Yıllardır ülkemizden aklı başında, adam kayırmayan, kriterlerini mantık çerçevesinde konumlandırmayı başarmış bir ödül töreni çıksın diye bekler dururuz.
42. Altın Kelebek Ödülleri bu fırsatı bir kez daha teperek beni hayal kırıklığına uğrattı.
Oysa gece gerçekten süper başlamıştı.
- Zorlu’nun bu kente kattığı en önemli değerlerden biri olan PSM salonu bu ödül töreni için müthiş yakışan bir mekan olmuştu.
- Davetlilerin geceye gelirken gösterdikleri özenleri yurt dışındaki geceleri aratmayacak cinstendi. Bu gerçekten çok ama çok hoşuma gitti.
- Gazetenin de etkisiyle katılım hayli üst düzey gerçekleşmişti.
- Kenan İmirzalıoğlu ile Çağatay Ulusoy’u birlikte görmek çok güzeldi. Tekrar onları yeniden bir dizide görsek diye düşünmeden duramadım.
- Kelebek yazarlarının kırmızı halı esnasında yayın yapması iyi fikirdi. Ama hiçbiri iyi hazırlanmamıştı görevine. Uzun zamandır canlı yayında röportaj vermemiş ünlü isimlere çok güzel sorular hazırlanabilirdi.
- Kıyafetleri Tülin Şahin’in ve Sibel Arna’nın davetlinin yanında eleştirmesi çok yanlış bir fikirdi. İkisi de muhatabın gözünün içine bakarak “Arkadaş, bu da giyilir mi yahu” diyemedi. Mesela İpek Açar’ın korkunç kıyafetine bir övgüler... İçimiz daraldı izlerken... Bu işi ekran başına bir köşede Nur Yerlitaş’ı geçirip yaptırmalılardı! Bakın nasıl güzel ve konuşulacak bir seyirlik çıkardı ortaya.
- Zeynep Cassalini gecenin en sıra dışı aksesuarını takmıştı. Gözüne üzerinde #barış yazan bir plaka yerleştirmişti. Tamam, bir Björk’ün kuğu elbisesi gibi klasik değildi ama iyi bir fikirdi bence.
- Ama asıl sıkıntı adayların belirlenmesinde yaşanmıştı bence.
- Mesela ikinci sezonuna başlayan ‘Poyraz Karayel’ gibi dizilerin sadece yazdan beri yayınlanan ‘Güneşin Kızları’ dizisi ile yarıştırılması büyük haksızlıktı.
- Ayrıca sonucu dizi hayran gruplarının belirlediğinin bu kadar ayyuka çıkması da iyice tatsızlaştırdı sonucu. Kimse kusura bakmasın ama yılın dizisi hiç de ‘Güneşin Kızları’ değil. Benim gönlümün bu kategoride kazananı ‘Poyraz Karayel’dir. En iyi oyuncular da çok sevmeme rağmen Çağatay Ulusoy ve Serenay Sarıkaya değildi geçen sezon. Çok çok daha iyi performanslar izledik.
- Biraz da çuvaldızı kendimize batırmamız lazım, magazin muhabiri arkadaşlarımızın kıyafetleri hem mesleğimize hem de geceye saygı açısından hiç olmamıştı. Biliyorum tabii ki maddi durum etken ama hepimizin en kötü birer damatlığı, bayramlığı var, değil mi?
- Ataberk Mutlu kuşkusuz bu dönemin en yetenekli çocuk oyuncularından biri. Ama ödül alırken ağlaması yüreğimi paraladı. Keşke minik oyuncu dostlarımızı bu kadar gerecek bir şeye kalkışmasak ve onları yarıştırmasak. Hayatı setlerde geçen bu çocuklar zaten gönüllerin şampiyonu.
- Ödül dağıtımındaki dengecilik de gözümden kaçmadı. Mesela ‘En İyi Çıkış Yapan Solist’ dalında ödülün dört kişiye birden verilmesi tatsızdı.
- Kayahan Abi’yi unutmamış olmaları gecenin en güzel anlarından biriydi. Bu vesileyle tekrar ruhu şad olsun
- Yine de organizasyonda emeği geçen herkesin hakkını teslim etmek gerek. Egoların tavan yaptığı müzik ve dizi sektörüyle başa çıkmak da kolay değil. Bu sonuçlarda ne yazık ki bu egoların da etkisi büyük... Umarım seneye daha hakkaniyetli ve yurtdışı rakiplerini aratmayan bir Altın Kelebek izleriz. Bu, çocukluğumuzdan beri sevdiğimiz bir gelenek çünkü...


Ellemeseler trafik akacak aslında


Sürekli taşınmayı çok seven biri olarak (sanırım burcumun özelliğiymiş) uzunca sayılabilecek bir süredir Göktürk’te yaşıyorum.
Orası her gün yüzlerce ağacın biçildiği bir mezbahaya dönüşmüş durumda.
Biliyorsunuz yeni havalimanı da o güzergaha inşa ediliyor.
İnşaat bittiğinde sanırım taşınmak gerekecek.
Hasdal-Göktürk yolu büyük bir kalabalığın havalimanına giriş çıkış yaptığı yol olacak. Bu yol üç şerit gidiş, üç şerit dönüş, otoyol tadında bir yol. Bölünmüş yol olduğu için de hız sınırı uzunca bir süredir 110 km/s idi. Ama bir gecede hız sınırı 90 km/s’e indirildi.
Bir de EDS kondu ve hız bu kadar düşünce bir anda yolun yoğunluğu neredeyse iki katına çıktı.
Üç şerit otoyolda saatte 90 km hızla seyrin korkunçluğunu eklemeye gerek bile görmüyorum. O bölgede yaşayan devlet görevlileri hız sınırını takmadıkları için hayatları etkilenmedi. Ama şimdi biz bu hız ve yeni gelişen yoğunlukla tatsızca boğuşuyoruz. Yarın havalimanı açılınca tam saçma olacak bu sınır. Oysa ülkenin tamamında bölünmüş yolların hız sınırı 110 km/s... Ha, aniden hız sınırı düşürülünce insanların yediği cezayı saymıyorum bile.
Görüyorum ki ellemeseler trafik insan gibi akacak!