Binali Yıldırım’ın Başbakan olması ve kabinenin açıklanması ile siyasi belirsizlik şimdilik sona erdi. Ancak, Yıldırım hükümetinin gündemi bu yaz para piyasalarında dalgalanmanın eksik olmayacağını gösteriyor. Yeni anayasa ve başkanlık sistemini programa koyan AKP bu yıl referanduma gitme hesapları yapıyor. Hatta erken seçim olasılığı yüksek sesle dile getiriliyor. 3 liraya kadar yükselen dolar, hükümetin kurulmasıyla 2.93 seviyelerine geriledi.

Borsa İstanbul iki haftalık kayıplarının bir kısmını telafi etti. Ancak, piyasaların sevinci sadece bir gün sürdü. Ertesi gün siyasi gerilimin tüm yıla yayılacağı endişeleri ile yatırımcılar geri çekilmeye devam etti.

Hükümet krizinin başlaması ile Borsa İstanbul’dan geçen hafta da yabancı çıkışı devam etti. Geçen hafta 173 milyon dolarlık çıkış ile siyasi krizin başlamasından bu yana borsadan 645 milyon dolar çıkmış oldu.

HESAPLAŞMA HENÜZ BİTMEDİ

Yeni hükümete girip girmeyeceği son ana kadar belli olmayan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in 64. hükümette sahip olduğu yetkilerin bir kısmı 65. hükümette dağıtıldı. Yeni düzenleme ile Şimşek, artık ekonominin kaptanı misyonunu kaybetti. BDDK ve SPK gibi kritik kurumların bağlı olduğu Nurettin Canikli para politikaları için kritik yetkileri elinde tutacak.
Dolayısıyla yeni hükümetin bir ‘B planı’nın olduğu piyasalar tarafından görüldü. Hükümet kurma sürecinde kulislerde dillendirildiği gibi hükümetin sadece piyasaların gazabından çekindiği için Şimşek’e görev verdiği anlaşılıyor. Başbakan Binali Yıldırım ilk açıklamalarında başkanlık sistemi ve anayasa değişikliğinin en önemli meseleleri olduğunun altını çizdi. Hükümetin haziran ayında anayasanın bazı maddelerini değiştirmeyi Meclis gündemine getireceği belirtiliyor.

Uluslararası Finans Enstitüsü, (IIF) bir erken seçim veya referandum olasılığını kayda değer şekilde arttığını açıkladı. IIF, Mehmet Şimşek’in Başbakan Yıldırım tarafından oluşturulan yeni Bakanlar Kurulu’nda yer almasını olumlu bir adım olarak değerlendirse de, son politik gelişmelerin yılın geri kalanında bir erken seçim veya referandum olasılığını kayda değer şekilde artırdığını savundu.

IIF, referandum veya erken seçim olasılığının Türk ekonomisinin kısa vadeli görünümünün bulutlu olmaya devam etmesine yol açacağına da dikkat çekti.

HENÜZ FİYATLAMALARA GİRMEDİ

Hükümetin kurulmasıyla Türk piyasalarında iyimserliğin yerini temkinli bir bekleyişe bıraktığına dikkat çeken XTB Menkul Değerler Araştırma Müdürü Arzu Toktay “Kritik hafta geride kalırken, yeni kabine listesi ve Merkez Bankası’nın “ölçülü faiz indirim kararı” piyasaları memnun etti. Ancak ilk gün yaşanan coşkulu hareket ardından piyasalarda yaşanan suskun bekleyiş manidar” dedi.
ABD Merkez Bankası’nın (FED) yaz aylarında faiz artırabilir beklentisine rağmen, gelişen ülke para birimleri ve borsalarının değer kazandığını ifade eden Arzu Toktay, “ Türk piyasalarında ise yatırımcılar yeni hükümetin ekonomi politikalarını görmek ve sıcak siyasi gündemin geride kaldığından emin olmak istiyor. Başkanlık sistemine ilişkin referandum ya da erken seçim ihtimali ise henüz piyasa fiyatlamalarının içine girmedi. Siyasetin ekonominin önüne geçmesi durumunda risk iştahının azalacağını şimdiden söylemek mümkün” diye konuştu.

Işık Fx şirketinden Baş Analist Gizmen Nalbantlı, hükümet değişikliği ve faiz indirimi sonrasında piyasada bir rahatlama görülse de, bunun uzun soluklu olmasını beklemediğini belirterek, “Hükümetin başkanlık sistemi ve yeni anasayayı referanduma götürmeye hazırlanmasının yanında erken seçim ihtimalleri önümüzdeki dönemde siyasi riskleri artırabilir” dedi. Cuma günü açıklanacak enflasyon verilerinin faiz indirimlerinin devamı açısından önemli olacağını kaydeden Nalbantlı, enflasyonda yeniden bir yükseliş olabileceğini belirtti.

DOLAR 3 LİRAYA YÜRÜYEBİLİR

Nalbantlı, ABD Merkez Bankası’nın (FED) haziran ve temmuz aylarında faiz artışı kararı alması için bu cuma günü açıklanacak tarım dışı istihdam verilerinin önemli olacağını dile getirdi. Doların TL karşısındaki değerinin yükselebileceğini ifade eden Nalbantlı, gün sonunda 1 doların 2.9550-2.9650 TL olması halinde 3 TL seviyelerine çıkılabileceğini söyledi.
Nalbantlı, Borsa İstanbul değerlendirmesinde ise “78 bin 800 seviyesinin altında satış baskısı devam edebilir. 77 bin 500 ve 76 bin 200 önemli destekler. Sonraki hedef ise 75 bin seviyeleri” diye konuştu. Altının fiyatının geri çekilmekte olduğunu hatırlatan Nalbantlı, gram altın fiyatının 115 TL seviyelerinden 110-112 TL seviyelerine düşmesi halinde alım için uygun ortam olacağını ifade etti.

YENİ ANAYASAYA BELİRLEYİCİ OLABİLİR

ALB Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Onur Altın, ABD Merkez Bankası’nın (FED) faiz artırımına gidebilmek için enflasyon verilerine atıfta bulunması nedeniyle haftanın kapanışında açıklanacak reel ücret artışlarının öneminin arttığına dikkat çekerek, tarım dışı istihdam verilerinin fiyatlamalarda belirleyici olabileceğini söyledi.
Altın, yurtiçinde ise imalat Satın Alma Müdürleri Endeksi (PMI), dış ticaret dengesi ve mayıs ayı enflasyon verilerinin açıklanacağını belirterek, öngörülerini şöyle sıraladı: “Enflasyonda tekrar yukarı yönlü hareketler izlenebilir. Bu durumda reel faiz getirimizin azalacağı bir ortamda gelişmekte olan ülkelerden bu anlamda ayrışırsak TL cinsi varlıklar cazibesini kaybedebilir.”

Kapital FX Araştırma Uzmanı Enver Erkan, Borsa İstanbul’daki yabancı yatırımcı algısının düzelmediğini vurguladı. Mehmet Şimşek’in görev alanının kısıtlanmasının endişelerin odak noktası olduğunu belirten Erkan, kâr satışları yaşanabileceği uyarısında bulundu. Erkan, “Siyasi gündemin tekrar ısınma ihtimali, yatırım kararlarını da etkileyecek boyutta olabilir. Bu ısınmaya sebep olabilecek etmenlerin başında da başkanlık sistemi ve yeni anayasa olacaktır” dedi. Erkan, doların değerlenmesinde uluslararası faktörlerin de etkili olduğuna dikkat çekti.

Yeni kabinede Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in koltuğunu korumasının Türk Lirası cinsinden varlıkların değer kazanmasına yol açtığına dikkat çeken Alan Menkul Değerler Kıdemli Analisti Eda Önder Öztürk, “Bahar havası kısa sürdü. Halihazırda ekonomi kurmaylarının görev dağılımında ortaya çıkan tablonun piyasaların arzu etmediği bir resme dönüşmesi ve kâr satışlarının ardından Türk Lirası oldukça değer kaybetti” dedi.

Sözlerini, “Bizler yurtiçinde kendi gündemimiz ile meşgul olurken yurtdışında dolar 2016 yılının başından bu yana görülen tozlarını üzerinden atmaya başladı” diye sürdüren Öztürk, ABD’de ortaya çıkan yeni veriler ve Merkez Bankası (FED) üyelerinin faiz artışını destekleyen söylemleriyle birlikte doların dünya genelinde değer kazandığını dile getirdi.
Öztürk, bu hafta açıklanacak mayıs ayına ilişkin enflasyon verilerinin yüksek çıkmasının ise Merkez Bankası’nı daha “temkinli adımlar” atmaya zorlayabileceğini ifade etti.

Destek Yatırım Menkul Değerler Genel Müdür Yardımcısı İnci Özbek, İngiltere’de 23 Haziran’da yapılacak AB üyeliği referandumu ve ABD Merkez Bankası’nın (FED) faiz oranı artırımı hazırlığına gönderme yaparak, “Haziran, küresel piyasalarda önemli kırılmaların yaşanabileceği bir ay olacak gibi gözüküyor” dedi. FED’in İngiltere’nin AB üyesi olarak kalıp kalmayacağını görmek için haziran ayını faiz artırmadan geçirebileceğini belirten Özbek, ABD’de cuma günü açıklanacak tarım dışı istihdam verilerinin bu konuyu büyük ölçüde netleştireceğini söyledi.
ABD’de faiz artırımının gerçekleşmesi halinde dolar kurunun 2.96 TL seviyesine yükselebileceğini söyleyen Özbek, “3 TL seviyesinin bir kez daha aşılıp aşılmayacağı yurtiçi gelişmelere bağlı olacaktır” öngörüsünde bulundu.

Özbek, yurtiçinde ise 3 Haziran günü açıklanacak enflasyon verisi ile 21 Haziran günü yapılacak Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantısının önemli olacağını belirterek, “Yüksek bir enflasyon oranı TL’yi yeniden baskı altına alabilir” diye konuştu.