Evet, Suruç saldırısı göz göre göre geldi.
Tamamen ihmal, beceriksizlik ve bilgisizlik sonucu bu facia yaşandı ve 32 cana mal oldu.
Peki, bir zamanlar TIR kamyonlarıyla silah gönderilen bu ahlâksız teröristlerin günün birinde Türkiye’nin başına bela olacağı düşünülmedi mi?
Akıllı bir adam çıkıp ülkemizin önlerini göremeyen yöneticilerini uyarmadı mı?
Uyarmaz olur mu?
16 Kasım 2011 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsünde konuşan bir milletvekili, bugün yaşadığımız tehlikelerin olabileceğini söylüyordu.
Bu, CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray’dı.

* * *

Aytun Çıray, tüm AKP’li yetkilileri, uyararak şöyle diyordu:
“Komşularımızla sıfır sorun” diyen bir iktidar Türkiye’yi görülmemiş bir düşmanlığın içine düşürmek üzeredir.
...Müslüman kanı dökülmesine sebep olacaksınız. Sizi uyarıyorum!
...Suriye yönetimine karşı Türkiye’de konuşlandırılmış silahlı muhalifler var!
Dışişleri Bakanı’na (Davut-oğlu) sordum, dedi ki “Suriye’de demokrasi yok”
Başbakan (Erdoğan) Suriye ile el ele diz dize otururken Suriye’de demokrasi vardı.
... Siz başka ülkelere demokrasi getirmeyi bırakın da önce Türkiye’ye demokrasi getirin.
Uyarıyorum!
Türkiye ne yazık ki etrafında yarattığı düşmanlığın ağır bedeliyle karşı karşıya kalmak üzere...
Yarın çok daha büyük bedeller ödemeyeceğimizi kim söyleyebilir?
Suriye’de yaşanacak kanlı hesaplaşmaların ve bölünmelerin Türkiye’nin yakın geleceğini çok kötü şekilde etkilemeyeceğini Başbakan (Erdoğan) acaba neye dayanarak garanti edebilir bize?”

* * *

Uyarılar boşa gitti... Her şeyi çok iyi bildiğini sanan AKP yönetimi Türkiye’yi alevden bir bataklığa sürükledi.
İşte sıfır soruncu (!) Davutoğlu’nun yanlış politikaları sonucu Türkiye’nin geldiği nokta... Sanki cehennemin kapısındayız... Her an yeni kanlı olaylar patlak verebilir.
Ne olur Sayın Davutoğlu... Sizin aklınız ermiyorsa akıllı adamları dinleyin bari!
Türk ulusuna bu acıları çektirmeyin!

MHP’nin dramı (2)


MHP’li olduklarını iddia eden bir takım garibanlardan küfür dolu mesajlar alıyorum.
Onlara yazdıklarını misliyle iade ediyorum tabii...
Çirkefleşiyorlar!
Oysa ben MHP’yi dostça eleştiriyor, yanlış yolda olduğunu söylüyorum.
Yalakalar, yağcılar, çıkar peşinde koşanlar genel başkanlarının çevresine çöreklenip onu aldatanlar, korkudan gerçeği söylemeyip her şeye “Evet efendim, haklısınız” diyorlar.
Bu yüzden parti hiç bir zaman, bırakın iktidar olmayı, ana muhalefet partisi bile olamıyor, olamaz da... Önce kafalarını yıkamaları lâzım!

* * *

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın bile uzun bir mektup yazarak aklı sıra bana çattı. Böyle kişilerin Genel Başkan Yardımcısı olduğu bir partiden ne hayır beklenir ki?
Bu tür düşünenler siyasette her zaman “figüran” olarak kalmaya mahkûmdur.
Ben kesinlikle MHP düşmanı değilim. Tam tersine MHP’li birçok arkadaşım, dostum vardır ve MHP’ye sempatiyle bakarım.
Sadece durum saptaması yapıyor ve hiçbir MHP’linin söylemeye cesaret edemediği gerçekleri söylüyorum.
“Dost acı söyler” denir ya... Onun gibi bir şey... Ama bunu algılayamıyorlar!

* * *

Eğer erken seçim olursa kimin haklı olduğunu göreceğiz.
Yanlış politikalar bir partiyi asla doğruya götürmez!
MHP’nin en büyük talihsizliği ufku geniş, karizmatik, çağdaş bir lidere sahip olmamasıdır!
İyi, güçlü ve öngörülü bir lider, MHP’nin oylarını ikiye katlar.

Te­bes­süm


Tavuklar tilkiye emanet!
AKP’liler “Laikliğin güvencesi biziz!” dedikçe, aklımıza tilkinin hikâyesi geliyor.
Tavuk çiftliğinde kümesleri ve tavukları, dışarıdan gelecek tehlikelere karşı korumak üzere deneyimli özel güvenlikçi arıyorlarmış.
Müracaat eden tilki, sıkı bir imtihana tabi tutulmuş ve çok beğenilmiş.
“Ne ücret istersin?” diye sormuşlar.
Tilki “Ben gülmekten söyleyemeyeceğim. Siz ne verirseniz...” demiş!

Gü­nün Sö­zü


Başkasının bilgisiyle bilgin olabilsek bile, ancak kendi aklımızla akıllı oluruz!