Ayla ÖZDEMİR / ayla@sozcu.com.tr

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık'ın ortaokul ve lise müfredatına kodlama dersinin eklenmesi yönünde çalışmalar başladığını duyurmasıyla başlayan Kodlama dersi tartışmaları gündemden düşmüyor. Kodlama dersini ve önemini İndiana Üniversitesi Öğrenme ve Teknoloji Araştırmaları Merkezinin Teknoloji Koordinatörlüğünü yürüten Olgun Sadık ile konuştuk.


Bilgisayar Bilimleri Eğitiminin önemini İndiana Üniversitesi Öğrenme ve Teknoloji Araştırmaları Merkezinin Teknoloji Koordinatörü Olgun Sadık ile konuştuk.


TÜİK verilerine göre, Türkiye’de 6-15 yaş arası çocuklarda her gün internet kullanma oranı yüzde 45,6. Bilgisayar kullanmaya erken yaşta başlansa da, ileri düzey kullanımda parlak değiller. 21 ülkenin katıldığı Uluslararası Bilgisayar ve Bilgisayar Okuryazarlığı Çalışması (ICILS 2013) sonuçlarına göre, Türkiye’de öğrencilerin sadece yüzde 1’i ileri düzeyde bilgisayar becerilerine sahip, Çek Cumhuriyeti’nde bu oran yüzde 37, Kore’de yüzde 35, Avustralya’da yüzde 34 ve Polonya’da ise yüzde 33.

Türkiye’de bilişim teknolojileri dersi ilköğretim 5. ve 6. sınıflarda, haftada iki saat, zorunlu. Ders, 6. sınıftan itibaren seçmeli olarak alınabiliyor. Ancak Türkiye’de ileri düzey bilgisayar becerisine sahip öğrenci oranı sadece yüzde 1.

Bilgisayar bilimleri alanında eğitimin önemini, İndiana Üniversitesi Öğrenme ve Teknoloji Araştırmaları Merkezinin Teknoloji Koordinatörlüğünü yürüten Olgun Sadık ile konuştuk. 2008 yılında yüksek lisans ve doktora eğitimi için Amerika Birleşik Devletleri’ne giden Sadık, aynı yıl İndiana Üniversitesinde eğitim hayatına başlamış. Yüksek lisans eğitimini Öğretim Sistemleri Teknolojileri Bölümünde 2011 yılında tamamlayan Sadık, doktora eğitimine aynı bölümde devam ediyor. Fakültenin Bilgisayar Öğretmenliği Sertifika Programının International Society for Technology in Education (ISTE) standartlarına göre yeniden tasarlandığı ekipte yer alan Sadık, aynı zamanda bu programın kodlama üzerine derslerini vermiş Araştırmaya dönük ilgi alanları arasında ilköğretimden liseye bilgisayar bilimi eğitimi ve öğretmen eğitimi yer alıyor. Tez çalışması için şu anda ABD'deki 46 eyalette çalışan bilgisayar öğretmenlerinden topladığı 2000’e yakın eposta, anket sonuçları ve görüşme kayıtları ile bu öğretmenlerin bilgisayar bilimi eğitimi verirken karşılaştıkları sorunlar ve ihtiyaçları olan unsurları belirlemeye çalışıyor. 

İndiana Üniversitesi Öğrenme ve Teknoloji Araştırmaları Merkezinin teknoloji koordinatörü Olgun Sadık, Sözcü Eğitim'den Ayla Özdemir'in sorularını yanıtladı.

İşte röportajın ilk bölümü ve Sadık'ın yanıtları:

"ÖĞRENCİLER ÇAĞIN GEREKLERİNE GÖRE HAZIRLANIYOR"

G20 ülkeleri bilgisayar bilimleri alanında eğitime nasıl yaklaşıyor?

