RECEP GENEL / SÖZCÜ

Küresel piyasaların yeni kabusu “deflasyon” oldu. Petrol ve emtia fiyatlarındaki önlenemeyen gerileme küresel durgunluk korkusunun öne çıkmasına neden oldu. Ülkelerini durgunluktan korumak ve uluslararası piyasalarda öne geçirmek isteyen merkez bankaları ise para politikalarını gevşetmeye başladı.

Foto: Reuters


Japonya Merkez Bankası (BOJ) Başkanı Haruhiko Kuroda’nın eksi faiz uygulamaya başlaması ile büyük merkez bankaları yeniden sahneye çıktı. Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Mario Draghi ise geçen hafta Avrupa’da yaşanan durgunluğu aşmak için mart ayında ek teşvik uygulamaya hazır olduklarını tekrarladı. ABD Merkez Bankası FED’in faiz artırımını öteleyeceğine yönelik sinyaller göndermesi küresel piyasalardaki fırtınanın hızını kesti.

Küresel durgunluğa karşı merkez bankaları bir kez daha kesenin ağzını açmaya hazırlanıyor. Ancak, bu kez bankaların işi kolay olmayacak. Petrol ve emtia fiyatlarındaki düşüş dünyayı adım adım küresel durgunluğa sürüklerken, para musluklarını açmanın işe yaramayacağı dile getiriliyor. Nitekim, ECB’nin 2008 krizinden bu yana uyguladığı para politikaları Avrupa Birliği’nin durgunluktan çıkması için yeterli olmadı. Japonya’nın yıllardır sürdürdüğü gevşek para politikası da ülkede yaşanan deflasyonu önlemeye yetmiyor.

YENİ BİR KRİZ Mİ GELİYOR?


Aylardır tüm para birimleri karşısında değer kazanan dolar FED’in açıklamaları ile gerilemeye başladı. Ancak, yatırımcılar hisse senetleri piyasalarına geri dönmek yerine güvenli liman olarak gördükleri altın ve devlet tahvillerine yönelmeyi tercih etti.

2008 krizini aşmak için yaratılan muazzam likiditeye ve sıfır faizlere karşın gelişmiş ülke ekonomilerinin, özellikle Avrupa ve Japonya’nın çok yavaş büyüdüğüne dikkat çeken uzmanlar giderek daha yüksek sesle ‘küresel kriz’ telaffuz etmeye başladı.

Destek Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Emre Özgüven “Bir kriz çıkarsa, bunun kaynağının Çin-FED-petrol fiyatları üçgeninde hayat bulması beklenebilir. Çin’deki yavaşlama en çok gelişen ülkeleri etkileyecektir. Bu nedenle de gelişen ülkelerin büyümesi yüzde 2 oranının altına inerken, küresel resesyon için dizginler artık Çin’in ellerinde diyebiliriz” dedi.

Foto: Reuters


ÇİN’İN REZERVİ 600 MİLYAR DOLAR AZALDI

Ekonomide yaşanan durgunluğa  karşı harekete geçen Çin Merkez Bankası Başkanı Zhou Xiaochuan, piyasalara verdiği likiditeyi kademe kademe artırdı. Ancak, bankanın rezervleri de hızla eriyor. 2015 yılında döviz rezervleri 500 milyar dolar gerileyen Çin’in rezervleri ocakta 99.5 milyar dolar daha azalarak 3.23 trilyon dolara düştü. Böylece bankanın rezervleri 600 milyar dolar eksildi.

ALTIN BU YILIN SÜRPRİZİ OLDU


Piyasalarda yaşanan dalgalanmayı değerlendiren Global Menkul Değerler Kıdemli Strateji Müdürü Gökhan Uskuay “2008-2014 yılı ile 2014-2015 farklı dönemlerdir. 2008-2014 bol likidite düşük risk primi dönemiydi. Yani riskler ne kadar yüksek olursa olsun, getiri arayışı nedeniyle riskler görmezden gelindi. 2014-2015 likiditenin gelişmiş ekonomilere kaydığı ve mevcut risklerin gerçek değerleri ile fiyatlandığı bir dönemdi. 2016’ya başlarken Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve Japonya Merkez bankası (BOJ) geri vites yaptı. ABD Merkez Bankası’nın (FED) da vitesi boşa alması bekleniyor. Böylece yüzde 10 enflasyona ve yüksek jeopolitik risklere rağmen değer kazanan TL görebiliyoruz. En azından FED’in 16 Mart toplantısına kadar TL cinsi varlıklarda mevcut iyimser durum devam edebilir. Altın yılın sürprizi oldu. Altın 3 yıl düştükten sonra ilk kez bu yıl kazandırabileceğini düşünmeye başladım” diye konuştu.

