Sevgili okurlarım,
Geçenlerde kadim dostum, büyük mizah ustası Müjdat Gezen’le günlük olağan telefon görüşmelerimizden birini yapıyoruz. Laf arasında “Köşene konuk olabilir miyim?” diye sordu. Ben önce şaka yapıyor sandım. Çünkü bugüne kadar 50 civarında kitaba imza atmış olan Müjdat yazı yazacak da, ben onu yayınlamakta tereddüt edeceğim! Mümkün mü? Hiç düşünmeden “Hem ben, hem de okurlarım, çok seviniriz. Güzel bir Pazar yazısı olur” dedim. İki saat sonra şimdi okuyacağınız yazı geldi.

* * *

“Bu yaz ağustos böcekleri hiç ötmedi. Arılar evimize gelmedi. Bülbüller sustu... Ormana yakındır evimiz. Bunları her yaz konuk ederiz. Çünkü biz onların yaşadığı yere gittik. Onlar zaten buralıydılar. Ama bu yaz buluşamadık. Üçüncü köprü nedeniyle, buralarda yaklaşık bir milyonun üzerinde ağaç kesildi. Sadece Kilyos civarında iki gölet kapatıldı. Toprakla dolduruldu. Yaban hayvanları buradan su içerlerdi. Kamil amca köyün yaşlısı. O’na sordum durumu. “Her gün şehit haberi alıyoruz evlat, insanı düşünmeyen hayvanı düşünür mü?” dedi. Kaldım...

* * *

Deli Remzi bizim mahallenin delisiydi. Bir gün itfaiye şapkası ile geldi kahveye. “Remzi bu ne?” dedim. “Yangına karşı taktım” dedi. Cevap bulamadım. Bir gün de fesle geldi. “Remzi bu ne?” dedim. “Bu fes enfes” dedi. Yine yanıt bulamadım... Fes günümüzde de moda! O’nu bir televizyon programında bir kez görmüştüm. Kafasında bir fes vardı. Gerçekten enfesti! Herkese yakışmaz fes veya huni. Buna yakışmıştı! Gazetede Cumhurbaşkanı’nın sağ yanında yemek yerken fotoğrafını görünce O’nu hatırladım. “10 Kasım’da saat dokuzu beş geçe kenefe girin” demişti. Ben de O’na: “Kenefe gir ve sifonu üstüne çek!” demiştim... Hatırladım O’nu. “İşte böyle, kimi kafasındaki fesle, kimi de kafasında ki stresle hatırlanır.
Öteki bu günlerde ve her gün çok stresli. Haklı da. Hırsızlıkla suçlanmak zor iş. Ne zaman nasıl sonuçlanacağını bilmemek ne kadar kötü.
Hem korkusuzluğu oynayacaksın, hem de üçbin korumayla dolaşacaksın. Zor. Bunlardan biri de şehit olmak istediğini söyledi. Hayırlısı olur inşallah. Ama bana kalırsa siz hiç biriniz o mertebeye erişemeyeceksiniz. Çünkü çoğunuz şaibelisiniz. Zira teröriste yataklık etmek ne kadar suçsa, hırsıza yardım etmek de o denli suç...

* * *

İç karartıcı satırlara gülümsetecek bir şaka ile son vereyim: MHP’li yurttaşlarımızdan biri ölmüş ve cennete gitmiş. Görevli: “Hoş geldiniz, sizi 17 numaralı odaya alalım, ama lütfen 12 numaralı odanın önünden geçerken sessiz olun” demiş...
HDP’li yaşlı bir adam ölmüş. O da cennete gitmiş. Görevli: “Sizi 23 numaraya alalım ama ne olur 12 numaranın önünden geçerken sessiz olun” diye uyarmış.
Yine bir gün yaşlıca bir CHP’li ölmüş. O da cennete gitmiş. Görevli: “Sizi 22 numaraya alalım ama, 12 numaranın önünden geçerken sessiz olmanızı rica edeceğim” deyince, CHP’li ihtiyar: “Neden herkese bunu tembih ediyorsunuz, 12 numarada kim var?” diye sormuş. Görevli: “Efendim orada AKP’liler kalıyor, cennette sadece kendilerinin olduğunu sanıyorlar” demiş.
Tasasız günlerde gülmek dileğiyle, sevgimle, saygımla...”
Müjdat.