Devlette lüks, şatafat almış başını gidiyor. Yapılan her yapı, alınan her araç, yapılan her onarım lükse yönelik. Bugün yaşananları, “Lale Devri” diye niteleyenler de, “Osmanlının son dönemi”ne benzetenler de var.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, başkan yardımcılığı döneminde yaptığı konuşmalarla da herkesin saygı duyduğu bir isimdi. Şimdi anlaşılıyor ki, dönemin Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu‘nun cumhuriyet ve Atatürk konusundaki duyarlılığı bilindiği için Görmez, ters düşmek istememiş.

ATATÜRK, GÖRMEZ’LE KALKTI

Diyanet İşleri Başkanlığı Atatürk’ün emriyle kuruldu. Camilerde Atatürk ve onun silah arkadaşları için dua edilmesi, Çanakkale şehitlerine dua edilmesi de Mehmet Görmez döneminde son buldu. Kutsal günlerde Atatürk ve silah arkadaşları dua edilirken hep anılırdı. Ancak, Mehmet Görmez’in başkanlığı döneminde Atatürk “yok” sayıldı. “Atatürk’ün adı geçmesin” diye genelge yayımlanmadı ama başkanın konuşmaları teşkilata her zaman mesaj niteliğinde olduğu için onlar da genel havaya uydu.
Diyanet son yıllarda “AKP’nin arka bahçesi” olarak anılıyor. Diyanet mensupları, böyle güzide bir kurumda çalışmalarını Atatürk’e borçlu olduklarını unutmamalı. Yine unutulmaması gereken de imam hatip liseleri, ilahiyat fakülteleri de Atatürk tarafından açıldı. CHP Genel Başkanı hiçbir konuşmasında “imam hatip liselerini kapatacağız” dememesine rağmen, cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar koro halinde “CHP imam hatip liselerini kapatacak” diyor. “Asla böyle bir şey yok. İmam hatipleri kapatmak şöyle dursun, biz daha da geliştireceğiz” diyen Kılıçdaroğlu’nun bu sözleri “yok” sayılıyor. Peki o insanın ne yapması lazım?

LÜKSTE SINIR TANIMIYORLAR

Millete “israf haramdır” diyenlerin son yıllarda yaptığı israflar inanılmaz boyutlarda. Bu ülkenin insanı Diyanet İşleri Başkanı’na makam otomobili alınmasından rahatsızlık duymaz. Ama, siz 1 milyon liraya aldığınız otomobili 328 bin liraya aldığınızı açıklarsanız, bu Diyanet makamına olan saygıyı da azaltır. Başkan yaptığı hatayı gördü. Papa’nın Türkiye’ye gelişte lüks otomobile binmeyişinden hiç mi ders çıkaran olmadı.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hemen bitişiğinde Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) binası yaptırılıyor. Bu ne lüks, bu ne şatafat kardeşim...Sonuçta bir başkanlık binası yaptırıyorsunuz ama milyonlarca liraya mal olacak. Oysa onların görevi Ankara’da değil, afet bölgeleridir. Merak edenler, Eskişehir yolundan gelip-geçerken yapımı devam eden o binaya bir baksınlar. Baksınlar da ülkenin kaynaklarının nasıl savrulduğunu görsünler. Emeklisi için “iki maaş ikramiye”ye “kaynak nerede?” diyenler, kaynakların nasıl uçtuğuna tanık olsunlar.

CANİKLİ’NİN YAPTIĞINA BAKIN

Bu binanın hemen yanında bu kez Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın lüks binası var. Gümrük kapıları bir felaket ama bakanlık binası alabildiğine lüks. Özellikle Habur Sınır Kapısı’nda yolsuzluklar diz boyu. Bakan Nurettin Canikli’nin bunlarla ilgilendiği yok. AKP’de üç döneme takıldığı için Canikli gelecek dönem milletvekili olamayacak.
Habur’daki yolsuzluklarla uğraşmak yerine Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, makam otomobilleri kiralama işiyle ilgileniyor. 5.5 milyon liraya 30 lüks otomobil kiraladı. Kiralayan AKP’li hangi işadamı? O otomobillerden birisi hangi bakanın eşine tahsis edildi? Onları da Nurettin Canikli açıklasın da millet öğrensin... Bakan değil ama bir bakanlık yetkilisi, “Araçların kira süresi dolduğu için sözleşme yenilendi. Ama bu otomobiller bugün kimin altında diye sorarsanız cevap veremem” demekle yetindi.
Sivil plakalı otomobiller AKP’li adayların seçim çalışmalarına da gönderiliyor. Bakanlık müsteşarı Ziya Altınyaldız, AKP’nin milletvekili adayı. Konya’da kaza geçirmese o otomobilin resmi araç olduğunu öğrenemeyecektik. Peki, devletin otomobilinin gidişine bakan nasıl göz yumuyor? Milletvekili adayı olan o müsteşar, hangi vicdanla Devlet’in otomobilini kullanıyor? Sonra dinden-imandan bahsedip oy istiyor...

BÜYÜYEN SADECE BİNALAR

Gümrük Bakanlığı’ndan ayrılıyorsunuz, Danıştay Başkanlığı binasını geçince Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı binaları başlıyor. Mehdi Bey de bina yapımı ve onarımında diğer bakanlardan hiç geri kalır mı? Bakanlık binalarını yeniledi, şimdi yeni bir bina daha yaptırıyor.
Türkiye’nin tarımı, hayvancılığı giderek azalıyor ama Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı binaları büyüyor. Eker’e sorarsanız size bakanlığı döneminde olup bitenlerle ilgili bol rakamlar sıralar. Unutmayalım tarım-hayvancılık ülkesinde, AKP hükümeti döneminde ilk kez saman ithal ettik. Mehdi Bey, eseriyle ne kadar övünse azdır...
2002 yılının Kasım ayında başlayan AKP döneminin devam edip etmeyeceğini öğrenebilmek için bir ay kaldı. Seçim döneminde AKP yetkilileri “şunu da yapacağız, bunu da yapacağız” derken, ne çok şey yapmadıklarını da itiraflar ediyorlar. Evet, bina çok yaptılar, lüks otomobiller, uçaklar çok aldılar. Onların da hakkını yemeyelim...