Ülkemizde haksızlık ve adaletsizlik diz boyu! Hiçbir ülkede insan hakları böylesine çiğnenmemiştir.
AİHM (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) kararları da ülkemizin içler acısı halini gözler önüne seriyor.
Tüm ülkeler arasında, insan haklarını çiğnediği için en fazla ceza alan ülke Türkiye! AİHM kararlarına göre binlerce insanımız haksızlıklara uğramış durumda...
AKP, cezaevlerini doldurmakta doğrusu çok başarılı oldu, ülkeyi 13 yılda koca bir hapishaneye çevirdi. Sürekli yeni cezaevleri yapılıyor. Ancak tüm bunlar tutuklu ve mahkûm artışına yetmiyor!

* * *

Daha iki yıl üç ay önce, 2012 yılı sonunda cezaevlerinde toplam 136 bin 20 hükümlü ve tutuklu vardı.
2014 yılı sonu itibarıyla durum daha da korkunçlaştı!
Tutuklu ve hükümlülere 29 bin kişi eklenerek toplam sayı 165 bin 33 kişiye yükseldi.
Davaları devam eden tutukluların sayısı 22 bin 919 kişi...
Cezaevlerinde 5 binden fazla kadın mahkûm var. Bu kadınlarla beraber yatan 300 civarında da 0-6 yaş arasında çocuk var. Annelerinin yanında çile çeken masum kurbanlar bunlar...

* * *

Türkiye’deki bütün cezaevlerinin toplam “163 bin 129 kişilik” kapasitesi var.
Bugün bu kapasite aşılmış bulunuyor. Bazı cezaevlerinde, 18 kişi kalması gereken koğuşlarda 25 kişi kalıyor.
Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu, cezaevlerindeki kalabalık koğuşların “İnsanlık dışı” düzeye geldiğini tespit etti...
İşte AKP Türkiye’si!
Ülke kocaman bir hapishane oldu!

Bodrum’a yazık oluyor!

Bodrum’da tabiat uyanıyor. Artık ilkbahar geldi sayılır.
Bodrum, Marmaris, Antalya ve diğer tatil yöreleri her yıl Türkiye’ye önemli ölçüde döviz kazandıran bölgeler... Klasik tabiriyle “Altın yumurtlayan tavuklar.”
Ancak bu yıl “Bodrum tavuğu” boğulmak üzere!
Maliye’nin, kullanılan kamu arazilerine biçtiği ecrimisil (işgaliye parası) astronomik düzeyde... Hiçbir turizmcinin milyonla ifade edilen bu paraları ödemesi mümkün değil.
Birçok işletme, kepenk kapatmaya hazırlanıyor!
Bu, iktidarın Bodrum’a ve Bodrumlulara attığı “siyasi kazık” olarak nitelendiriliyor.
Yılın her mevsimi Bodrum’da yaşayan gazeteci arkadaşım Can Pulak’tan bir mail aldım. Bodrum’un başka bir sorununu dile getirerek şöyle yazıyor:

* * *

“Turizm sezonu başlamadan önce bölgenin durumu nedir?
Bodrum’dan Torba kavşağına gelene kadar gördüğümüz manzara çok acıklı!
Ormanlar biçiliyor, zeytinler kesiliyor, zemin toprakla doldurularak yola paralel hale getirilip, inşaatlar yapılıyor.
Çevre çirkinleşiyor!
Bodrum gibi bir turizm merkezine yakışmayan bir giriş-çıkış fotoğrafı oluşmaya başlamış.
Güvercinlik’teki, yasaları hiçe sayan otel bitti. Şimdi güzelim Halep çamları acımasızca kesilerek iki yeni otel daha yapılıyor.
Manzarayı görseniz yüreğiniz sızlar, vicdanınız kanar.
Elimde yetki olsa, inşaatları durdurur ve orayı “Dünya çevre facia merkezi” ilan ederdim.

* * *

Fakat haksızlık yapmayalım. Devletin de aynı rezaleti sergilediğini görüyoruz.
Güya orman yangınlarını önlemek için helikopter merkezi kurmuşlar. Ortasına lüks bir misafirhane oturtmuşlar. Bir başka binayı da idare ve lojman olarak planlamışlar.
Eğimli arazi, büyük masrafla düzeltilerek, üstelik çamlar kesilerek helikopter pisti yapılmış.
İnanılacak gibi değil. Çevrede dümdüz alanlar varken eğilimli alan neden seçilir? Binlerce çam, hem de Orman Bakanlığı’nca neden kesilir?
Biri bunun sadece cevabını değil, hesabını da vermeli!”

Te­bes­süm

Kedi, köpek ve fare!
Farenin, evin kedisiyle başı dertte... Yiyecek bulmak için dışarı çıkacak ama kedi göz açtırmıyor ve bu durum sürüp gidiyor.
Günün birinde farenin kulağına bir köpek havlaması geliyor, sevinçle dışarıya kulak veriyor:
“Hav! Hav! Hav!”
Fare “Oh” diyor “Ev sahibi eve köpek almış. Artık kedi ondan kaçarken, beni unutur.”
Fare deliğinden usulca çıkıyor ama daha üç metre gitmeden üzerine atlayan kedinin eline düşüyor. Fareyi yakalamış olmanın keyfini yaşayan kedi, yavrularına dönüp:
“Bakın” diyor “İşte, yabancı lisan bilmenin faydası bu!”

Gü­nün Sö­zü

İnsan önce para kazanmak için sağlığını, sonra da sağlığını kazanmak için parasını verir!