Ayla ÖZDEMİR / ayla@sozcu.com.tr

3 Mart 1924’te kabul edilen Tevhid-i Tedrisat Yasası (Eğitim Birliği), aydınlanma, çağdaşlaşma ve yenileşme adına 92 yıl önce başlatılan önemli bir çığırdı. Eğitimci-yazar Gürşen Kafkas ile 92. yıldönümünde Tevhid-i Tedrisat'ı konuştuk.


Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, eşsiz bir lider olduğu kadar eşsiz bir eğitimciydi. Büyük zaferden sonra çağdaş bir eğitim sisteminin kurulması için düşündüklerini uygulamaya koydu.


Eğitimci-yazar Gürşen Kafkas, "Cumhuriyetimizin kuruluşu aşamasında “eski eğitim sisteminin milli bir karakter göstermemesi, çağın gereklerine uymaması, toplumun isteklerini yanıtlayamaması, ezbere dayalı, yaratıcılıktan ve bilimsellikten uzak olması,, nedenleriyle 3 Mart 1924’te Eğitim Birliği Yasası'nın (Tevhid-i Tedrisat) kabul edildiğine dikkat çekiyor ve ekliyor: Tevhid-i Tedrisat Yasası yıpratılmamalı!

"Toplumun eğitim konusunda alınacak kararlar bilimsel çabanın gelişim sürecinden geçirilmelidir" diyen Kafkas, şunları söyledi:

"EĞİTİMDE ÖNCÜ ROL BİLİMDİR"

Eğitim toplumsal bir işlevdir. Eğitim sistemimizin geliştirilmesi, desteklenmesi ve yetenekli, başarılı insan kaynağının yaratılması önemlidir. Bu konuda girişim, tasarım ve uygulamaları planlamak, eşgüdüm ve katılım sağlamak devletin görevidir. Toplumun aydınlanmasına, çocuklarımızın eğitimine, ülkemizin ekonomik kaynaklarının yönlendirilmesine öncülük edilmeli, çağdaş dünya ülkesi olmanın tartışmasız sorununun eğitim olduğunun bilincinde olunmalıdır. Eğitimde öncü rol bilimdir. Toplumun eğitim konusunda alınacak kararlar bilimsel çabanın gelişim sürecinden geçirilmelidir.

Toplumumuzun tarihi, coğrafi, etik, estetik ve sosyal değerlerine özen gösterilmelidir. Türk insanının profilinin geliştirilmesine, çağdaş, aydın ve bilimsele yönelik projelere evet. Geriye dönüşe, karanlıklara gidişe hayır denilmelidir."

 

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, eşsiz bir lider olduğu kadar eşsiz bir eğitimciydi. Büyük zaferden sonra çağdaş bir eğitim sisteminin kurulması için düşündüklerini uygulamaya koydu. Kafkas, Atatürk'ün eğitime verdiği önemi  ve Tevhid-i Tedrisat (Eğitim Birliği) Yasasının kabul edilişini şöyle anlattı:

"İKİ TÜRLÜ EĞİTİM İKİ TÜRLÜ İNSAN DEMEKTİR"

" Atatürk, toplumun ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda, kalkınmasını sağlamanın ana aracının eğitim olduğunu belirtmişti. Bu nedenle de: “Eğitim işlerinde mutlaka başarı sağlanmalıdır" demiştir. Öğretmenlere bir söylevinde: “Bir ulusun kalkınmasının temel unsuru eğitimdir" diyerek çağdaş ve uygar kalkınma yolunun olduğunu çizmiştir.

Cumhuriyetimizin kuruluşu aşamasında “eski eğitim sisteminin milli bir karakter göstermemesi, çağın gereklerine uymaması, toplumun isteklerini yanıtlayamaması, ezbere dayalı, yaratıcılıktan ve bilimsellikten uzak olması, nedenleriyle 3 Mart 1924’te Eğitim Birliği Yasası (Tevhid-i Tedrisat) kabul edildi.

Bu yasanın gerekçesi: “Yurdumuzda Cumhuriyet öncesi ikili eğitim-öğretim vardı. Bir ulusun kültür ve eğitim siyasetinde, düşünce ve duygusunda birlik sağlanmasında ‘Öğretim Birliği, bilimsel, çağdaş ve yararlı görülmüştür. Bir ulusun bireyleri ancak bir eğitim görebilir. İki türlü eğitim, iki türlü insan demektir.,, anayasanın 174. maddesinde Eğitimde Birlik (Tevhid-i Tedrisat) yasasına göre: “Anayasanın hiçbir hükmü, Türk toplumunu çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkarma ve Türkiye Cumhuriyetinin Laiklik niteliğini koruma amacını güden , inkılap kanunlarının, anayasanın halkoyu ile kabul edildiği tarihte yürürlükte bulunan hükümlerinin anayasaya aykırı olduğu şeklinde anlaşılmaz ve yorumlanamaz,, denilmektedir. 174. maddenin içeriğine aykırı bu yasayı ortadan kaldırmaya yönelik çalışmalar toplumda ayırıcı ve ikilemli bir eğitim sistemi demektir. Eğitimde Birlik Yasası ile “Din hizmetlerinin yerine getirilmesiyle yükümlü memurların yetişmesi için ayrı ayrı okullar açılacaktır" denilmektedir. Açılacak bu okullar imam hatip liseleridir.