O. S. : G20 ülkelerinin bilgisayar bilimi eğitimine ilgisi bu alanda oluşacak uzman eleman ihtiyaçlarını öngörmeleri ile ortaya çıktı. İngiltere bilgisayar bilimi uzman eleman ihtiyacının 2010’lu yıllardaki 50 bin seviyelerinden 2020’li yıllarda -hızla devam ederek - 250 bin seviyelerinin üzerine çıkacağını öngörüyor. Bundan dolayı daha 5 yaşındayken öğrencilerini kodlama eğitimi ile tanıştırıyor ve 5-14 yaş arası çocukları zorunlu bilgisar bilimi eğitimine tabi tutuyor. Amerika Birleşik Devleteleri’nde de benzer bir durum söz konusu. İşçi İstatistikleri Kurumu 2020 yılında oluşması öngörülen 9 milyon civarı bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik alanlarında çalışan ihtiyacının yüzde 50’sinden çoğunun bilgisayar bilimi bilgisi gerektireceğini söylüyor ve ilkokul seviyesinden bilgisayar bilimi eğitimine önem veriyor. ABD Başkanı 30 Ocak 2016 tarihli konuşmasında bilgisayar bilimi eğitiminin her seviyede olması gerektiğini belirterek 4milyar dolarlık bir bütçenin bu eğitime ayrıldığını duyurdu. Diğer bir G20 ülkesi Hindistan’in bilgisayar uzmanlarının becerilerini ve başarılarını hepimiz biliyoruz. Hindistan bu konuya önem vermeye başlayan ilk ülkelerden birisi ve şu anda gelişmiş ülkelerdeki birçok bilgisayar firmasının yöneticilerini ve uzmanlarını Hindistan vatandaşları oluşturuyor. Bu örnekleri Avustralya, Kanada, Suudi Arabistan uygulamaları ile zenginleştirmek mümkün. G20 ülkeleri dışında da İsrail bu alanın hem araştırmaları hem de uygulamaları açısından takip edilen ülkelerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Tabii ki bu ülkelerin amacı bu eğitimle bütün çocuklarını bilgisayar uzmanı yapmak değildir. İlgisi ya da potansiyeli olan çocukları geleceğin ihtiyacı olan bilişim mesleklerine hazırlarken ve yönlendirirken, diğer çocuklarımızı da bilgisayar biliminin onlara kazandıracağı problem çözme ve sistematik düşünme gibi yeteneklerle diğer meslek alanlarında da bu yetenekleri kullanmalarına olanak sağlamak olacaktır. Nasıl ki okuma yazma eğitimini herkesi yazar yapmak için vermiyorsak bilgisayar bilimi eğitimini de herkesi bilgisayar programcısı yapmak için vermeyeceğiz. Onları çağın gereklerine göre hazırlayacağız.

 


"BİLGİSAYAR BİLİMİ ARAŞTIRMALARINA CİDDİ BÜTÇE AYRILIYOR" 


Bir de G20’nin önde gelen ülkelerindeki planlamanın ve karar verme mekanizmalarının ortak noktalarından bahsetmek istiyorum: Bu ülkeler bilgisayar bilimi alanındaki araştırmalara ciddi bütçeler ayırmaktadır. Öğretmen eğitimi, müfredat konularının öğrenciler tarafından farklı ortam ve kaynaklarda nasıl öğrenilmesi gerektiği ve öğrenci ilgisinin nasıl arttırılabileceği gibi temel başlıklar altında araştırma kaynakları yaratılarak ülkelerin kendi şartlarına göre planlamalar yapılmaktadır. Siz de kabul edersiniz ki okullarda teknoloji kaynakları, öğrencilerin ekonomik durumları ve teknolojiye ulaşım imkânları açısından farklılıklar olabilmektedir. Bilimsel araştırmalardan çıkan sonuçlarla beraber planlarımızı bu ortamlara ve bilgisayar biliminin yeniliklerine uyum sağlayacak şekilde- uzun vadede- yapmak zorundayız. Bunun yanında özel sektörün de bu alanın çalışmalarına ilgi göstermesi kaçınılmaz bir ihtiyaçtır. Çünkü bu projenin önemli sonuçlarından bir tanesi de özel sektörün yetişmiş eleman ihtiyacını karşılamaya yardımcı olacağıdır. Bu anlamda bilişim sektöründeki Google, Intel, Microsoft, Oracle gibi uluslararası firmaların G20 ülkelerindeki projelere desteğini ve aktif katılımını görmekteyiz. Şu anda başlangıç seviyesindeki bu desteğin ülkemizdeki bilimsel çalışmalar için daha fazla sağlanacağını umut ediyoruz.



"BİLGİSAYAR BİLİMİNE KARŞI ÖNYARGILARI YIKTI" 


 Amerika'da Bilgisayar Bilimleri Eğitim Haftası kutlanıyor. Bu haftanın amacı nedir?

