Ayla ÖZDEMİR / ayla@sozcu.com.tr

Okul okul dolaşarak öğrencilere Astronomiyi ve Bilimi anlatıp sevdirmek için çalışan Dr. Selçuk Topal, Astronominin önündeki en büyük engelin Astroloji olduğuna dikkat çekiyor. "Bilim dalı olan Astronomidir, Astroloji bir bilim dalı değildir" diyor.

Astronomi uzayda yer alan her türlü gök cisminin hareket, yapı ve evrimini inceleyen bir bilim dalıdır.  Astroloji ise elbette bir bilim dalı değildir. FOTO: DEPOPHOTOS


Konferanslarına, Astronomi ve Astroloji arasındaki farkı anlatmakla başlayan Dr. Selçuk Topal'a isimlerinin yakınlığı nedeniyle karıştırılan ve birbiri yerine yanlış bir şekilde kullanılan Astronomi ve Astroloji arasındaki farkı sorduk. Oxfordlu Astrofizikçi, "Uzaya çıkacağız demekle çıkılmıyor, daha toplumun büyük bir çoğunluğunun astroloji ve astronomi arasındaki farkı bilmediği bir ülke nasıl uzaya çıkacak" diyor.  

İşte Astrofizikçi Dr. Selçuk Topal'dan Sözcü Eğitim'e özel açıklamalar:

"YILDIZLAR BİZİ ETKİLEYEMEYECEK KADAR UZAKTA, 


HATTA BİZDEN HABERLERİ BİLE YOK!"


" Astronomi, dünyanın ilk bilim dalı olmasına rağmen aslında bilimler içerisinde küçük bir bilim topluluğudur. Ne zaman ki insanoğlu kafasını kaldırıp gökyüzüne, uzayın derinliklerine bakıp düşünceye dalmıştır, işte o zaman astronomi başlamıştır.

Astronomi uzayda yer alan her türlü gök cisminin hareket, yapı ve evrimini inceleyen bir bilim dalıdır. Astroloji ise elbette bir bilim dalı değildir. Gök cisimlerinin konumu ve hareketlerinden yola çıkarak insanoğlunun günlük yaşamı ve hatta geleceği hakkında tahminlerde bulunur. İlk çağlarda ortaya çıktı çünkü o çağlarda bilim olmadığı için insanoğlu çevresinde olan bitenleri açıklayamıyordu. Deneyimlere dayanan ortak bir geçmişin mitoloji ve din olgusuyla birleşimi ile oluşmuş bir reçete, toplumun idaresi ve vücudun tedavisi için kullanılıyordu. İşte Astroloji böyle bir atmosferin ürünüdür.

Yıldızlar bizi etkileyemeyecek kadar uzaktadır. Bize en yakın yıldız yaklaşık olarak 4 ışık yılı yani 40 trilyon uzaklıktadır. Ne acıdır ki evlilik programlarında bile çiftlerin karşısındaki kişiye yönelttiği ilk ve en ciddiye alınan sorulardan biri de burcunun ne olduğudur. Bu, evlilik kriterlerinin ülkemizde ne kadar dibe vurduğunun en büyük göstergesi. Sonra neden boşanmalar bu kadar çok diye düşünüyoruz. ‘Mükemmel’ eş seçme kriterlerimiz ortadayken ne bekliyordunuz ki!? Astroloji işte toplumları bu kadar kötü yönde etkileyebiliyor.

ASTROLOJİ HEM BİLİM DIŞIDIR


HEM DE TEKNİK AÇIDAN CİDDİ HATALAR İÇERİR!


Astrologların verdiği astronomik bilgilerin hepsi yanlış. Merkür’ün geri gittiği yok örneğin. Göreceli hareketler bunlar. Tüm medya organlarında gördüğünüz burçların tarih aralıkları 2200 yıl öncesine ait. 2200 yıl önce 25 Mart’ta gerçekten Dünya-Güneş doğrultusu Koç takımyıldızını gösterirken şimdi Balık takımyıldızını gösteriyor.

