İşte röportajın geniş özeti:

Sizi şu an en çok endişelendiren rakamlar nedir?

Turizm sektörü çok iyi gitmiyor. Turizm bütçemizi etkiliyor. Fakat iyi bir haber de var. Kurumlar vergimiz iyi, bankaların kârları yükseliyor. Bankalar daha çok gelir elde ettikçe daha fazla gelir vergisi ödüyorlar. Özelleştirme gelirimiz iyi bütçe hedeflerimizi aşsa da. Bütçe gelirlerimiz beklediğimizden yüksek.

Harcama kısmı nasıl?

Güvenlik harcamalarından dolayı bazı riskler var. Güvenlik harcamaları artıyor ama çok değil. Belki 2 trilyon TL veya 3 trilyon TL. Şu andaki harcamamız artıyor çünkü hükümet daha büyük bir hale geliyor.

Devlette ihraçlar olduğu için harcamalar azalmıyor mu?

Hayır etkisi az. Türkiye'de 3 milyon insan devlet tarafından istihdam ediliyor. Kaç tanesi ihraç edildi. Sadece 60 bini. Rakam çok yüksek değil. ÖrneğinTürkiye'de 1 milyon öğretmen istihdam ediliyor. 30 bin öğretmen ihraç edildi.

Ama evet bu benim personel harcamalarımı azaltır. Bu benim için iyi. Verimsiz çalışanlar vardı. Kısa vadede çalışan sayısını azaltmak kötü değil. Bu size verim sağlayabilir çünkü daha az sayıda insanla aynı işi yapıyorsunuz. Bu ekonomik görüş, politik değil.

En son konuştuğumuzda Gülenist olduğu şüphesiyle kendi bakanlığınız da dahil olmak üzere insanları mahkeme süreçleri veya kovulma prosedürleri yüzünden ihraç etmenin zorluklarından bahsetmiştiniz.

Öncelikle bu çok garip bir organizasyon. Bu organizasyonun üyeleri gizli. Bu örgüt gizliliğe dayanıyor. İslami tarihte bunlara haşhaşiler deniyor.

Örneğin bir çok insanla beraber çalıştım. Eğer biri bana bu adam Fethullah Gülen organizasyonun üyesi mi diye sorsa 'hayır' derdim. Fakat güvenlik ve istihbarat bilgilerine baktığınız zaman, hesap hareketlerini incelediğiniz zaman, diğerleriyle ilişkilerine baktığınız zaman bu görüşünüzü revize edebiliyorsunuz. Bu olağanüstü bir örnek ve çok istisnai.

Bu zamana kadar o insanları belirleyebildiniz mi?

Az sayıda insanın diğer gizli isimleri organize ettiklerini fark ettik.

Bunu nasıl bildik. Onların başka şirketlerle ilişkilerine baktık. Mesedle bu adamlar özel şirketler için ihaleler düzenlemişler. Bu şirketlere bakarsanız, onların Fethullah Gülen ile ilişkisi olduğunu göreceksiniz. Türkiye'de çok büyük holdingleri ve şirketleri var.

Uzun zaman insanlar bunun sorun olmadığnı düşündü, onlar Müslüman insanlardı ve Allah'a inanıyorlardı, Peygamber'e inanıyorlardı. Fakat günün sonunda herkes bunun sadece bir dini tarikat olmadığını anladı. Büyük çok büyük bir organizasyonlar.

Bizi en çok şaşırtan generallerin yarısının valilerin, polis yetkililerinin bu grubun üyesi olması. Hükümet bunun olmasına nasıl izin verdi?

Bu bizim kendimize sorduğumuz büyük bir soru. Benim dürüst açıklamam şu: Müslümanız, dine inanıyoruz. Eğer Türk tarihinde geriye doğru bakarsanız eğer biri dini olarak motive olmuşsa hükümet bu insanları kabul etmez.

Mesela ben 1989 yılında Maliye Bakanlığı'na geldim. Bu zaman içinde alkol almamak kabul edilebilir bir davranış değildi. Ben alkol almıyorum. Eğer günde 5 vakit namaz kılıyorsanız bu kabul edilmez bir davranıştı. Eğer eşiniz türban takıyorsa bu kabul edilemezdi. Gizlice namaz kıldığımı biliyorum.

AK Parti göreve geldiğinde bunun sorun olmadığını düşündü bu insanlar kamuya yerleşti ve bu ülkenin bir parçası oldular. Türkiye'de pek çok dini organizasyon var. Gülen onlardan biri. 1000 yıldan beri buradalar. Kim olursanız olun kamuda çalışma hakkınız var.

Fakat şunun hayret verici olduğunu düşünmüyor musunuz? Modern Türkiye Cumhuriyeti'nde bir gün uyanıyorsunuz ve generallerinizin yarısının NATO üyesi bir ülkede İslami bir tarikatın üyesi olduğu ortaya çıkıyor...

Bu bir sorun bunu anlıyoruz. Bazı sistemsel sorunlar var. Bu yüzden bugün orduda reform yapıyoruz. Darbeden sonra Savunma Bakanlığı'nın yapısı büyük ölçüde değişti. Yeni bir darbeden sakınmak için sistemi değiştirmek zorundayız. Sizin sorunuz... Biz aynı soruyu kendimize soruyoruz.

Bay Erdoğan eğer özel bankalar ev kredilerinin faizlerini düşürmezse onların vatan haini olacağını söyledi. Bunu ciddi olarak söyledi...

Bunlar politika... Retorik konuşmalar. Cumhurbaşkanı'nın söyledikleri üzerine yorum yapamam, önemli olan Türkiye'nin çok yatırıma ve büyümeye ihtiyacı olması. Yüksek faizle yatırımcılar daha az yatırım yapıyor.

Bu tarihi bir tartışmadır. Söylemek istediğim ekonomi ve politika var; iki farklı bakıştır bu. Bay Erdoğan Türkiye'nin daha çok yatırımı olduğunu dürüst bir şekilde söylüyor. Bankalar eğer mümkünse faizleri indirmeliler. Hükümet olarak görevimiz enflasyonu en kısa sürede düşürmek. Enflasyona neden olan yapısal bazı sorunlar var. Merkez Bankası bağımsızdır.