Milii Eğitim Bakanlığı'nın il milli eğitim müdürlüklerine gönderdiği talimatla, öğretmenlerin okullarda güvenlik memuru olarak görevlendirilmesine sendikalar “öğretmenler güvenlik görevlisi değildir” diyerek tepki gösteriyor. Bir tepki de Anadolu Eğitim Sendikası'ndan geldi.


Anadolu Eğitim Sendikası Genel Başkanı Cansel Güven, "öğretmen olarak kapattığımız okul güvenlikçi olarak açmayı reddediyoruz" diyor.

Anadolu Eğitim Sendikası (AES), "Güvenlikçi değil öğretmeniz, diyerek MEB'in talimatına tepki gösterdi. AES, "ücretsiz-zorunlu okul nöbetlerine" hayır diyor.

Konuya yönelik yazılı bir açıklamada bulunan Anadolu Eğitim Sendikası Genel Başkanı Cansel Güven, "öğretmen olarak kapattığımız okul güvenlikçi olarak açmayı reddediyoruz" diyor.

AES Genel Başkanı Güven'in açıklamasında şu ifadelere yer veriliyor:

"OKULLARIN GÜVENLİĞİNDEN DEVLET SORUMLUDUR"


" Öğretim yılının ilk yarısını kapatırken bakanlık ve kamuoyu ile paylaştığımız durum 
değerlendirmemiz can güvenliği maddesiyle başlıyordu. İkinci yarı yılı güvenlik ve asayişten sorumlu personel olarak açacağımız aklımıza gelmemişti lakin bir bakanlık genelgesi okulu bize zimmetledi.


19. Milli Eğitim Şurası tavsiye kararlarını özgün bir akılla yorumlayan Milli Eğitim Bakanlığı; il milli eğitim müdürlüklerine gönderdiği bir talimatla, kanunda tanımlı görevi “eğitim öğretim ve yönetimi konusunda istihdam edilen uzman personel” olan öğretmenlere aşağıdaki sorumlulukları yapıştırıyor:

 1.  Okula gelen her ziyaretçinin hareketini yakından takip etmek ve gereken uyarıları yapmak.

2 . ‘Girilmez' uyarılı yerlerde izinsiz dolaşanlara mani olmak.

3.  Binada keyfi dolaşmaları engellemek, sebepsiz dolaşanları kurum dışına çıkarmak.

4. Şüpheli hareketlerde bulunanların takibini yapmak.

5. Bina içinde sükûneti bozanları ikaz etmek, gerekirse amirleri uyarmak.

6. Okula girişte elinde bir şey varken, çıkarken olmama ya da tam tersi durumlara dikkat

7. Hırsızlık, yangın ve sabotaj olaylarına karşı önlem almak.

8. Mesai saati sonunda çöplerin çöpte bulunmasını sağlamak.

9. Gün sonunda her yeri gezerek eksik bir şey olup olmadığını kontrol etmek.

10.  Demirbaşlarla ilgili bilgileri günlük emniyet kontrol çizelgesine yazmak.

Nöbetçi öğretmenlerin, maddi karşılığı ne olursa olsun (bugünkü haliyle ayda 80 Lira) güvenlikçi olarak hizmet vermeyeceği noktasında hukuki mücadele yürüten AES, bu talimata da prim vermeyecektir. Bir öğretmenin, nöbetçi olsun veya olmasın okul içindeki disipline meslek tanımı ve etiği gereği müdahil olacağı açıktır. Bu ahlaki sorumluluk; “ne iş olsa yapsın” dayatması ile karşılık bulduğunda direneceğimiz açıktır.



Büyük sendikal kazanım olarak ilan edilen ücretli okul nöbetlerinde hukuki muhalefetimiz, zorunluluk, ücret takdiri, reddetme hakkının tanımlanmaması ve ücretli öğretmenleri kapsam dışında bırakması başlıklarında sürmektedir. Biz; ucube kazanım diye tanımladığımız ücretli okul nöbetleriyle yüzleşirken bakanlıkça atılan adım özel güvenlikçilerin dahi görev tanımını aşan sorumluklar uydurmak şeklinde özetlenebilir.

Yalnızca doğu illerimizde değil, yurdun her yerinde yaşanabilen sabotaj, terör ve adli olaylar karşısında öğretmeni kurban ve sorumlu kılmaya yönelik bu talimat, aciziyetin de itirafıdır.

Bakanlık gölge etmese, disiplin yönetmelikleri kapsamında öğrenciyi kurallara uyma, uymadığında bedelini ödeme noktasında bir çizgiye taşımak için oldukça istekli bir kitleyiz.

Buna rağmen her disiplinsizliği örtbas ettiren, kırık kolumuzu kanadımızı yen içine saklayan bir yönetim anlayışımız var. Kâğıt üzerinde ve istatistiklerde sorunsuz kapatılan öğretim yıllarını tehdit edilerek, darp edilerek, hakarete uğrayarak kapatıyoruz. Yetkisiz ve etkisiz halimizi meslek onurumuza yakışır bir yere taşımak yerine çöp takibi yaptırmak, giren-çıkan poşetleri tasnifletmek, yangın, sabotaj, hırsız önlemek gibi vazifeler uydurmak aymazlıktır, en hafifinden hadsizliktir.

Bizi sendikal olarak elinize teslim edenlerin temsiline kimse güvenmesin, öğretmen teslim olmaz. İşimiz yurttaş yetiştirmek, öğretmek ve eğitmektir. O öğretmen sabrıyla muhataplarımıza da tekrar tekrar anlatmaktan erinmeyiz. Bizim eğitim vereceğimiz ortamın güvenliğinden, donanımından, huzurundan işverenimiz olan devlet sorumludur. Biz öğrenci disiplinini sağlamaya talibiz, herkes işini yaparsa bu memleket okullardan başlayarak gülistan olur."