Seçim sonuçları, tek başına iktidarın mazide kaldığını gösterince iyice azgınlaştılar.
AKP’ye oy vermediğini bildikleri herkese saldırıyorlar. Hakaret, küfür, iftira, yaftalama ve tehditler yağdırıyorlar. AKP’yi eleştirenleri “vatan haini (!)” ilan ediyorlar. Gerekçe olarak da HDP’nin 80 milletvekiliyle Meclis’te yer almasını gösteriyorlar!
Sanki HDP daha önce Meclis’te değilmiş, ilk kez Oslo’da sahnelenen, Habur rezaletiyle devre arası verilen, daha sonra İmralı’da devam eden, seçimler öncesinde Dolmabahçe mutabakatı ve el sıkışmayla noktalanan çözüm (!) sürecini AKP başlatmamış ve bugünlere getirmemiş gibi davranıyorlar!
Elindeki silahı bıraktırmadan PKK ile müzakere masasına oturanın AKP olduğu ve sorunu Meclis’ten kaçırarak içinden çıkılmaz hale getirdiği gerçeğini, sosyal medyadaki küfür ve hakaret yağmuruyla sileceklerini sanıyorlar!

* * *

İşine geldiği zaman “Kürt sorunu vardır”, gelmediğinde “Kürt sorunu yoktur” diyenin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olduğunu bilmiyormuş gibi yapıyorlar.

* * *

Aslında HDP’nin 80 milletvekili çıkarmasının, bu sorunu kapalı kapılar ardından Meclis çatısı altına taşıyacağını, böylece çözümün çoğulcu demokrasi anlayışıyla ve milletin gözü önünde ele alınmasını sağlayacağını düşünemiyorlar.
AKP’den para aldıkça düğmesine basılı birer otomat gibi çalışan, küfür, hakaret, iftira ve tehditten başka bir şey bilmeyen, bilgiden yoksun bulundukları için de fikir üretemeyen bu sosyal medya güruhu “Eğer AKP’yi savunmak bunlara kaldıysa, bu parti gerçekten çökmüştür” dedirtiyor.
Böylece  hukuktan, demokrasiden bihaber ve ahlaktan yoksun bindirilmiş kıtalara para akıtılmaya devam edilmesi ve utanç verici faaliyetlerine göz yumulması, bilim insanı Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun gelecekte hesap vermek zorunda kalacağı çok kirli bir dosyayı oluşturuyor.

* * *

Sevgili okurlarım,
Doğu ve Güneydoğu Anadolu kentlerimizde, özellikle Diyarbakır’da seçimlere iki gün kala HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın konuştuğu mitingde patlatılan bombalarla başlayan provokasyonlar ne yazık ki devam ediyor.
Demirtaş’ın iddiasına göre; bazı kişilere polisçe, PKK veya IŞİD tarafından hedef seçildikleri ve suikasta kurban gidecekleri doğrultusunda istihbari bilgiler tebliğ ediliyor. Devletin öldürüleceğini bildiği bu kişiler, kısa bir süre sonra vuruluyor! Durum öylesine tüyler ürperten boyuta ulaşmış ki, Diyarbakır’da kimin kimi öldüreceği bile biliniyor!
Demirtaş ayrıca, seçime iki gün kala yaşanan korkunç provokasyonun Türkiye’de büyük bir iç kargaşa çıkartmak amacıyla tezgahlandığını öne sürerek şunları söylüyor:
“Buradan yüzlerce ölü çıkartılabilse, büyük bir kaos yaratılacak, Diyarbakır’dan başlayan bir iç savaş görüntüsü uyandırılmak istenecek ve belki seçim yapılamayacaktı”

* * *

Demirtaş’ın sözleri, “Sosyal medyadaki güruhun, AKP’ye oy vermeyen ve eleştiren herkesi vatan haini ilan etmesi, acaba bir planın parçası olabilir mi?” sorusunu akla getiriyor.

* * *

Sevgili okurlarım,
Koalisyon mu kurulacak, yoksa Tayyip Erdoğan’ın isteği doğrultusunda erken genel seçime mi gidilecek tartışması devam ederken, demokrasiye gönül vermiş tüm yurttaşlarımızın çok uyanık olmaları, provokasyonlara “dur” diyerek tahriklere kapılmamaları gerekiyor.
Unutulmamalı ki demokrasilerde yitirilen bir güç, daha sonra baskı, hukuk dışı uygulamalar ve şiddetle geri getirilemez.
Milletin ve tarihin zalimler hakkında verdiği hüküm asla temyiz edilemez...