Balık burcunun etkisini anlatırken ‘balıkların yüzeyi kaygan olduğu için...’ deyip yorum yapan astrologlar var. Ne yani ben Balık burcuysam karda yürürken diğer burçtan insanlara kıyasla daha dikkatli mi olmak zorundayım? Ne de olsa Balık burcundan biri olarak kayıp düşmeye daha müsait oluyorum (!)

Mevsimlerin oluşumu ile Zodyak takımyıldızlarını ya da diğer gezegenleri ilişkilendirmek de büyük bir hata. Dünya'nın Güneş etrafında dolanma periyodu 365,25 gündür. Ve ekvator düzlemi ile eliptik düzlemi arasındaki açı yaklaşık 23.5 derecedir. Mevsimlerin başlangıç tarihleri, uzunluğu ve oluşması bu değerler değişmeden değişmez. Mevsimlerin oluşumunun burçlar ya da diğer gök cisimleriyle kesinlikle alakası yoktur. Yani Astroloji savunduğu düşüncelerle hem bilim dışıdır hem de teknik açıdan ciddi hatalar içerir. İnsanı hayatın ciddiyeti ve asıl güzelliklerinden alıp götüren bir etkiye sahiptir ki bu toplumlar için hiç de iyi bir şey değildir.

Astrologların durmadan gündeme getirdiği önemli gök cisimlerinden biri de Dünya’nın doğal uydusu Ay’dır. Ay Dolunay evresindeyken ya da Dünya’ya birazcık yaklaştığında insan vücudu ve kaderinde ciddi değişimlerin olabileceğini söylerler.

Size bilimsel bir çalışmanın sonucundan bahsedeyim. Yapılan çalışma göstermiştir ki bir annenin kucağındaki bebeğe uyguladığı metcezir (gelgit) kuvveti Ay’ın bebeğe uyguladığından 12 milyon kat daha fazladır. Öyle olduğu halde bile annenin bebek üzerinde ciddiye alınacak bir fiziksel etkisi yoktur. Çünkü gelgit etkisine neden olan kuvvet büyük ölçeklerde etkilidir. Örneğin okyanuslar gibi. Büyük göllerde bile minnacık olan bu etki (rüzgar bile daha büyük dalga yaratır!) insan vücudunda ihmal edilebilir düzeydedir. Yani vücudumuzun yaklaşık yüzde 80’i su diye Ay’ın gelgit etkisiyle hemen ‘suyumuz kabarmaz’. ‘Ama benim içim okyanuslar kadar engin...’derseniz farklı tabii. İşin esprisi bir yana gördüğünüz gibi bilim dışı her oluşumu basitçe çürütebilirsiniz. Astrolojiye harcayacağımız zamanı daha yararlı işlere harcamalıyız diye düşünüyorum.

İş başvuru sonucunuzu ya da sevgilinizin arkanızdan iş çevirip çevirmediğini veya borsada hangi kağıtların daha fazla getiri yapacağını ne Güneş ne Ay ne de diğer gök cisimleri bilebilir. Ay Dünya’nın uydusu, en basit tabirle bir kaya parçasıdır. Güneş ise merkezi milyonlarca derece sıcaklıkta olan, kendi adıyla anılan sistemin merkezinde yer alan bir yıldızdır. Yıldız dediğimiz şey merkezi milyonlarca derece sıcaklıkta olan iyonize olmuş maddeden oluşmuş devasa bir toptur. Bunların ruhu yoktur, düşünmez, size yön veremez. Ama elbette gök cisimlerinden haberler alan, onlarla her daim iletişim içerisinde olan sözüm ona mistik güçlere sahip zat-ı muhteremler var(!) Ama gelin görün ki ben de diğer bilim insanları gibi basit bir Ademoğluyum sadece.

"MANTIK VE BİLİM DIŞI İŞLERE PARANIZI KAPTIRMAYIN!"


İnanın çok deniyorum ama Ay ile ya da Merkür ile iletişim kuramadım henüz. Başıma ağrılar girdi denerken. Elbette nükte yapıyorum. İnanmayın böyle şeylere demeye çalışıyorum. Hayatın akışından kopmayın. Hayatınızı, diğer insanların etkisini çıkarırsak, büyük bir çoğunlukla siz yönlendirir ve yönetirsiniz. Gücünüzün farkına varın ve bir kaya parçasından umut bekleyip böyle mantık ve bilim dışı işlere paranızı kaptırmayın.

