Güneydoğu’da durum bildiğinizden, tahmininizden daha kötü. Bunu o bölgede yaşayanlardan öğrenebilirsiniz. Şu anda Diyarbakır’ın Silvan ve Lice, Şırnak’ın Cizre ve Silopi, Hakkari’nin Şemdinli ve Yüksekova ilçelerinde ne yazık ki terör örgütü alabildiğine etkili. Durumun vahametini daha fazla anlatmak istemiyorum... Anlayın siz artık.
Orgeneral Necdet Özel, hükümetin “çözüm süreci” adı altında terörle mücadele etmemesi, askeri kışlasının dışına çıkartmaması nedeniyle rahat bir Genelkurmay Başkanlığı dönemi geçirdi. Eğer son bir aylık dönemi de olmazsa, Özel, döneminde silah bile patlattırmadan görevden ayrılmış olacaktı. Özel, Devlet üstün hizmet madalyasıyla dün görevini yeni Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’a devretti.

KARARLILIK İSTEDİ

Geçen pazartesi günü Orgeneral Hulusi Akar, Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nı Orgeneral Salih Zeki Çolak’a devrediyordu. Basının bulunmadığı törende Akar “terörle mücadelede yeni bir dönem başladığı” vurgusu yapıyor ve şunları söylüyordu:
“Terörle mücadele yalnız silahla olmayacak. Silahlı mücadelenin yanı sıra akıl da kullanılmalı, kurumlar ortak hareket etmelidir. Terörle mücadelede kurum ve kuruluşların ortak hareket etmesiyle sonuç alınabilir. Hukuk çerçevesinde, halkı kazanarak bu mücadeleyi kararlı bir biçimde yürüteceğiz. Bu mücadelede, köy korucuları da aktif bir biçimde terörle mücadelenin içinde yer alacaktır. Mücadele içeride ve dışarıda kararlılıkla sürdürülecektir. Irak’ın Kuzeyi’ne düzenlenen operasyonlarda da 400 civarında terörist öldürüldü.”

“VUR-KAÇ”TAN “PATLAT KAÇ”A

Terör örgütü güvenlik güçleriyle halkı karşı karşıya getirmek için her türlü planı hazırlamış. “Çözüm süreci” denilen, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve birkaç bakan ve bürokratın dışında ne olduğu bilinmeyen süreç, PKK’nın ilçelerde silah-mühimmat, patlayıcı depolamasının yolunu açtı.
Bugün ilçelerde olduğu gibi köylerin girişlerinde de örgüt yolları kazmış, patlayıcılar yerleştirmiş. Bunlara karşı hava operasyonu da yapılamıyor. Çünkü, aynı yerde siviller de bulunuyor. Eskiden güvenlik güçlerine karşı “vur-kaç” taktiği uygulayan teröristler, şimdi gömdükleri patlayıcılarla “patlat-kaç” yöntemini kullanıyor. Köprülerin altı patlayıcı dolu. O yüzden panzerler köprülerden geçemiyor.
Taktikleri sinsice belirlemişler. Örneğin bir araçtan ateş ediliyor veya patlayıcı taşındığı ihbarı alınıyor. Bu araç bulunduğunda aracın içinde ya gönüllü ya da zorla bindirilmiş kadın ve çocuklar çıkıyor. Sade vatandaşın zarar görmemesi için güvenlik güçleri duyarlı davranıyor. Bu da sonuç almayı geciktiriyor. Zaten güvenlik güçlerine de “karşı taraf size ateş etmeden asla ateş etmeyin” diye talimat da verilmiş. Bu durum da güvenlik güçleri arasında ayrı bir tartışma konusu...

SALDIRAN BELEDİYE İŞÇİSİ

Valiler, illerinde yaşanan durumu net bir biçimde Ankara’ya bildirmiyor. Teröristler ilçeyi teslim alır noktaya ulaşsa bile çözüm süreci döneminde operasyonlara izin vermeyen valilerin bazıları aynı alışkanlığı sürdürüyor. İlinde, ilçesinde yaşananları bildirmemekle görev süresini uzatacaklarını sanıyorlar. Tabii ki vatandaşımız ölmesin, yaralanmasın. Ancak olaylar karşısında “Bu devlet nerede?” diyenlerin sayısı da az değil... Bir ilin, ilçenin terör örgütünün kontrolü altına bırakmak da ne oluyor?
Güneydoğu’da bazı ilçe belediyelerinin olanakları adeta terör örgütüne tahsis edilmiş durumda. Aslında onları da suçlamamak gerekiyor. Devletin askerinin, polisinin giremediği yerler olunca, belediye teröristlerin isteklerine nasıl karşı çıkacak? Ayrıca bugün belediye çalışanlarının bazıları da terör örgütünün mensubu gibi. İdil’de Jandarmaya silahlı saldırıda bulunan ve yaralı olarak ele geçirilen terörist, bir belediyenin çalışanı çıktı.

BU KADAR MI SAHİPSİZ?

Güneydoğu’da geceler uzun. Sabah bir türlü olmuyor. Askerler gergin. Devletine, milletine bağlı olanlar “Nerede bu devlet?” diyor. Terör örgütünün ilçeyi tamamen kontrolüne almış olması onların da canını yakıyor. İlçede yaşananları bir vatandaşımızdan dinliyorum:
“Hemen her sokakta teröristler tarafından açılan hendekler var. Buralar teröristler tarafından mayınlandı, patlayıcılar yerleştirildi. Teröristler kendilerine mevziler yaptılar. Kum torbaları yığdılar. Şunu çok net söylüyorum buralarda olanlar görmezden geliniyor. Bir gelip vatandaşın haline bakın. Sabaha kadar mevzide kalıyoruz. Yüzlerce kişi ellerinde gece-gündüz uzun namlulu silahlar, roketatarlarla dolaşıyor. Devlet sesini çıkarmıyor. Bölge elden gitmiş. Bu vatan bu kadar sahipsiz olamaz. Buralarda da vatanına, cumhuriyetine sahip on binlerce insan olduğu unutuluyor.”
Güneydoğu’da manzara inanılmaz kötü. Yeni Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ı zorlu bir süreç bekliyor...