Eğitimci-yazar Gürşen Kafkas, bugün yapılmak istenenin İmam hatip okullarının alanlarının dışında yüksek öğretime geçişini kolaylaştırıcı çalışmalar olduğunun altını çizerek şöyle devam etti:

"DİNİ VE İDEOLOJİK UYGULAMALAR, EĞİTİMİN İÇİNE ÇEKİLMEMELİ"

Yükseköğretim kurumlarının her alanı için öğrenci hazırlayan resmi, özel Anadolu, fen, yabancı dil ağırlıklı gibi liseler vardır. Meslek liselerinin amacı ve alanı da ayrıca belirlenmiştir. Durum buyken imam hatip liselerinin Eğitim Birliği Yasası’nın 4. maddesinde değişiklik yapmak “Hem mesleğe hem de yükseköğretime öğrenci hazırlayan okul deyişiyle" yeni ve farklı bir yapılaşma getirilmek istenmektedir. Bu değişimler ayırıcı ve yararsız olup toplumsal değildir.

Bireysel ve kurumsal eğitimde ve öğrenmede değişim isteniyorsa: “Korumaya muhtaç, eğitime muhtaç, özürlü çocukların eğitimi, teknik ve teknolojinin tüm okullara ulaştırılması, eğitimde çağdaş sistem, eğitimde kalite ve öğretmen eğitimi gibi konularla ilgili projeler hazırlanmalıdır. 92 yıldır aydınlık bir gelecek adına sürdürülen “Tevhid-i Tedrisat  (Eğitimde Birlik) Yasası" ile oynanmamalıdır. Dini ve ideolojik uygulamalar eğitimin içine çekilmemelidir. Devrim yasalarına aykırı uygulamalardan kaçınılmalıdır.

“Millet Mektepleriyle,, başlayan “Eğitimde Birlik,, uzun bir çalışmanın sonunda “Alnımızda bilgilerden bir çelenk,, diyerek yol alan öğretmenler, yüreklerinde taşıdıkları eğitim ışığı ile toplumu aydınlattılar. Köy Enstitüleri, öğretmen, yüksek öğretmen okulları gibi eğitim deneyimlerimiz dini ve ideolojik amaçlarla kapatıldı. Köy Enstitüleri işlevlerini bugüne kadar sürdürüyor olsaydı bugün okuma yazma oranı yüzde yüzü bulacaktı. Eğitimde Birlik “Tevhid-i Tedrisat"  aydınlanma, çağdaşlaşma ve yenileşme adına 92 yıl önce başlatılan önemli bir çığırdı. Amaç: Çağdaş ulusların seviyesine değil, onların ilerisine ulaşmak olmalıydı. Böylece nitelikli bir eğitime ve kalkınmanın temeline ulaşacaktı."

"AKLIN AYDINLANMASI ÖN PLANDA TUTULMALI" 

Eğitimde laik ve bilimselin eğitimin önemine bir kez daha dikkat çeken Kafkas, sözlerini şöyle noktaladı:

Ulusumuzun ekonomik, kültürel, sosyal ve eğitim alanlarında önemli sorunları varken, ilerleme gösterilen alanları budamaya çalışmak, sorunlara sorun katmaktır. Eğitim ve kültür alanlarında akla, deneye ve uygulamaya öncelik verilmelidir. Konuların seçiminde aklın aydınlanması ön planda tutulmalıdır. Özgür düşünebilen, sorgulayan, laik eğitim amacına yönelik sistemler toplumumuzun vizyonu olmalıdır. Sivil toplum örgütleri ve tüm kuruluşlar da bu irdeleyici konularda duyarlı olmalıdır."

Tevhidi Tedrisat Kanunu ve maddeleri:

Kanun No :430 Kabul Tarihi :3.3.1340 (1924) R.Gazete'de Yayımı :6.3.1340 (1924) Sayısı :63

MADDE 1- Türkiye dahilinde bütün müessesatı ilmiye ve tedrisiye Maarif Vekaletine merbuttur.

