Köşkün hemen girişinde bu var.
Beyan-ı Menazil-i Sefer-i Irakeyn.

*

(Nedir bu derseniz...
Matrakçı Nasuh’un şaheseri.)

*

(Kanuni Sultan Süleyman 1533’te Acem seferine çıkmıştı. Matrakçı Nasuh da konaklanan yerleri resmetmişti. Toplam 107 minyatürden oluşuyor. Diyarbakır, Tebriz, Halep, Bağdat gibi şehirler anlatılıyor.)

*

Köşkün hemen girişine, birbuçuk metreye ikibuçuk metre boyutlarında çini pano yerleştirilmiş... Bu çini panoda, Beyan-ı Menazil-i Sefer-i Irakeyn’in Bağdat kuşatması bölümü var.

*

Onun hemen yanında, aynı boyutlarda, seramik pano var. Bu seramik panoda, Divanü Lügati’t Türk’te yeralan dünya haritası bulunuyor.

*

(Divanü Lügati’t Türk, 1072’de Kaşgarlı Mahmud tarafından yazılmıştı. 22’inci ve 23’üncü sayfalarında yeralan dünya haritası, bir Türk tarafından çizilen ilk dünya haritasıdır. Renklidir. Denizler yeşil, ırmaklar mavi, dağlar kırmızı, şehirler sarı’dır. Yönler, Orhun yazıtlarında görülen Türk geleneklerine göre tayin edilmiştir. Aynı zamanda, Japonya’nın gösterildiği ilk dünya haritasıdır.)

*

Köşkün tuvalet girişinde, gene seramik pano halinde, Hayat Ağacı var.

*

(Hayat Ağacı, şaman sembolüdür. Dünya Ağacı da denir. Kökü yer’de, dalları gök’tedir. Dünyanın göbeğinden, uzayın derinliklerine uzandığı varsayılır. Uzay, öte alem’dir. Kutsallığına rağmen, Hayat Ağacı’na tapılmaz. Put değildir. Hayat Ağacı’na dua edilmez. O sadece, Tanrı’ya en yakın canlıdır. İnsanlar o ağaç sayesinde, simgesel olarak, Tanrı’ya yaklaşır. Hayat Ağacı motifi, Türk mimarisinde önemli yere sahiptir. Mesela, Sivas’taki Gök Medrese’de vardır. Erzurum’daki Çifte Minareli Medrese’de vardır.)

*

Köşkün holünde, Dolmabahçe Sarayı’ndaki gibi, devasa avize var. İkinci katına, Beylerbeyi Sarayı’ndaki gibi, dairesel çifte merdivenle çıkılıyor. Dış cephesinde, Anadolu Selçuklularına ait geometrik motifler var, Semerkant Uluğbey Medresesi’nden motifler var. Ahşap pencere kapaklarında, Süleymaniye Camisi’nin çıtakari deseni bulunuyor. Tavanlarına, Bitlis Ahlat’taki mezartaşı oymalarından seçilen 16 yıldızlı figür işlendi. 3 bin 500 sene öncesine dayanan bu figür, güç sahibi insanlara faniliği hatırlatıyor.

*

İyi de birader...
Kanuni’den Kaşgarlı Mahmud’a, şamanizm’den Uluğbey’e, Semerkant’tan Dolmabahçe’ye, bu tuhaf köşk neresidir derseniz?

*

TBMM Başkanlık Köşkü’dür!

*

Aslında... Atatürk’ün mimarı olarak tanınan Seyfi Arkan tarafından 1934 senesinde inşa edilmiş, harika bir bina vardı. TBMM başkanları tarafından konut olarak kullanılıyordu. AKP tarafından komple yıkıldı. Kültürel miras yok edildi. Onun yerine, bu tuhaf bina dikildi.

*

Üç bin metrekare kullanım alanı var. Üçü bodrum, beş katlı... Karaman mermeri kullanıldı. Zemin kat betonarme, dış cephesi küfeki taşıyla kaplandı. Yatak odalarının bulunduğu çatı katı, komple ahşaptan yapıldı, Afrika’dan ithal iroko ağacı kullanıldı. Cumbalı... Abdest almak için özel olarak tasarlanmış, ayak lavabosu var.

*

Birbirine uyumsuz, renk karmaşası hakim... Her tarafı çini... İnsanı çiniden soğutur, o derece yani... Dış cephede çini var, kabul salonunda çini var, çalışma odasında çini var, zeminde çini var, asansörde bile çini var. Halıların etrafına çerçeve olarak çini döşenmiş iyi mi.

*

İnşaatı bu sene bitti.
Henüz sıfır.
Kimse oturmadı.

*

Kim seçilecek bilmiyorum ama, TBMM başkanı kim seçilirse, bu köşkte oturacak.

*

Kaç paraya malolduğu konusu net değil.
Ama zaten önemli de değil.
Nasıl olsa ahalimizin gıkı çıkmıyor.

*

Padişahımız efendimiz Ak Saray’ı kullanıyor, Vahdettin Köşkü’nü kullanıyor, Dolmabahçe Sarayı’nı, Beylerbeyi Sarayı’nı, Yıldız Sarayı’nı, Mabeyin Köşkü’nü, Huber Köşkü’nü kullanıyor.

*

Başbakana Çankaya Köşkü verildi.
TBMM başkanına yukarda anlattığım köşk hazırlandı.

*

E koalisyon ortağına da Adile Sultan Sarayı’yla Hıdiv Kasrı’nı tahsis ettik miydi, egemenlik kayıtsız şartsız milletindir gari!