1999...
Tee 16 sene evvel.

*

Telekulak soruşturması yürüten DGM savcısı, Ankara emniyet müdürlüğünün istihbarat şubesine baskın yaptı, depoya kaldırılmış eski bir kayıt cihazının içinde “kaset” buldu. Ne vardı o kasette? Bir Yargıtay hakimine ait telefon konuşmaları vardı. Mahkeme kararı olmadan, yasadışı şekilde, gizli gizli dinleme yapılmıştı.

*

Kimdi o hakim? Minareli-süngülü konuşması yüzünden hapse mahkum edilen Tayyip Erdoğan’ın, cezasını onayan hakimdi.

*

Ne zaman dinleme yapılmıştı? Ne önce, ne sonra... Tam olarak, Tayyip Erdoğan’ın temyiz duruşmaları sırasında dinleme yapılmıştı.

*

Enteresan tesadüflerin miladıydı.
Tayyip Erdoğan’a dokunanın başına bi haller geliyordu.

*

Minareli-süngülü konuşmayı kayda aldırıp, savcılığa teslim edip, Tayyip Erdoğan’ın hapse girmesine vesile olan Siirt emniyet müdürü mesela... Tayyip Erdoğan başbakan olur olmaz görevden alındı, bir daha asla görev verilmedi, 2012’de ölene kadar kızakta tutuldu.

*

Şehit-kelle diyen Tayyip Erdoğan’ı “üç kuruş”a mahkum ettiren avukat, Ergenekon’dan içeri atıldı, müebbete mahkum edildi.

*

Tayyip Erdoğan’ı “üç kuruş”a mahkum eden hakim, derhal “sanık” sandalyesine oturtuldu.
Yargılandı, beraat etti. Unutulmadı...
Yedi sene sonra, aynı hakim tekrar “sanık” sandalyesine oturtuldu.

*

Apo’ya sayın diyen Tayyip Erdoğan hakkında takipsizlik kararı verilmişti. Sincan ağır ceza mahkemesi başkanı bu takipsizlik kararını kaldırdı, Tayyip Erdoğan hakkında fezleke hazırlanmasını sağladı. Vay sen misin... Adalet bakanlığı, Sincan ağır ceza mahkemesi başkanının meslekten ihraç edilmesini istedi, sanık yapıldı. Ergenekon kapsamına sokuldu, telefonları dinlendi. Fuhuş yapıyor diye otel odası basıldı. İstifa edene kadar rahat bırakılmadı.

*

Akp’nin kapatma davasında, kapatılsın şeklinde oy veren Anayasa Mahkemesi başkanvekilinin eşi, Ergenekon davasında sanık oldu.

*

Tayyip Erdoğan’ın “sır küpüm” dediği MİT müsteşarını ifadeye çağıran savcı, anında görevden alındı, sürüldü.

*

Deniz Feneri’nin savcıları sanık oldu.
Sanıkları tanık oldu.

*

17/25 Aralık’ın polisleri içeri tıkıldı, sanık yapıldı, Rıza Sarraf dışarı çıkarıldı, tanık yapıldı.

*

Ayakkabı kutusu’nun savcısı görevden alındı. Bilal’in savcısı görevden alındı. Bacanak’ın savcısı görevden alındı. Fezlekeler’in savcısı görevden alındı. Milletin orasına koyan müteahhit’in savcısı görevden alındı. Yasin el Kadı’nın savcısı görevden alındı.

*

Hakimlik sınavında Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği öne sürülen avukat, tutuklandı.

*

Gazeteci Hidayet Karaca ve 17/25 polisleri hakkında tahliye kararı veren hakimler görevden alındı, Tayyip Erdoğan “geç bile kalındı” dedi, hakimler tutuklandı.

*

Tayyip Erdoğan “casuslar” dedi, MİT tırlarını yakalayan savcılar ve başsavcı’yla birlikte, il jandarma komutanı tutuklandı.

*

En son dün, paraları sıfırla’nın savcılarıyla hakimi meslekten atıldı.

*

Teee en başa dönersek...

*

Kaderin cilvesi olsa gerek, 16 sene evvel Tayyip Erdoğan’ın minareli-süngülü cezasını onayan Yargıtay hakimi, aynı zamanda şairdi.
“Demokrasi öyküsü” isimli şiirinde şöyle diyordu.

*

Giderek değişmiş yasaklar / sanık sandalyesine oturtulmuş kitaplar / sadece kitaplar mı / bunları yazanlar, gizlice okuyanlar, ve de ozanlar... / Gün olmuş, asalım demişler aykırı düşünenleri / sonunda müebbet olmuş, en ehveni... / Bir gün demokrasi gelecek demişler / umut bu ya, oturup beklemişler... / Bir ara gelir gibi olmuş demokrasi / bir de bakmışlar ki / yaşasın yasaklar diye haykırıyor yasakçıbaşı!