Baş­ba­kan Da­vu­toğ­lu­’na ba­kar mı­sı­nız?
He­men her gün “Bir bi­lim in­sa­nı bu söz­le­ri na­sıl söy­le­r” de­dir­ten skan­dal laf­lar ediyor.
Bir yer­de “Can­lı bom­ba­la­rı ey­lem yap­ma­dan ya­ka­la­ya­mı­yo­ru­z” di­yor, bir baş­ka se­çim ko­nuş­ma­sın­da “An­ka­ra kat­li­amı­nın oy­la­rı­nı art­ır­dı­ğı­nı­” söy­lü­yor, bir baş­ka se­çim mey­da­nın­da ise “İk­ti­dar­dan git­tik­le­rin­de be­yaz To­ro­s’­la­rın ge­le­ce­ği­” teh­di­din­de bu­lu­nu­yor.

* * *

Sa­de­ce o mu?
Ön­ce­ki gün Hü­kü­met Söz­cü­sü Ömer Çe­li­k’­in se­bep ol­du­ğu skan­dal “Pes doğ­ru­su­” de­dir­te­cek tür­den­di.
Zi­ra Ba­kan Çe­lik, CHP li­de­ri Ke­mal Kı­lıç­da­roğ­lu­’nun bir ge­ce ön­ce yap­tı­ğı “AK­P’­nin PKK’­ya ver­di­ği söz­le­rin bel­ge­si­ni oku­du­m” şek­lin­de­ki açık­la­ma­sın­dan son­ra ka­me­ra­la­rın önü­ne ge­çip, Kı­lıç­da­roğ­lu­’nu bu bel­ge­le­ri açık­la­ma­ya, yap­ma­dı­ğı tak­dir­de de is­ti­fa­ya da­vet edi­yor­du.
Son­ra ne ol­du?
CHP Ge­nel Baş­kan Yar­dım­cı­sı ve Par­ti Söz­cü­sü Ha­luk Koç bir saa­te bi­le kal­ma­dan “AKP ile PKK ara­sın­da im­za­la­nan ve 9 mad­de­den olu­şan mu­ta­ba­kat met­ni­ni­” açık­la­yı­ver­di.
Çün­kü bun­lar giz­li sak­lı bel­ge­ler de­ğil­di.
Yıl­lar­dır in­ter­net si­te­le­rin­de çar­şaf çar­şaf yer alı­yor­du.

* * *

De­dim ya, AK­P’­nin iç gü­ven­lik­ten dış po­li­ti­ka­ya, mil­li eği­tim­den eko­no­mi­ye, tüm po­li­ti­ka­la­rı if­las et­miş ve ül­ke­yi yö­net­me ira­de­si pa­ra­li­ze ol­muş du­rum­da.
Bu tab­lo­ya bak­tık­ça coğ­raf­ya­mı­zın en güç­lü dev­le­ti­nin, AK­P’­nin ye­ter­siz kad­ro­la­rı­nın elin­de ne hal­le­re düş­tü­ğü­nü gö­rüp üzü­lü­yo­ruz.
Ak­lı­mı­za is­ter is­te­mez da­yak yi­yen bok­sör fık­ra­sı ge­li­yor.

* * *

Fık­ra bu ya, boks ma­çı baş­lı­yor.
Ra­ki­bi­ne oran­la da­ha güç­lü kuv­vet­li gö­rü­nen fa­vo­ri bok­sör, ilk ra­unt­ta ye­di­ği ters bir yum­ruk­la ser­sem­li­yor ve ar­dın­dan peş pe­şe sert dar­be­ler alı­yor.
Ney­se im­da­dı­na gong ye­ti­şi­yor. Kö­şe­sin­de so­luk­la­nıp ken­di­ne gel­me­ye ça­lı­şır­ken an­tre­nö­rü “Yi­ği­dim çok iyi dö­vü­şü­yor­sun! Bu ma­çı ke­sin­lik­le sen ka­za­na­cak­sın!” diyor.
Ama ikin­ci ra­unt­ta da du­rum de­ğiş­me­di­ği gi­bi, da­ha da kö­tü­le­şi­yor.
Sağ­lı sol­lu yum­ruk­lar­la sal­dı­ran ra­ki­bi, fa­vo­ri bok­sö­rü kö­şe­ye sı­kış­tı­rıp pe­ri­şan edi­yor.
Tam na­kavt ol­mak üze­rey­ken, im­da­dı­na yi­ne gong ye­ti­şi­yor.
Zar zor gi­de­bil­di­ği kö­şe­sin­de an­tre­nör “As­la­nım muh­te­şem­sin! Ha­ri­ka dö­vü­şü­yor­sun! Ma­çı mut­la­ka ka­za­na­cak­sın!” de­yin­ce bok­sör sö­zü­nü ke­sip: “Ta­mam, ma­çı alma­sı­na ala­ca­ğız da, be­ni kim dö­vü­yor, onu an­la­mış de­ği­lim!” di­yor.

* * *

Sev­gi­li okur­la­rım,
Tüm po­li­ti­ka­la­rı if­las et­miş, bi­tip tü­ken­miş bir ik­ti­dar için baş­ka sö­ze ge­rek ol­ma­dı­ğı­nı dü­şü­nü­yo­rum.
Hak­sız mı­yım?