Muhalefet partilerinin birliktelik ve dayanışma başarısızlığı, kurtulunması gereken iktidarın dayatmalarına kapı açtı. Günümüz cumhurbaşkanı, partisinin günümüz liderine hükümeti kurma görevini verdi. Azınlık hükümeti de istenmediğine, CHP ile ortaklığın güçlükleri düşünüldüğüne, MHP’nin uzaklık gerekçeleri yinelendiğine göre iktidarın amaçladığı erken seçim kaçınılmaz olacaktır. Belki MHP yine iktidara yardımcı olabilir. Olasılıklar tükenmez.
DURUM
Ramazan ayının dinsel gerekleri kimi iftar gösterileriyle sömürülüyor. İftar, dinsel yemektir. Birliktelik ve oruç tutanların hak ettikleri bir yemek biçimidir. Yıl içinde hiç ilgi gösterilmeyen yurttaşlara büyük çadırlar altında, alanlarda ya da salonlarda çok kimsenin tadını bilmediği yemekler vererek yakınlık göstermek, yapay bir davranıştır. Özellikle oruç tutmadıkları bilinen kimi tanınmış adları çağırıp onlarla fotoğraflar çektirmek, dindarlık taslamanın bir başka yöntemidir. Dinciliği köktendincilik durumuna getiren siyaset adamlarının ayrımcılıkla birlikte sürdürdüğü bu tür yemekler, yemek öncesi ve sonrası elleri açarak dua etmeler, yandaşlarıyla birlikte sofrayı doldurmalar içtenlikten uzak
tutumlardır.
Ramazan ayında bile dünyanın her yerinde kendini Müslüman sanan bağnaz-yobazlar saldırılarını sürdürüyor. Ülkemizde özellikle kadınlara saldırıların, silâhlı çatışmaların, ölüm olaylarıyla insanlık ve dinle bağdaşmayan tutumların hız kesmediği üzüntüyle izlenmektedir. İmam hatip okullarının ve buralardaki öğrenci sayısının artışıyla övünen iktidarın insanlık, hukuk, eşitlik, ahlâk ve adaletle bilim konularında savının bulunmaması, duyulmaması ilginçtir. İnsanlığı, kardeşliği, sevgi, saygı ve dürüstlüğü amaçlamayan din olmaz.
YİTİKLER
İnsanlıkla bağdaşmayan nice olumsuzluklara tanık olunuyor. Yapay, düzmece kanıtlarla, saçma-sapan dayanaksız savlarla, yalan-yanlış yakıştırmalarla yurtseverler suçlandı, cumhuriyet subayları devlet düşmanlığıyla yargılandı. Kanımızca amaç, dinci- çıkarcı, gerici düzeni daha kötü duruma dönüştürme çabalarına karşı çıkacakları etkisiz duruma düşürmek, güçsüz ve yalnız bırakmaktı. Ama iktidarın, ortağı Fethullahçılarla arasının açılmasıyla açığa çıkan durumlar, bunları kursaklarında bıraktı.
Birçok kimse açığa alındı, görevinden uzaklaştırıldı. Kimileri amansız hastalıklara yakalandı, yerinden edildi, kimileri sakat kaldı. Onarılması ve giderilmesi güç, hatta olanaksız yaralar açıldı. Bir kesimin, kimi sayılı kişilerin etkisiyle ve sınır tanımaz hırsları nedeniyle ulusun yüreği dağlandı. Değişik organlara ve birimlere yerleştirilen yandaşlar ve bilgisiz- yetersiz
“maşalar” kullanılarak acılar yaşatıldı.
Son olarak Deniz Tuğamiral Cem Aziz ÇAKMAK yitirildi. Sonsuza erken göçmesine neden olanların, varsa vicdanları sürekli sızlayacaktır. Onu, yedek subaylığını Deniz Kuvvetleri’nde yapmış, deniz sevdalısı bir yurttaş olarak saygıyla anıyor, yakınlarına başsağlığı dileğimizi yineliyoruz.
VE ÖBÜR DEĞERLER
Daha 2000 yılının başında “Benim sevgili dostum, en az elli yıllık, Yekta Güngör Özden’e” diyerek kitabını imzalayan seçkin gazeteci Cüneyt ARCAYÜREK’i, Öztrak Ailesi’nin yeğeni Prof. Dr. Yüksel İNAN’ı Atatürkçü Prof. Dr. Hamza EROĞLU’nu, Yargıtay Daire Başkanlarından İsmail DOĞANAY’ı, ilerici öğretmen Talip APAYDIN’ı tanınmış şairlerimizden Ali YÜCEL’i, tanınmış eğitimcilerimizden Köy Enstitülü Mehmet BAŞARAN’ı yine çalışmalarıyla beğeni toplayan Prof. Dr. Aysel EKŞİ’yi yitirmiştik. Bugün Prof. Dr. Alparslan IŞIKLI’yı yitirişimizin ikinci yılı. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman DEMİREL anılarıyla iz bırakarak sonsuza göçtü. Yaklaşan Ramazan Bayramı’nda yitirdiğimiz tüm değerleri, yakınlarını anarak, tutum ve davranışlarımızda iyi örnekler vererek toplumsal barışı-ulusal dayanışmayı güçlendirelim. Yoksa tehlikeler kapıdadır. Unutmayalım ki kimlik, niteliğin adıdır. Hiçbir san ve etiket gerçek kişiliğin üstünde olamaz.
Bayram öncesi
Yekta Güngör Özden
Yayınlanma: