1- İsrail ve Türkiye arasındaki kriz nasıl başladı? Erdoğan ne dedi?


Türkiye ve İsrail arasındaki ilk ciddi kriz, 2009’da Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu’nda baş gösterdi. Erdoğan bir forumda ünlü “One Minute” sözüyle çıkış yapmış, ardından İsrail’e sert eleştiriler yöneltmişti. O dönemdeki Gazze operasyonunu eleştiren Erdoğan, “Öldürmeye gelince siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz” demişti. Gazze’ye yardım taşımak için yola çıkan Mavi Marmara gemisine düzenlenen operasyonda 9’u Türk 10 kişinin öldürülmesi ise ipleri kopma noktasına getirdi. Erdoğan, İsrail’i terörist devlet olmakla suçladı. Ve karşılıklı suçlamalarla İsrail ve Türkiye arasındaki ilişkiler koptu.

2- Ankara, hangi şartları öne sürdü?


Ankara, İsrail’in Türkiye’den resmen özür dilemesini, Mavi Marmara’da ölenlerin (31 Mayıs 2010) ailelerine tazminat ödenmesini ve Gazze Şeridi’ndeki ablukanın kaldırılmasını talep etti.

3- Şartların tümü yerine getirildi mi?


ABD Başkanı Barack Obama’nın girişimi ile İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, dönemin Başbakanı Erdoğan’ı arayarak ölümle sonuçlanan operasyonla ilgili özür dilemişti. Ardından ilişkilerin normalleşmesi için taraflar arasındaki görüşmeler başladı. İsrail, ölenlerin yakınlarına ve yaralananlara toplam 20 milyon dolar ödemeyi kabul etti. Ancak İsrail, tüm İsrailli askerleri olayla ilgili tüm davalardan muaf tuttu. İsrail ablukayı kaldırmıyor, ancak Türkiye’nin Gazze’ye insani yardım ulaştırmasına izin verecek. Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım da anlaşmaya ilişkin kamuoyunu bilgilendirirken, “ablukanın hafifletildiği” ifadesini kullandı.

4- Türkiye İsrail’le neden barıştı? Endişeler hangi konularda?


NATO ülkesi Türkiye ve Batılı ülkeler tarafından tanınan İsrail, Ortadoğu’daki cihatçı hareketin önlenmesinde iki anahtar ülke olarak görülüyor. Ancak iki ülke arasındaki kriz (Türkiye ve İsrail), cihatçılara karşı askeri işbirliği yapılmasını ve aynı zamanda istihbarat paylaşımını önlüyordu. Askeri işbirliğinin yanı sıra kulislerde dile getirilen bir diğer önemli etken de enerji. Kıbrıs ve İsrail açıklarındaki doğalgazın satışı en kolay Türkiye üzerinden sağlanabilir.
Ekonomik çıkarların yanı sıra Ankara’nın (Türkiye’nin) Ortadoğu’da gözettiği siyasi dengeler de yakınlaşma sürecini tetikledi. İran ve Suriyeli Kürtler dile getirilen iki siyasi etken. İran’ın artan nüfuzu ve Suriyeli Kürtlerin (Burada PYD konusuna vurgu yapılıyor) geleceğine ilişkin endişenin Türkiye’yi İsrail’e doğru yönelttiği ifade ediliyor.

5- Rusya ve Türkiye arasındaki kriz nasıl  ve ne zaman başladı?


Türkiye, 24 Kasım 2015’te Suriye sınırından hava sahasına girdiği gerekçesiyle Su-24 tipi savaş uçağını düşürdü. İçindeki Rus askerin hayatını kaybettiği olay, Moskova’nın sert tepkisine neden oldu. Sınır ihlali yapmadıklarını savunan Moskova, Türkiye’yi radikallere silah sağlamakla, teröre destek vermekle suçladı. Ancak krizin arka planındaki asıl neden ise Rusya’nın Suriye’de Beşar Esad’a verdiği destek, Ankara’nın da Esad karşıtı bir politika. izlemesiydi.

6- Rusya’nın uçak yanıtı ne oldu?


Moskova, Ankara’yı en hassas noktalarından vurdu. Rus seyahat acentalarına Türkiye’ye tur yasağı getirdi. Ayrıca çok sayıda tarım ürünü ve diğer malların ithalatına yasak koydu. Bu da en çok Rusya ile iş yapan Türk işadamlarını etkiledi, turizm mevsiminde Rus turistlerin yoğun rağbet gösterdiği tatil yerleri boş kaldı.

7- Rusya ile Türkiye nasıl yakınlaştı?


Rusya, uçağın düşürülmesi konusunda Türkiye’den resmi özür bekliyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin’e bir mektup gönderdi. Rus kaynaklarına göre mektupta Rusya’dan özür dilenirken, Türk yetkililer ise mektubun özür içermediğini, Erdoğan’ın hayatını kaybeden pilotun ailesine “üzüntülerini ilettiğini” savunuyor. Mektubun ardından süreç devam etti ve Erdoğan’la Putin bir telefon görüşmesi yaparak buzları eritti. Rusya, yaptırımları kaldırma kararı aldı.

8- Suriye krizinde Ankara ve Moskova ne yapacak?


Rusya açıkça Şam’daki Beşar Esad rejimine destek veriyor ve uluslararası toplumu da IŞİD’le mücadeleye karşı Esad’la işbirliği yapmaya çağrıyor. Türkiye ise başından beri Esad karşıtı bir politika izliyor ve Esad’a karşı Suriye’de muhalif güçleri destekliyor. Ankara’nın Suriye politikasında değişiklik yapabileceğine ilişkin ilk mesaj ise Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’dan geldi. Lavrov, Putin-Erdoğan görüşmesinden sonra iki ülkenin Suriye krizini çözmek için işbirliğine devam etmesinin yüksek bir ihtimal olduğunu söyledi. Ancak bunun nasıl olacağı bir soru işareti olarak kaldı.