Sevgili okurlarım,
AKP Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten, Cuma günü, resmi Twitter hesabından, “İzmir’den notlar” başlığı altında 33 adet mesaj paylaştı.
Bunların bazıları çok anlamsız, bazıları da cevap vermeye değmez sığlıkta. Hatta İçten’in mesajlarında ayrımcılığı ve ötekileştirmeyi körükleyen bir üslup kullandığı da söylenebilir. Oysa İzmirli dediğin insanın Van’daki depreme de, Edirne’deki sele de yüreği yanar ve böylesine ucuz politik söylemler İzmir’in sağlam mayasını bozamaz. Ama AKP’li vekilin tweetleri arasında öyleleri var ki, sırf eğlence olsun diye yorumlamak lazım.
Başlayalım;


Atatürk değil, Mustafa Kemal... Atatürk diye yazarsan, Erdoğan’dan sıkı bir azar yersin. Ayrıca madem Atatürk dedin, o halde bilmen gereken bir gerçeği de bu vesileyle öğretmiş olalım:
Atatürk “Ben bütün İzmir”i ve bütün İzmirlileri severim. Güzel İzmir’in temiz kalpli insanlarının da beni sevdiklerinden eminim” demiştir.
Yollara, kavşaklara ve köprülere Atatürk resimleri konuyu değiştirmek için değil, başkalarının değiştirmeye çalıştıkları konuyu, yani İzmirlilerin Ata’larına olan sevgilerinin ne denli büyük olduğunu hatırlatmak ve senin gibilere de öğretmek için asılmıştır.
Ayrıca yine bilmen gerekir ki; Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal, 1925 yılında “Bütün cihan işitsin ki efendiler, artık İzmir hiçbir kirli ayağın üzerine basamayacağı kutsal bir topraktır” demiştir.
Bu nedenle bu kutsal toprak hakkında konuşanların çok dikkatli olmaları gerekir.

* * *



Cuma İçten’in ne demek istediğini anlayan beri gelsin. Zira Türkçe’si mükemmel ötesi!
Ama “Halter” konusunda pek de haksız sayılmaz. Zira Naim Süleymanoğlu halteri bıraktıktan sonra bu spor sahipsiz kaldı. AKP’liler de 13 yıllık iktidarları döneminde eski günlerine kavuşturacak bir düzenleme yapamadıkları gibi, halterciler, ağırlık kaldırma rekorlarıyla değil, doping rekorlarıyla anılır oldular!
(Not: Şifre çözüm yöntemini kullanarak çıkardığımız anlama göre Cuma Bey “Arter” demek istemiş ama “Halter” diye yazmış!)

* * *

Yine yanlış biliyor. İzmir’de sadece gençler değil,



her yaştan İzmirli istediği gibi giyinir. İsteyen, başkasına zarar vermeden kafayı çeker ve sabaha kadar eğlenir. İsteyen ise tam tersini yapar. İzmir gerçekten özgür bir şehirdir, çağdaşlığın simgesidir. Kimse diğerine sen niçin böyle yaşıyorsun diye soramaz, kimse kimseyi ötekileştiremez. Mahalle baskısı İzmir”de barınacak yer bulamaz!

* * *

Cuma İçten bu son iki tweette



 

haddini aşıp, aklı sıra İzmirlilere yönelik ağır ima ve hakaretlerde bulunmuş. Tüm İzmirlileri açıkça “Haşhaşi” ilan etmiş! Bu nedenle İzmir Barosu’nun İçten hakkında savcılığa suç duyurusu yapmasını gerektirecek bir durum oluşmuş. Ayrıca tüm İzmirlilere bireysel suç duyurusu hakkı doğmuş.
Suç duyuruları yapılınca Cuma İçten, tüm İzmirlileri elindeki hangi belgeye dayanarak “Haşhaşi” ilan ettiğini de açıklamış olur.

* * *

Cuma Bey, size bir sır verelim;



İzmir zaten demokrat ve inançlı insanlar tarafından yönetiliyor. Ama gösteriş için sözde demokrat kesilenler ve asıl amaçları dinimizi kullanarak oy avcılığı yapmak olan sahte inançlılar tarafından değil... Farkı anladınız mı?

* * *

Son olarak, pek de eğlenceli olmayan bir tweet ve cevabı var;
“Ankara’da alt geçitlerin göl olduğu,



Ankara’nın Türkiye’nin Venedik’i haline geldiği günlerde ya da İstanbul’da şehir ile denizin birleşip araçların deniz üzerinde yüzer göründüğü zamanlarda, AKP’lilerin “yağmur afeti” veya “Allah’ın takdiri” şeklindeki savunmalarını bir kenara bırakalım...
Yakın tarihinde işgal ve direnişin şanlı tarihini yazmış kahraman bir şehrin evlatları olarak “İzmir’i yedi düvel işgal edemedi, İzmir’i düşüremedi, bu nasıl benzetme” diyor ve İzmir dersini şimdilik burada kesiyoruz.
Zira İzmirliler size asıl dersi, 7 Haziran’da, sandıkta verecekler...
Not: Bu yazının hazırlanmasında değerli katkıları olan dostum Avukat Murat Ergün’e çok teşekkür ederim.