TBMM 15 Temmuz Darbe Araştırma Komisyonu, Diyanet İşleri eski Başkanı Ali Bardakoğlu’nu dinledi. Bardakoğlu, Ramazan ayında yayınlanan TV programlarının ‘Fecaat’ olduğunu, piyasada en çok satan 20 kitabın da sorun yarattığını söyledi. “İlahiyatçılar geçmiş yüzyılla vakit kaybediyor. Çocuklarımız yol ayrımında. Sağlıklı bir resim, miras bırakmıyoruz” diyen Bardakoğlu şu bilgileri verdi:

FETÖ’DEN EN ÇOK DİN ZARAR GÖRDÜ: “15 Temmuz’da iç savaş teşebbüsü, Türkiye’yi kaosa sürükleme, hangi isim verilirse az kalır. Bu olayın güvenlik ve uluslararası boyutu var. FETÖ'den en fazla zarar gören dini değerler oldu. İslam’ın yüce değerlerinin hoyratça istismar edilerek bir darbeye araç kılınması oldu. Çocuklarımız, torunların zihnide İslam konusunda ciddi soru işaretleri bıraktı. Mehdici, Mesihci… Allah, Peygamberle görüşen bir dini propagandanın bir enfeksiyon alanı oluşturduğunu, uygun şartlar olduğunda kanlı, gizli hesaplara girebileceğini anlatmak istiyorum. Mehdici hareketler, İslam düşüncesinin ciddi bir enfeksiyon alanıdır.

KATILMAYAN TEK CEMAAT: FETÖ, 2008’e kadar din alanıyla ilişkiye geçmedi. 2008’den sonra yurt dışında dini faaliyete başladı. Avrupa’da her cemaatin bir camisi var. 2007’de Kutlu Doğum vesile ile Almanya’da program yapmak istedi.  Bütün cemaatler kutlu doğuma katılırlarsa anlamlı olacağını söyledim. 16-17 grubu topladım. 30 bin kişilik salon tuttuk. Sahneye çıktılar, hepsinin elini havaya kaldırdık. Katılmayan tek grup FETÖ..

MERDİVEN ALTI DİNİ EĞİTİM: 15 Temmuz yol ayrımına getirdi. Bu yol ayrımında olmak demek; cemaatleri inkar etmek, onlarla mücadele etmek değil. 15 Temmuz dersi; din konusunun ciddiye alınması gerektiği, merdiven altında, kapalı kapılar altında verilen dini eğitimin giderek sorun üretebileceği, başka şeyle birleştiği, uluslar arası proje ile birleştiğinde çok çabuk manipülasyona evrilebileceğidir. Diyanet olarak yazılan çizilene mücadele verildiğini söyleyemem. Bu da bizim kusurumuz. Asıl sorun, şifai dini telkinlerdir.  Kulaktan kulağa aktarılan gizli bilgilerdir. 15 Temmuz’a hazırlayan FETÖ'nün zihinlerinde çakılı inanıştır.

FOTO:SÖZCÜ/Zekeriya ALBAYRAK - Bardakoğlu 15 Temmuz komisyonunda konuştu. FOTO:SÖZCÜ/Zekeriya ALBAYRAK - Bardakoğlu 15 Temmuz komisyonunda konuştu.


TÜYLER ÜRPERTİCİ: İslam’ın ana geleneğine uygun olmayan dini oluşumlar hakkında hem ilahiyat hem Diyanet’in daha dikkatli, uyarıcı olması gerekiyordu. 100 küsur ilahiyat var. Maalesef, ilahiyat fakültelerinde geçmiş yüzyıllarla vakit kaybediliyor.Televizyon ekranlarında akşama kadar Mehdi propagandası. Uyduda 15-20 dini yayın var. Her biri sorunlu. Tüyler ürpertici. Sahte balı daha ehven görürüm.

VATİKAN’LA SENLİ BENLİ : Bir insan hem dindar hem bu kadar vahşi.. Sineğin kanı abdeste engel olur mu şeklinde sorular da sormuşlar, biz bunları hikaye gibi görüyorduk. Ama son yaşadıklarımız bunların realite olarak yaşayabileceğini ve sorun üretebileceğini gördük. Vatikan’la senli benli olması Diyanet’i rahatsız etti.

RAMAZAN PROGRAMLARI FECAAT: Ramazan’da dini programlar tam bir fecaat. Aman bu yarama dokunmayın, tam kahroluyorum. Bahsettiğimiz örgüt (Fetö) ile dini programı yapanlar arasında sadece bir karış, rakım, adım farkı var. Ton farkı var. O programlar Diyanet’in kontrolünde değildir. Tıpkı Anadolu’da yayın yapan 15-20 kanalın yaptığı yayınlar gibi.

DİYANET ÖZERK OLMAMALI: Diyanet’in özerkliğini düşünmedim değil.  Osmanlıda Din-Devlet ilişkisi harika bir tecrübe. Tarikatlarla ilişkisi, dokunmamış, karışmamış ama sınırda tutmuş. Fikir özgürlüğünde kaldığınca Osmanlı dokunmamış. Toplumda çatlak oluşturmaya kalktığında gereken müdahaleyi yapmış. Diyanet hala o tecrübeyi devam ettiriyor.  Birlikte strateji geliştirmemiz gerekiyor. Diyanet devlet kurumu. Bütün Müslümanları kucaklaması gerekir.

HİÇ CEMAAT YURDUNA GİTMEDİM: STV’ye hiç röportaj vermedim, refleksin sonucudur. Cemaat yayın organlarına çıkmayı doğru bulmadım. Yurt dışına çıktığımda cemaatlerin yerlerine, yurtlarına uğramadım, onlar gelsin, ziyaret etsin. Her yasak aşırılığı besler. Diyanet ihmalkar olabilir. Sesinin az çıktığı olmuştur. Sesinin çok çıkmasını istediğinizde başkası sesinin az çıkmasını isteyebilir. Genelkurmay kutlu doğumu eleştirdi, cevap verdik. Diyanet’in cevap vermemesi gerekirdi, ama yanlış bilgi vardı doğru yaptık.