Bugün yayınlanacak rapora göre; Hasan Ruhani'nin işbaşına gelmesinden sadece üç ay sonra Eylül 2013'te, Tahran Yönetimi, Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ile istişare edilerek hazırlanan bir barış planını Ankara'ya sundu.

Söz konusu plan, ateşkes ve ardından ulusal birlik hükümeti ve Başkan'ın güçlerini sınırlandırmayı amaçlayan anayasal reform öngörüyordu. Daha önemlisi ise, Birleşmiş Milletler gözetiminde Başkanlık ve Milletvekili seçimleri gerçekleştirilecekti.

İngiliz Guardian gazetesinin haberine göre; dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile İranlı mevkidaşı Muhammed Cevad Zarif, birkaç ay boyunca mekik diplomasisi yürüterek konuyu tartıştı. Görüşmeler Suriye lideri Beşar Esad'ın gelecekteki rolü üzerinde yaşanan anlaşmazlık nedeniyle çöktü.

15 TEMMUZ SONRASI GÖRÜŞMELER TEKRAR BAŞLADI


Raporda Zarif'in şu sözlerine yer veriliyor: "Planın Birleşmiş Milletler gözetiminde seçimlerin yapılmasını öngören son aşamasındaki bir madde dışında, her ayrıntıda anlaşmaya vardık. Türk liderler, Esad'ın engellenmesini istedi."

Raporda, Türkiye'de yaşanan 15 Temmuz darbe teşebbüsünün ardından İran'ın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a hemen destek vermesinin ardından iki ülke arasındaki buzların eridiği ve Suriye konusunun tekrar gündeme geldiği belirtildi.

Rapora göre; İran ve Türkiye, 2013 yılındaki gibi Esad'ın geleceği konusunda anlaşmaya düştü. Bunun yerine "başkanlık sistemi mi parlamenter sistem mi olmalı", "genel olarak iktidarın nasıl paylaştırılmalı" gibi başkaca konular üzerinde yoğunlaşıldı. Yüksek düzeyde iki toplantının ardından, Türkiye'nin Fırat Kalkanı Harekâtı'nı başlatmasıyla zirveye çıkan karşılıklı güvensizlik nedeniyle görüşmeler yine çıkmaza girdi.