GÖZLER YELLEN’DA OLACAK


Destek Menkul Değerler Araştırma Müdürü Murat Tufan, gelecek hafta makroekonomik verilerin yanında özellikle başta FED Başkanı Janet Yellen olmak üzere FED üyelerinin faiz artırımına ilişkin vereceği mesajların yakından takip edileceğine dikkat çekti.  Aynı zamanda küresel çapta merkez bankalarının para politikasındaki duruşlarının da dikkatle takip edileceğini söyleyen Tufan,  “FED Başkan’ı Janet Yellen’ın bu hafta yapacağı açıklamada  ‘güvercin’ mesajlar vermesi dolardaki değer kaybını güçlendirebilir” dedi.  Küresel piyasalarda yüksek çalkantının devam ettiği bu dönemde yatırımcıların temkinli olması gerektiğini belirten Tufan, “Türk Lirası’ndaki iyimserliğin etkisiyle 75 bin direncine yakın seyreden Borsa İstanbul’da hem küresel gelişmelere bağlı olarak hem de bilançolara bağlı olarak bir seyir görebiliriz. Hafta genelinde yüzde 1’in üzerinde kazanç sağlayan borsada Türk Lirası’ndaki iyimserliğin devam etmesiyle pozitif hava devam edebilir. Pozitif havanın sürmesi için borsanın 75.000 puanın üzerinde kalması gerekiyor” dedi.

TÜRBÜLANS FED’İ ENDİŞELENDİRDİ


Venbey Yatırım Araştırma Müdürü Mehmet Barış Ürkün, “Petrol ve Çin’deki ekonomik endişelerin yılbaşından bu yana küresel piyasalarda yarattığı türbülanstan FED yetkililerinin kaygılanmaya başladıklarını yaptıkları konuşmalardaki değişimlerden anlamış olduk. FED Başkan Yardımcısı Stanley Fischer’ın ekonomik görünümde 16 Aralık’tan bu yana yaşanan bozulmaya değinerek gelecek faiz artırımlarının belirsiz olduğunu açıklaması ve New York Fed Başkanı William Dudley’in de bu tarz bir ifade kullanmasıyla dolarda yaşanan geri çekilme hız kazandı” değerlendirmesi yaptı.

DRAGHİ’NİN BAŞARILI OLMASI KOLAY DEĞİL


Martta ek teşvik programı açıklaması beklenen ECB Başkanı Mario Draghi’nin aralıkta beklentilerin altında teşvik açıklayıp yatırımcıları hayal kırıklığına uğrattığını belirten Tacirler Portföy Yönetimi Direktörü Aysun Karaytuğ  “Aralık deneyimi, Euro’nun 2009’dan bu yana görülen en sert yükselişi gerçekleştirmesinde etkili oluyor. Güçlü Euro, ithalat fiyatlarını baskılayarak deflasyon ile mücadeleye olumsuz etkide bulunuyor. Draghi, her zaman çok dikkatli hareket ediyor fakat piyasa, bu kez Draghi’den daha dikkatli davranıyor” diye konuştu.  Karaytuğ “Euro bu hafta yüzde 3 değer kazanarak, mart ayından bu yana görülen en güçlü yükselişini yaptı” dedi.  Karaytuğ, Draghi’nin teşvik sinyalinin küresel ekonomideki karamsar durum nedeniyle etkili olması kolay değil” ifadesini kullandı.

ASYA VE AVRUPA İZLENİYOR


“Fed’in ve ABD verilerinin popülerliğini kaybettiği 2016 yılında, bundan sonra yılın ilk yarısı için Asya, ikinci yarısı için ise Avrupa’nın ön planda olacağı  geçtiğimiz hafta kesinleşti” diyen ALB Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Eda Önder Öztürk,  bu hafta ise Çin’de tatil olması nedeniyle, Çin kaynaklı küresel büyüme endişelerinden uzak bir hafta olacağını ifade etti.  Bu hafta Avrupa’da açıklanacak olan büyüme verisinin yakından takip edileceğini söyleyen Öztürk, “ECB’nin martta parasal genişleme programını yeniden gözden geçirme beklentisi yaratmış olması nedeniyle büyüme verisi merak konusu. Büyümenin teşvik beklentilerini artırması durumunda  borsalara moral verebilir” diye konuştu.