MADDE 2- Şer'i ve Evkaf Vekaleti veyahut hususi vakıflar tarafından idare olunan bilcümle medrese ve mektepler Maarif Vekaletine devir ve raptedilmiştir.

MADDE 3- Şer'iye ve Evkaf Vekaleti bütçesinde mekatip ve medarise tahsis olunan mebaliğ Maarif bütçesine nakledilecektir.

MADDE 4- Maarif Vekaleti yüksek diniyat mütehasısları yetiştirilmek üzere Darülfünunda bir İlahıyat Fakültesi tesis ve imamet ve hitabet gibi hidematı dineyinin ifası vazifesi ile mükeelef memurların yetişmesi için de ayrı mektepler küşat edecektir.

MADDE 5- Bu kanun neşri tarihinden itibaren terbiye ve tedrisatı umumiye ile müştegil olup şimdiye kadar Müdafaai Milliyeye merbut olan askeri rüşti ve idadilerle Sıhhiye Vekaletine merburt olan darüleytamlar, bütçeleri ve heyeti talimiyeleri ile beraber Maarif Vekaletine raptolunmuştur.Mezkür rüşti ve idadilerde bulunan heyeti talimiyelerin ciheti irtibatları atiyen ait olduğu ve Vekaletler arasında tahvil ve tanzim edilecek ve o zamana kadar orduya mensup olan muallimler orduya nispetlerini muhafaza edecektir.

(637 sayılı 22.4.1941 Tarihli kanunla eklenen fıkra) Mektebi Harbiyeye menşe teşkil eden askeri liseler bütçe kadroları ile Müdafaai Milliye Vekaletine devrolmuştur.

MADDE 6- İşbu kanun tarihi neşrinden muteberdir.

MADDE 7- İşbu kanunun icrayı ahkamına İcra Vekilleri Heyeti memundur.

İlamların ve matbu muamelat cetvel ve defterinin 1929 Haziran iptidasına kadar eski usulde yazılması caizdir.Verilecek tapu kayıtları ve senetleri ve nufus ve evlenme cüzdanları ve kayıtları ve askeri hüviyetve terhis cüzdanları 1929 Haziranı iptidasından itibaren Türk harfleriyle yazılacaktır.

MADDE 4-  Halk tarafından vaki müracatlarda eski arap harfleriyle yazılı olanlarının kabülü 1929 Haziranının birinci gününe kadar caizdir.1928 senesi kanunun evveli iptidasından itibaren Türkçe hususi,resmi levha,tabela,ilan,reklam vesinema yazıları ile kezalik Türkçe hususi,resmi bilcümle mevkut,gayrı mevkut gazete,risale ve mecmuaların Türk harfleriyle basılması ve yazılması mecburidir.

MADDE 5- 1929 Kanunusanisi iptidasından itibaren Türkçe basılacak kitapların Türk harfleriyle basılması mecburidir.

MADDE 6- Resmi ve hususi bütün zabıtlarda 1930 Haziranı iptidasına kadar eski Arap harflerinin stenografi makamında istimali caizdir. Devletin bütün idare ve müeseselerinde kullanılan kitap,kanun,talimatname,defter,cetvel,kayıt ve sicil gibi matbuların 1930 Haziranı iptidasına kadar kullanılması caizdir.

MADDE 7- Para ve hisse senetleri ve bonolar ve esham ve tahvilat ve pul ve sair kıymetli evrak ile hukuki mahiyeti haiz bilcümle eski vesikalar değiştirilmedikleri müddetçe muteberdirler.

MADDE 8- Bilumum bankalar,imtiyazlı ve imtiyazsız şirketler,cemiyetler ve müesseselerin bütün Türkçe muamelatına Türk harfleri tatbiki 1929 Kanunusanisinin birinci gününü geçmez. Şu kadar ki halk tarafından mezkur müeseselere 1929 Haziranı iptidasına kadar eski Arap harfleriyle müracaat vaki olduğu taktirde kabul olunur. Bu müesseselerin ellerinde mevcut eski Arap harfleriyle basılmış defter,cetvel katolog, nizamname ve talimatname gibi matbuaların1930 Haziranı iptidasına kadar kullanılma-sı caizdir.

MADDE 9- Bütün mekteplerin Türkçe yapılan tedrisatında Türk harfleri kullanılır Eski harflerle matbu kitaplarla tedrisat icrası memnudur.

MADDE 10- Bu kanun neşri tarihinden muteberdir.

MADDE 11- Bu kanunun ahkamını icraya İcra Vekilleri Heyeti memurdur.

Bu kanun;1982 Anayasası'nın 'İnkılap kanunlarının korunması' başlığı altındaki 174.maddeyle, güvencesi altında saydığı kanunlar arasında yer almıştır.