vuruldu ve paralarla birlikte yandı!
Yaşanan maddi kayıp çok büyüktü ve moral çöküntüsü yarattı!
Paraların yanmasından sorumlu tutulan “Şervan” kod adlı terörist ile ona bağlı 10 militanın örgüt içinde kurşuna dizilerek infaz edildiği öğrenildi.
İşte, PKK’nın siyasi uzantısı HDP milletvekillerinin paçalarının tutuşmasının ve Brüksel’e koşarak Türkiye’yi şikâyet etmesinin sebebi bu...
***
Avrupa Birliği ve NATO’nun Türkiye’ye baskı yapıp operasyonları durdurması ve “çözüm masası”nın yeniden kurulmasını sağlaması isteniyor.
Evet... PKK’nın beli kırılmak üzere... Hâlâ kuyruğu dik tutmaya çalışıyorlar ama nafile...
Dileriz AKP, yıllar önce yaptığı gibi yeni bir gaf yapmaz ve PKK’yı yine yok olmaktan kurtarmaz!
Devlet işi ciddi tutarsa, bu yıl örgütün son çırpınış yılı olabilir! Aksi halde tren kaçar!

Hulusi Akar Paşa...

Yeni  Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar daha görevine bile başlamadan her yandan eleştiri yağmuruna tutuldu.
“Kuzey Irak’ta subay ve askerlerimizin başına çuval geçiren Amerikalı generalden madalya aldı, Amerikalılar ona Legion of Merrit nişanı taktı” diye eleştiriliyor.
“Aslında önyargılı olmamak gerekir. İşe başlasın, icraatını görelim, ondan sonra gerekiyorsa eğer, hep birlikte eleştiririz. Böylesi daha doğru olmaz mı?” diye düşünüyorum.
Ben kendi hesabıma Türk Silahlı Kuvvetleri’nde en üst rütbeye ulaşmış bir komutanın Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesine, Atatürk ilke ve devrimlerine sahip çıkacağı inancındayım. Ancak...
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın Paşa’ya övgüsü düşüncelerimi karıştırdı.
***
AKP Hükümeti’nin önemli adamı Akdoğan, önceki Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in çok başarılı olduğunu söyleyerek:
“Ben Hulusi Paşa’nın da çok başarılı olacağı inancındayım. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gelecek vizyonuna uygun bir isim olduğunu düşünüyorum” sözleriyle Orgeneral Hulusi Akar’ı övdü.
Bence yanlış yaptı. Keşke Necdet Özel Paşa’ya benzeterek övmeseydi. O zaman Hulusi Paşa’ya daha sempatik bakardık.

Tebessüm

Eşekle aradaki fark!  

Toplum olarak küfrü seven bir yapımız var.
En ağır lâflar da, millete iyi örnek olması gereken Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kullanılıyor.
Mesela geçen yıl, Meclis zabıtlarına geçen sözlerden bazıları:
“Eşek, eşşoğlu eşek, ulan, yalancı, hırsız, hayvan, alçak, şerefsiz, “o.... çocuğu” “pu.t” “pezevenk” vesaire...
Eski bir tarihte bir bakan, kavga ettiği muhalefete mensup bir milletvekiline  “Seninle eşek arasında ne fark var lan?” diye bağırmıştı.
Milletvekili bakana yaklaşmış, parmaklarıyla aralarındaki mesafeyi ölçerek cevap vermişti: “Tam bir karış mesafe var!”

Günün Sözü

Kararınızı sakın kalbinizle vermeyin, hep aklınızla verin!