O. S. : 2013 yılında code.org adındaki kar amacı gütmeyen bir organizasyon tarafından Bilgisayar Bilimi Eğitim Haftası organize edildi. Bu haftanın en önemli etkinliği de 1 saat için ABD’deki bütün öğrencileri kodlama ile tanıştırmaktı. Elbette öğrenciler 1 saat içinde bilgisayar uzmanı olamazdı ama en azından bilgisayar bilimine karşı önyargıları yıkmak için güzel bir başlangıç planlandı. Bu 1 saat içinde öğrenciler kodlamanın aslında eğlenceli, yaratıcılığı geliştirici ve herkesin öğrenebileceği bir yetenek olduğunu gördüler. Sadece 3. yılında 108 ülkede 40 dilde uygulanan dünyanın en büyük öğretim aktivitesi haline geldi kodlama saati. Bu aktiviteye katılan birçok öğrencinin ABD ve diğer ülkelerde bu alana ilgileri arttı ve okullarında bilgisayar bilimi derslerini almaya, kendi başlarına kodlama öğrenmeye ya da bu alanın eğitimini veren yüksek öğretim kurumlarını tercih etmeye başladılar. Küçük bir kıvılcım büyük bir ateş yarattı diyebiliriz ve bu büyüyerek devam ediyor.

 


"KENDİ GÜVENLİK SİSTEMLERİMİZİ GELİŞTİREBİLİRİZ"


Kod yazmayı öğrenmek neden önemli?

O. S. : Aslında bu konuyu sadece kod yazmaya indirgemek hem alana hem de potansiyel kazanımlarına haksızlık oluyor. Her ne kadar kodlama olarak başladıysa da kodlama eğitimi sadece çözümün ürüne dönüşme aşamasıdır. Asıl önemli olan ve üzerinde durulması gereken bilgisayar bilimi eğitimi olmalıdır. Bu eğitim ile öğrencilerimiz bilgisayar bilimindeki tecrübelerimizin bize kazandırmış olduğu problem çözme becerilerini elde edebilirler. Örneğin bilgisayar bilimini güzel bir yaş pasta hazırlamaya benzetebiliriz ve kodlama sadece malzemelerin karıştırılması aşamasıdır. Yalnız güzel bir yaş pastanın kremasının ve kekinin hazırlanma aşamaları farklı olduğu gibi malzemelerinin ve bu malzemelerin miktarının da dikkatli seçilmesi gerekir.
Bilgisayar 
bilimi eğitimini kapsamayan ve eğitimin her kademesine yaymayan bir kodlama eğitiminin sonucunda yaş pasta yaparken şeker yerine tuz ekleyerek misafirlerimiz için çok da hoş olmayan sonuçlarla karşılabiliriz.

Bilgisayar bilimi sadece bilgisayar alanında değil, sosyal bilimler, matematik ve fen bilimlerinde karşılaştığımız problemleri analiz etme, şekillendirme ve anlamlı hale getirerek çözme becerileri kazandırır bize. Kodlama ile de tasarımı ürün haline getiririz. Bu işin kodlama eğitimi olarak reklam edilmesini anlıyorum. Çünkü kodlama görünen ürün kısmını oluşturuyor ve ilgi çekiyor. Sonuç olarak nasıl adlandırırsak adlandıralım ama doğru planlayalım. Ham maddesinin temelini insan beyninin oluşturduğu bu bilgi çağında genç nüfusumuz kendi çözümlerini ihtiyaçlarına yönelik tasarlayan ve üreten rolünü benimsemelidir. Böylece kendi oyununu, telefon uygulamasını, iletişim sistemlerini, güvenlik sistemlerini geliştirebilen bir ülke haline gelebiliriz. Sorunuzun cevabı, kodlama bu hedeflere ulaşmamızdaki önemli araçlardan biridir.

İndiana Üniversitesi Öğrenme ve Teknoloji Araştırmaları Merkezinin Teknoloji Koordinatörü Olgun Sadık röportajımızın ikinci bölümünden bir kaç ana başlık: 

"BU BİR ULUSAL PROJE OLMALI"

"MÜHENDİSLİK OKUYAN ÖĞRENCİ SAYISI ARTAR"

"TAKIM ÇALIŞMASI KODLAMADA ÇOK ÖNEMLİ"

" ÖĞRETMEN SEÇİMİ DE DERSİN OLMAZSA OLMAZLARINDAN "

Röportajın ikinci bölümü için aşağıdaki linki tıklayın!