Sanırım erkekler kadına şiddet konusunda yazılan onca yazıyı, yapılan tatsız tuzsuz, kan ve haksızlık dolu haberi hiç ama hiç ciddiye almıyor.
Hele de bu konuda kalem oynatmış, geçmişinde kadına karşı işlenen şiddet suçlarına karşı duruşuyla biz kadınların gönlünü kazanmış az sayıdaki köşe yazarından biri bu konuyu hafife alan bir yazı yazınca, tadım kaçıyor ister istemez.
Ahmet Hakan dünkü köşesinde, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun önceki gün kürsüye çıktığında yakasına ‘Kadına Şiddete Karşı hayır De’ rozeti takmasını pek beğenmiş.
Eğer ortada benim anlayamadığım bir ironi yoksa, bu hareketi pek olumlu bulmuş.
Eğer bu yıl, sadece bu yıl öldürülen kadın sayısı 256’dan fazla (Anıtsayaç.com’a göre) olmasaydı, mahkemeler kadın katillerini kurtarmak, cezalarını indirmek ve onlara şefkat göstermek için ölmüş kadınların üzerine atılan her çirkin iftiraya göz yummuyor olsaydı, Kadın Bakanlığı’nın ismine bile tahammül edilemeyip bakanlığın adı değiştirilmemiş olmasaydı, bu sembolik davranışı ben de keyifle karşılayabilirdim.
Ama ülkenin son 15 yılda bu konuda geldiği nokta tam bir kabus.
Bu iş, Başbakan’ın yakasına takacağı minik bir yaka iğnesiyle çözülecek olma eşiğini çoktan aştı.
Tanı tanıma, bir erkek tarafından cinsel suça maruz kalıp, hayatını kaybedip suçu işleyenin mahkemede anlatacağı birkaç saçma yalanla, o adamın mahkemede giydiği takım elbiseden değersiz hale gelebildiğimiz bir ülkede yaşıyoruz biz kadınlar!
Başbakanımız yaka iğnesi takacağına kolları sıvayıp yüreğini, ömrünü koysun bu konuya.
Ölen kadınların savcısı olsun. Her haksız indirim davasında hesap sorsun katillere indirim yağmuru yapanlardan!
Meclis’i seferber etsin; her kadını yaşam tarzına bakmadan, muhafazakar bacı olsun olmasın kucaklayacak yasalar çıkarsın. İşte o zaman yaka iğnesine gerek kalmadan bu ülkenin kadınları omuzumuzda gezdiririz kendisini.
Ama bugün bir yaka iğnesiyle bizim yüzümü güldürmesi, umutlandırması ve korkularımızı gidermesi imkansız...


Nükleer ertelense ne şahane olur


Her felakette bir hayır vardır derler. Gerçi bir uçağın düşürülüp bir insanın ölmesinde hayır aramak ne derece doğru bilmiyorum ama Rus uçağının düşürülmesinin ardından ülkece yaşadığımız gerginlikten sanki iyi gibi bir haber çıktı.
Böyle zamanlarda çok fazla dezenformasyon yaşanıyor ama umarım bu haber doğrudur. Habere göre Rusya Federasyonu Hükümeti’ne bağlı Analiz Merkezi’nin Stratejik Enerji Araştırmaları Direktörü Alexander Kurdin, uçağın düşürülmesinin mevcut projeleri etkilemeyeceğini bildirmiş ve Akkuyu Nükleer Güç Santrali projesinin iptal olmayacağını ama ertelenmesinin mümkün olacağını belirtmiş.
Nükleerin dünyaya verdiği hasarı bilen ve planlandığı yerde çocukken Caretta kaplumbağalarla yüzmüş biri olarak bu habere sadece sevinebilirim.
Keşke böylesi stratejik önemi olan yatırımları her an düşmana dönüşme potansiyeli olan devletlere teslim edenler de uyansa uykudan...