Sevgili okurlarım,
Günlerdir bir oyun oynanıyor.
Oyunun senaryo yazarı, yapımcısı, yönetmeni ve başrol oyuncusu belli; Saray!..
Yardımcı oyunculuk ki -buna konu mankenliği de diyebilirsiniz- Ahmet Davutoğlu’na verilmiş!
Hakkını teslim edelim, o da rolünü beğenmiş olmalı ki, başarıyla oynuyor!
Diğer rolleri ise CHP ve MHP paylaşıyor.
Halk da, büyük bir heyecanla “Koalisyon Tiyatrosu”nu seyrediyor!
Oyunun bana en komik gelen yanı ise, halkın kandırılmasını önlemesi gerekenlerin, yani uzman geçinip kalem oynatanların, onlardan daha kolay kandırılmış olmaları!..

* * *

Senaryonun özünü, AKP’nin gücünü kaybetmeden seçimlerin tekrarı ve böylece yeniden tek başına iktidara gelebilmesi için tüm girişimlerin sergilenmesi oluşturuyor. Devletin gücü ve kaynakları kullanılarak ülke yeniden seçim atmosferine sürükleniyor. Bu arada ekonominin sıkıntıya girecek olmasını ve Suriye sınırında çok tehlikeli gelişmelerin yaşanmasını kimse umursamıyor!
Varsa yoksa yeniden seçim, varsa yoksa AKP’nin yeniden tek başına iktidarı...
Yani yaşasın ebedi güç!..

* * *

Başbakan Davutoğlu ise rolünün hakkını verirken, koalisyonun kurulmasını samimi olarak istiyor(muş) gibi yapıyor. Ama ilk bakışta iyi niyetli, ılımlı ve yapıcı gelen konuşmalarının satır aralarına bakıldığında, asıl niyet ortaya çıkıyor. Örneğin, ikide bir, “Cumhurbaşkanının meşruiyetini asla tartıştırmayız“ diyor. Bunu söylemekteki amacın, “Tayyip Erdoğan’ın ve yakınlarının adlarının karıştığı yolsuzluk, hukuksuzluk ve anayasa ihlalleri iddialarını asla masaya getirmeyiz ve konuşmayız“ demek olduğunu neredeyse havada uçan kuşlar bile biliyor!

* * *

MHP dışındaki partiler, özellikle AKP ile güçlü bir koalisyon hükümeti oluşturacağı öne sürülen CHP de ise lider Kılıçdaroğlu, her fırsatta “Biz ülkeyi hükümetsiz bırakan taraf olmayacağız” diyor. Böylece taşın altına ellerini koymaya, sorumluluk üstlenmeye hazır oldukları mesajını veriyor. Ama o ve kurmayları asıl görüşmelere geçildiğinde, partilerinin 14 ilkesinin AKP’yi çok rahatsız edeceğini adları gibi biliyor. Özellikle yolsuzlukların üzerine gidilmesi, hukukun üstünlüğünün yeniden hayata geçirilmesi, dış politika, yargı ve eğitimde restorasyon yapılması gibi taleplerin, AKP’yi içinden çıkılmaz sıkıntılara sokacağını hepsi görüyor. Ama “Masadan CHP kaçtı“ dedirtmemek için de son dakikaya kadar koalisyon görüşmelerini sürdürmeye kararlı oldukları izlenimini veriyorlar.

* * *

Sevgili okurlarım,
Özetleyerek alıntıladığım bu satırları bayram tatili sırasında, köşemde yayınladım.
AKP ile CHP arasındaki koalisyon görüşmelerinin bir tiyatrodan ibaret olduğunu altını çizerek yazdım.
Daha sonra benimle aynı görüşü paylaşan ve görüşmelerin tiyatrodan öte gitmediğini söyleyen CHP’nin eski Genel Başkanı Deniz Baykal’ın düşüncelerini de sizlere yansıttım.
Nitekim Saray’da yazılan senaryo doğrultusunda bugün tiyatroda perde iniyor, son nokta konuyor.
Şu gerçeği iyi bilmeliyiz:
AKP bir koalisyon ortağı aramıyor, seçmenin oylarıyla düşürdüğü iktidarını ayağa kaldırıp, ömrünü uzatacak bir payandaya ihtiyaç duyuyor.
MHP bunu kabul edecek mi? Onu da kısa sürede göreceğiz.
Zira muktedir, iktidarın bir koalisyonla paylaşılması halinde ucu mutlaka kendisine kadar uzayacak bir hesap sorma döneminin kaçınılmaz olarak başlayacağını biliyor.
Terörün ülkeyi, polis ve askerlerimizin yanı sıra, masum sivillerin hayatlarını kaybedecekleri kan gölüne çevireceğini bile bile, ölünceye kadar gücünü koruyabilmenin peşinde koşuyor.