Güneydoğu’nun sınır köylerinde katır hayatın bir parçasıdır. Kaçakçılık onlarla yapılır. Son dönemde katır üzerinden bir gerginlik politikası yürütülüyor. 2011 yılında 34 vatandaşımızın öldürülmesinden sonra Uludere bölgesinde yaşayan vatandaşlarımız kaçakçılığı kendileri için bir “hak” görüyor, kendilerini hiçbir gücün engelleyemeyeceğini düşünüyor. O yüzdendir ki askere karşı saldırgan bir tutum izleniyor. Bu durum, ilerde daha büyük sorunlara yol açacak gibi de gözüküyor.
Uludere merkez ve köylerinde 10 bin civarında katır bulunuyor. Sınıra yakın Gülyazı ve Ortasu gibi köylerde hemen her ailenin en az 10 katırının olmasının bir nedeni olmalı. Katır o yörede insanların ekmek kapısı olarak bilinir. Sınır boylarındaki vatandaşlarımızın kaçakçılıktan başka yapacak bir şeyi de yoktur. İşte, bunu yaparken terör örgütünün de artık kucağına itilmişler. O katırlarla neler yapıldığını ve bölgedeki son durumu o bölgede görevli bir komutandan dinledim.

 Bir gecelik kazanç

“Katır” deyip gelip geçmeyin. Erkek eşek ile dişi atın çiftleşmesinden doğan melez hayvan olan katır,  gücü, dayanaklılığıyla kaçakçıların vazgeçemeyeceği bir hayvandır. Yükle yükleyebildiğin kadar. Şimdi sigara kaçakçılığı yaygın. Katır, bir seferde 3 bin adet sigara paketi taşıyabiliyor. Kaçakçı, her sigara paketinden asgari 1 TL kazanıyor. Katırın sınır dışından her gelişi sahibine en az 3 bin TL bırakır. 10 katırı bulunan kaçakçı, bir gecede 30 bin TL kazanıyor. Bunun yanında zaman zaman katırların altına silah bağlanarak teröristlere de silah nakli yapılıyor. Kaçakçılıkla uğraşmayı artık meslek haline getirmiş olanların bir çoğunun evinin önünde biri Mercedes, BMW gibi lüks olmak üzere 2-3 otomobili bulunuyor. Orada yaşananları, bölgedeki bir komutandan dinleyelim:
- Bu yılın mart ayından itibaren kaçakçılıkta büyük bir artış yaşanmaya başlandı. Kaçakçılarla mücadele sırasında 5-6 katır öldürüldü. Gülyazı ve Ortasu köylüleri, çevre köylerdeki kaçakçıları askere karşı direnmeye çağırıyor, kaçakçılık yasağının tanınmamasını, devlete karşı baş kaldırılmasını istiyorlar.
- İki hafta sonra Gülyazı ve Ortasu köylerindeki kaçakçılar 60-70 kişiyle ve yanlarında 200 katırla Irak’a Göreneş Dere yatağından yasa dışı geçiş yapmak isterken, asker uyarıda bulundu, 5-6 katır öldürüldü. Kaçakçılar, ‘Bizi durdurmaya ne sizin gücünüz, ne de hükümetin gücü yeter!’ deyip geçişe devam ettiler.

Suyu, elektriği kesiyorlar

- Askeri görev yapamaz hale getirmek için çoğu kadın ve çocuk 2 bine yakın kişi, Düğün Dağı civarındaki askerlere taşla saldırı başlattı. Irak tarafından gelen katırlar da yükleriyle köylere götürüldü. 24 Mart’ta, iki HDP’li milletvekilinin de aralarında bulunduğu grubun saldırısı sonucu 15 asker yaralandı. Askeri etkisizleştirmek, halkın gözünden düşürmek için kaçakçı ve PKK’lı işbirliğiyle bölgedeki karakolların elektrik ve suyunu sürekli olarek kesiyorlar. Bu durumu valiliğe de rapor ediyoruz.
- 27 Mart’ta bin kişilik grup, sınıra bir kilometre mesafede. Askeri yasak bölgede çadır kurdular, bölücü örgütün sözde bayraklarını açtılar. Eylemi 29 Mart’ta sonlandırdılar. KCK; sınır birliklerimize uyarı ve tehdit içeren bildiri yayınladı.”

Örgüt denetiminde kaçakçılık

Sınır boylarında artık kaçakçılık tam anlamıyla bölücü örgütün gözetiminde ve istekleri doğrultusunda gerçekleştiriliyor. PKK, kaçakçılıktan para kazandığı gibi insansız hava aracından görünmemesi için katırların altına roketatar ve silahları bağlayıp getirtiyor. Kuzey Irak’tan getirilen küçükbaş hayvanların altına da tabana, makineli tabanca gibi silahlar bağlanıyor. İşte, örgüte yakın kişilere dağıtılan silahlar da bu yöntemle getiriliyor.
Askere göre, kaçakçılığın en az yapıldığı dönemde bile bir katırın aylık getirisi 25 bin lirayı geçiyor. Her hanede 8-10 katır olduğuna göre, sınır boylarındaki yurttaşların gelirini varın siz hesap edin... Köylerde bulunan kepçe ve dozerlerle de kışın kaçakçılık yolları açılıyor.
Sınır hattına 10 kilometre uzaklıkta olan Gülyazı ve Ortasu köyleri “yaylaya çıkıyoruz” bahanesiyle sınıra 1,5 kilometre mesafedeki Şirit Yaylası’na taşınıyor. Bu yaylanın hemen karşısında PKK’lılar bulunuyor. Terör örgütünün isteğiyle köylüler buraya taşınıyor. Çünkü kaçakçılığın buradan daha kolay yapılacağını, sınırdaki askerleri daha da zora sıkacaklarını biliyorlar.

Fitil oradan mı ateşlenecek?

Sınır boylarında, geçmişte yaşanmamış olaylar yaşanıyor. Köylüler sıkça “Adalet istiyoruz, hukuk istiyoruz” diye slogan atıyor. Askerlere göre, ilerde planlanan sinsi bir eylemin provaları yapılıyor. Uludere, örgüt için sembol olduğundan fitilin buradan ateşlenebileceği de konuşuluyor. Sınır karakollarının üzerinde “Sınır namustur” yazılı. Sınır boyları kontrolsüz bir ülke, her an her türlü tehdide açık demektir. O yörelerde yapılan artık basit bir kaçakçılık olayı olmaktan çıkmış, terör örgütü için de önemli kazanç kapısı, yöre halkını devlete karşı kışkırtmanın da aracı olmuş.