Diyarbakır’ın Sur ilçesi, son dönemlerde valiliğin “sokağa çıkma yasağı” ilanlarıyla gündeme geliyordu. Halk soğağa çıkarılmazken polis hendekleri el yapımı patlayıcıları etkisiz hale getiriyor, hendekleri kapatıyor. Polisle, teröristler arasındaki mücadele o hale geldi ki, tepki çekeceği bilinmesine rağmen özel harekat polisleri motive olmak için Sur Mahallesi’ndeki duvarlara slogan yazıyor, başka bir yerde tekbir getiriyor, silahlarını ateşliyorlar. 

Diyarbakır’ın merkez nüfusu resmi kayıtlara göre 875 bin 69 kişi gözüküyor. Ancak nüfusun 1 milyondan fazla olduğu biliniyor. Diyarbakır merkezinde 5 bin 178 polis görev yapıyor. Doğu ve Güneydoğu’ya genelde yeni mezun polisler gönderiliyor. Sayısını belirtirken en az polis olan ilimiz 385’le Bayburt olurken, İstanbul’da da 37 bin 979 polis bulunduğunu da hatırlatalım.

ÖRGÜTÜ KULLANIYORLAR


Diyarbakır’ın merkez Sur ilçesi, sıradan bir yer değil. Orayı tanımlarken ve kıymetini belirtirken “İstanbul’un Bebek’i, Bodrum’un Yalıkavağı neyse, Diyarbakır’ın Sur ilçesi de aynı şekilde kıymetlidir” denilir.
Bu kadar kıymetli bir yerin olayların merkezi konumunda olması şaşırtıcı. Diyarbakır’ın merkez ilçelerinin hiçbirisinde bu kadar olay olmazken, Sur ilçesinde hendeklerin kazılması, patlayıcıların yerleştirilmesi, teröristlerin silahlı dolaşmaları, bu ilçede öteden beri oturanların göçe zorlanmalarının bir nedeni olmalı.
Evet, Sur ilçesi “kentsel dönüşüm”e girmiş ilçe. Rantın çok yüksek olduğu bir yer. Bölücü terör örgütü PKK’nın ve onun şehir uzantıları da bu ranttan en üst düzeyde yararlanmak istiyor. Bunun için teröristleri kullanan rantiyeciler var. İlçeyi yaşanmaz hale getirip vatandaşlara mallarını sattırmak istiyorlar. Açıkçası bu işin içinde örgütü kullananlar olduğu gibi, örgütte söz sahibi olanlar büyük kazançlar peşinde. O hendekler boşa kazdırılmıyor, o bölge sade vatandaştan arındırılmak isteniyor. Örgütü çıkarı için kullananlar, bu sinsi oyunu perde arkasından destekliyorlar.

ÖRGÜT DE RANTIN İÇİNDE


İnsanlar evlerini boşaltırken, buralara örgüt yanlıları ve gecekondularda yaşayanlar getiriliyor. Sur tamamen kontrol altına alındıktan sonra kentsel dönüşümle otellerin, iş merkezlerinin, rezidansların yükseldiği bir ilçe olacak.
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, teröre karşı duran bir isimdi. Güvenlik güçleriyle de bir sorunu yoktu. Polis bayramına eşiyle birlikte katılmıştı. Konuşulabilir bir kişi olması nedeniyle güvenlik birimleri bazı sorunlarını ona da aktarıyor, o da görüşlerini “yanlışa yanlış” diyerek açıklıyordu. Tarihi Sur bölgesinde, Dört Ayaklı Minare’nin yok edilmesine karşı çıktığı için avukatlarla birlikte Sur ilçesindeydi.
Tahir Elçi’nin polislerin hemen bir metre ötesinde öldürülmesi, elinde silahla koşan teröristin polisler tarafından etkisiz hale getirilememesi de soru işaretlerini artırdı. Polisin bu kadar eğitimsiz olabileceğini tahmin edemezdiniz. Belirtelim, lise mezunu olanlar sınavla Polis Meslek Yüksek Okullarına alınıyor, iki yıllık eğitimden, üniversite mezunları ise 6 aylık eğitimden sonra polisliğe başlıyor. Eğitim döneminde silah atışları yok denecek kadar az. Göreve başlayan polislerin de yaz ve kış dönemi atışları var. Her polis 25 mermi harcayabiliyor. Ancak, olayların yoğun olduğu illerde mermi sınırlamasına gidilmiyor.

BIRAKIN ÖVÜNMEYİ


Polislerin iki metre uzağından geçen teröriste tabancayla ateş etmesine rağmen vuramaması hayli şaşırtıcıydı. Emniyet’te son dönemde büyük oynamalar oldu. Bakıyorsunuz Trafik polisi terör şubesine, terör şubesindeki trafik şubesine verilmiş. Yani silahı etkili kullananlar pasif göreve çekilmiş durumda.
İşte bu durumu “Polis her attığını vuramaz. O anın şartlarını bilmek lazım” diye yorumlayan da, “Polis silah kullanmayı öğrenemeden mezun ediliyor” diye açıklayan da var. Neyse ki terörist, polise orada ateş etmeden geçti de, şehit sayımız daha da artmadı. Emniyetin en iyi silah kullananları bu konuda özel eğitimli olanları özel harekat ve terör şubelerinde çalışanlardır. Orada “niçin özel harekatçı polis yoktu” sorusu akla gelebilir. İşte, elinde uzun namlulu silahıyla özel harekatçının basın toplantısı yapılan yerde bulunması da tepki çekebilirdi.
Başbakan, “bizim dönemimizde faili meçhuller kalmaz” diye övünüyor. Övünmeyi bırakın da olaylar meydana gelmeden önce önleyin. İşte büyük rant hesaplarının olduğu Sur ilçesini daha teröristlerden bile temizleyemediniz ki Baro Başkanı Avukat Tahir Elçi’nin ölümüne seyirci kalındı...

Cami hoparlöründen PKK marşı


Geçen hafta terör örgütü PKK’nın kuruluş yıldönümüydü. Şırnak’ta bulunan Bahçelievler Camii’nin hoparlöründen PKK marşı çalındı. Teröristlere hiçbir müdahale yapılmadı. Saat 22.00’ye kadar Şırnaklılara terörist marşı dinletildi.
Güneydoğu’da bir ilimizde de işte durum bu noktada...