Öğretim Elemanları Sendikası (ÖGESEN) Genel Başkanı Vahdet Özkoçak, geçtiğimiz günlerde YÖK’ün kaldırdığı eski ÖYP yerine adını değiştirerek, yeni bir sistem getirdiğini ve eski ÖYP’lileri işten atarken, daimi kadrolar ile yeni ilana çıktığını belirterek, “Daimi kadro statüsü hataydı’ diyen ve ÖYP’lileri KHK ile geçici kadroya geçiren YÖK akıl almaz bir şekilde 24 Kasım günü bine yakın daimi statülü, mülakatla alımı olan araştırma görevlisi kadrosu ilanına çıktı. Daha sonra tepkimiz üzerine bu ilanları yayından kaldırarak bugün itibari ile yeni şeklinde tekrar yayınladı” dedi.

İLGİLİ HABERÖYP'liler işsiz bırakıldı, YÖK araştırma görevlisi ilanına çıktıÖYP'liler işsiz bırakıldı, YÖK araştırma görevlisi ilanına çıktı


Artık bu kadrolarda geçici statüde yani 50/d kadrosu olduğunun altını çizen Özkoçak, şöyle devam etti: “Ancak YÖK kaldırdığı ÖYP sisteminin yerine yeni bir sistem kurmadan üniversiteleri kaosa sürüklüyor. Bunun en büyük sebebi işin içinden gelmeyen, üniversitelere tepeden bakan zihniyettir. Bu kişiler özellikle araştırma görevlisi gibi başlangıç kadrolarının sorunlarını bilmiyor ve geleceğin hocaları olması gereken binlerce akademisyeni umursamayarak kısa vadede fark edilmesi zor uzun vadede ise ülkemize inanılmaz zararlar veren işler yapıyor. Bunun en büyük kanıtı eğitim bağımlı bir kadro olan ve doktora veya eğitim bitince ya da yarıda kesilmesi durumunda kadro ile ilişik kesilmesini gerektiren 50/d yani geçici statülü kadronun Yönlendirilmiş ÖYP adı altında açılmasıdır. Elbette bu durum eski ÖYP’lilerin işsizliğe terk edilmesinin ardından değiştirilmiştir, ancak lisansüstü eğitim veremeyen bir bölüme eğitim bağımlı bir kadro açılmasının manası nedir?” dedi.

Sistemin doğru işletilmesi halinde bu kişilerin daha atanır atanmaz işsiz kalacağına işaret eden Özkoçak, şunları söyledi: “Çünkü 50/d kadrosunda ki araştırma görevlileri usulen eğitim için uzun süreli görevlendirme alamaz. Ancak merkezi atama denilerek eski ÖYP’de olduğu gibi bu akademisyenlerin eğitim alması için görevlendirilmelerine izin verilir ise bu seferde o üniversitenin kadrosuna atanmalarının anlamı nedir? Eğitimlerinin sonuna kadar hiç görmeyecekleri, eğitim bitince de kadroları ile ilişiklerini kesecek bir üniversiteye atanmalarının anlamı nedir? Eğer bu kişiler eğitim sonunda 33/a kadrosuna geçirilecek iseler neden şimdi 50/d kadrosu ile atanıyorlar? Bu sadece işten atılan kişilerin tepkisini önlemek için mi yapılmış bir düzenlemedir? Mülakatla alınmamış olmak işsizliğe terk edilmek için bir sebep midir? Bu ve daha birçok sorunla YÖK sürekli olarak kendisi ile çelişmekte ve kısa vadede fark edilmesi neredeyse imkansız inanılmaz hatalara ve sorunlara yol açmaktadır.”

Artık YÖK’te işin ehli insanlara ihtiyaç bulunduğunu belirten Özkoçak, “YÖK’e sormaya devam etmek istiyoruz: Bu kadroya çıkan bazı üniversiteler mevcut ÖYP’li 50d’lierin 35.madde ile başka okullara gitmesine izin vermezken yeni eğitime gelen akademisyenlere çifte standart uygulanarak eğitim almalarına izin verilecek midir? Bu kadrolar ihtisaslaştırılmış ÖYP kapsamında ise neden hepsi daha önce açıklanan alanlarda değildir? 50/d maddesine göre eğitim alacak araştırma görevlilerinin atandıkları üniversitelerde lisansüstü eğitim verilmesi gerekmektedir. Lisansüstü eğitim verilmeyen bölümlere dahi açılan bu kontenjanlar ile yeni alınacak 50/d’li araştırma görevlilerin eğitimleri ve görevlendirmeleri nasıl olacaktır? Hocası dahi olmayan bölümler için alınan araştırma görevlilerinin mülakatına kimler girecektir? Hali hazırda ÖYP araştırma görevlisi bulunan bölümlerde bu ÖYP’liler kullanılmak yerine neden yeni kadro açılmıştır? İhtiyaç var ise ÖYP’liler 33/a’ya geçirilecek midir?”

“GÖRÜŞLER ALINMALI”

YÖK’ün maalesef ÖYP’nin kaldırılması ile başladığı hatalar zincirine ÖYP’lileri geçici statülü kadrolara geçirerek, ihtisaslaştırılmış ÖYP adı altında daimi statülü kadrolar ile araştırma görevlisi ilanına çıkarak, daha sonra bu kararından vazgeçerek devam ettiğini kaydeden Özkoçak, şöyle devam etti: “Adeta insanların akıllarıyla alay edilmekte, kontrolsüz bir biçimde hata yapılmaya devam edilmektedir. Artık YÖK’ün denetlenmeye başlaması ve yapılan hataların görülmesi gerekmektedir. Aksi halde Yükseköğretim sistemimiz geri dönülemez şekilde hasar alacaktır. Bu yanlışların acilen düzeltilebilmesi için YÖK ÖYP biriminin başında bulunan ve yapılan yanlışlıkların farkında olan Prof. Dr. Hasan Mandal’ın yetkilendirilerek başta Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ile olmak üzere gerekli yetkililerle görüşmesi ve paydaşların da fikirlerinin alınması taraftarıyız. Daha geç olmadan sorunların çözülmesi için Öğretim Elemanları olarak YÖK’e bu konuda her türlü desteği sağlayacağımızı da belirtiyoruz.”