Yıllarını bilime vermiş insanlar bilim yapacağım diye dirsek çürütürken aldıkları para ortada, sahte bilim yapan insanların aldıkları paralar ise malum. Buradan yetkililere  sormak istiyorum. Bunları hangi meslek grubuna koydunuz? Astrolog diye meslek grubu var mı?  Varsa nerede yetişir? Nereden alıyor bunlar diplomayı? Vergi alınıyor mu mesela? Alınıyorsa hangi kalemden alınıyor? Bunların mutlaka bir kontrol mekanizması olmalı.

"ASTROLOJİ VE ASTRONOMİ FARKINI ÖĞRETMEDEN UZAYA ÇIKAMAYIZ


Biz uzaya gideceğiz demekle uzaya gidilmiyor. Önce toplumdan sahte bilimleri birer birer ayıklamak ve toplumun her kesimine bilim sevgisini ve kültürünü aşılamanız gerek. Elbette bunu her yanımızı sarmış evlilik ya da astroloji temalı programlarla yapamayız. Daha toplumun büyük bir çoğunluğunun astroloji ve astronomi arasındaki farklı bilmediği bir ülke nasıl uzaya çıkacak.

Uzay bilim ve teknolojilerine yatırım yapan ülkelerin sokaklarına çıkıp halkla biraz konuşursanız size uzay hakkında en kötü ihtimalle basit ama yanlış olmayan bilgiler verirler. En azından uzay bilim ve teknolojilerinin önemini idrak etmişlerdir. Yani toplumun desteğini almadan ciddi uzay projelerini yerine getiremezsiniz. Çünkü o büyük projelere imza atan beyinler işte böyle bilim kültürü gelişmiş ailelerden, toplumlardan çıkmaktadır. Uzaydan gelmiyor ki bu insanlar. Ülke olarak toplumun tüm katmanları ve kurumlar olarak beraber hareket etmeliyiz. Bilimi sadece üniversite duvarlarının içinde tutmak yerine daha da artan bir çabayla halkımızla buluşturmalıyız. Bu işi ancak böyle çözeriz.

KAHVE GÜZELDİR AMA TELVESİYLE UĞRAŞMAYI BIRAKIN!


İnsanoğlu nedense bilimsel temeli olmayan ama kulağa hoş gelen şeylere inanma eğilimindedir. Örneğin ülkemiz bu konuda çok zengin. Neredeyse her şeyin falına bakabiliyoruz. Çay, su, kahve, çiçek, börtü-böcek vs. Kahvenin telvesi size nasıl gelecekten haber verebilir ki? Sen fincandaki kahve telvesini kaplumbağayabenzettin diye illaki mala mı konacaksın? Yani o fincana bakan kişinin hayal dünyası senin geleceğinden nasıl haberler verebilir ki(!) Kahve güzeldir için. Ama ne olur bırakalım şu telveyle uğraşmayı.

"BİLİM BİZE TÜM GÜZELLİKLERİ VE GERÇEKLERİ SUNUYOR"


Oysa yaşadığımız evreni anlamamızı sağlayan tüm bilimler aslında bize inanılmaz güzellikleri ve gerçekleri zaten sunuyor. Halkımızın büyük çoğunluğu astroloji ve ona benzer bilim dışı şeylere inansa da benim hala umudum var. Ülke çapında gerekli koşullar oluşturulduğunda Astronomi ve Bilimsel temalı konferanslar veren biri olarak belirtmek isterim ki uzaya meraklı gençlerimizin gözlerindeki ışıltı bana ülkemin geleceği hakkında büyük umutlar veriyor. Bu yüzden köy köy dolaşmak, Astronomiyi ve Bilimi, geleceğimiz olan gençlerimize anlatmak ve sevdirmek istiyorum. Dünya bir gün tüm sorunlarından arınacaksa bu ancak bilimi, insanı ve doğayı sevmekle olacak. Ayla ÖZDEMİR / ayla@sozcu.com.tr