AB Ba­ka­nı Vol­kan Boz­kır, Bel­çi­ka­’da ya­şa­yan Türk­le­re ko­nu­şur­ken; “Ö­nü­mü­ze set­ler çe­ki­yor­lar, bir sü­rü dar­be te­şeb­bü­sü olu­yor. Tür­ki­ye bir ağır sık­let bok­sö­rü­dür. Ağır sık­let bok­sö­rü kar­şı­sın­da­ki­ne şöy­le bir ba­kar. Bir­kaç tık tık vu­ruş ol­du­ğu za­man bir ba­kar. Bak­tı ki bu tık tık­lar çok ca­nı­nı sık­ma­ya baş­la­dı: Ağır sık­let bok­sö­rü bir oturt­tu mu, val­la­hi kim­se yer­den kal­dı­ra­ma­z” de­miş.
Ken­di­si­ni din­le­yen ka­la­ba­lık da “He­lal ol­su­n” ni­da­la­rı ara­sın­da sa­lo­nu al­kış­tan in­let­miş.
Son­ra da hı­zı­nı ala­ma­yıp, Cum­hur­baş­ka­nı Re­cep Tay­yip Er­do­ğan için al­kış is­te­miş. Al­kı­şın do­zu­nu ye­ter­li bul­ma­yın­ca “Hay­di cum­hur­baş­ka­nı­mı­za bir al­kış da­ha, hay­di bir da­ha, hay­di, hay­di­” di­ye­rek hal­kı coş­tur­ma­ya ça­lış­mış.

* * *

Es­ki bir dip­lo­mat olan Boz­kı­r’­ın ko­nuş­ma­sı­nın içe­ri­ği­ni okur­ken ak­lı­ma -ken­di­siy­le hiç­bir il­gi­si­nin bu­lun­ma­ma­sı­na rağ­men- da­ha ön­ce yaz­dı­ğım şu sa­tır­lar gel­di:
Gö­rü­nü­şü hey­bet­li­dir,
Yü­rü­yü­şü, du­ru­şu, ba­kı­şı mey­dan oku­yu­cu­dur,
Ka­ba­da­yı­dır!

* * *

Çev­re­si yağ­cı do­lu­dur...
Yağ­cı­lar,
Yağ­lar­ da yağ­lar...
Öy­le ki,
Her ta­raf­tan yağ akar!..
Sa­ğa ba­kar,
Al­kış...
So­la ba­kar,
Al­kış...
Ağ­zı­nı açar,
Al­kış...
Hiç ko­nuş­ma­sa bi­le,
Ko­par bir al­kış!..

* * *

Hay­kır­dı mı yer gök in­ler.
Edir­ne­’den ba­ğır­dı mı, Ar­da­ha­n’­da­ki­ler te­le­fon­suz din­ler!
Karşısına çıkmak yürek ister!

* * *

Acı­ma­sız­lı­ğı sı­nır ta­nı­maz.
“Ben et­tim sen et­me!” di­yene aldırmaz.
Diz çök­tü­rür,
Tuş eder, ezip ge­çer!
Kar­şı­sın­da­ki ile işi, an­cak o za­man bi­ter!

* * *

O tek güçtür!
Ge­ri­si hiç­tir!
At­ma­ya doy­maz,
Ya­la­na kan­maz,
Ra­kip­le­rine hiç şans bırakmaz!

* * *

Bi­len­ler için,
At­ma­lar, tut­ma­lar,
Esip gür­le­me­ler,
Kük­re­me­ler,
Mey­dan oku­ma­lar,
Oyundur, şov­dur!
Tü­mü rol­dür!

* * *

O hal­de la­fı uzat­ma­ya­lım,
Bu yi­ği­din adı­nı ko­ya­lım:
Kırk­pı­na­r’­da bun­lar­dan çok var­dır!
Adı ‘Ya­lan­cı Peh­li­va­n’­dır!..
Not: Söz­lük­le­re gö­re, ya­lan­cı peh­li­van; “Ya­pa­ma­ya­ca­ğı bir işi, san­ki ya­pa­bi­le­cek­miş gi­bi su­nan­dır!”