Aytunç ERKİN

Balyoz davasında kumpas kurulduğu iddialarıyla Taraf Gazetesi yöneticilerine açılan davanın ardından 7 Haziran’da önemli bir gelişme daha yaşandı. Taraf Gazetesi’nin muhabiri Mehmet Baransu’nun savcılığa bavulla getirdiği belgeleri, ‘Deliller gerçekse, bunlar darbe planıdır’ şeklinde verdiği bilirkişi raporu ile Türk Silahlı Kuvvetleri’ne kurulan komplonun en önemli ayağını oluşturan Binbaşı Ahmet Erdoğan hakkında, İstanbul Anadolu Adliyesi’nde ‘Gerçeğe Aykırı Bilirkişilik Yapmak’ iddiasıyla dava açıldı. Davada 142 mağdur ve müşteki yer aldı. Peki dava süreci nasıl gelişti:

FARAZİYE ÜZERİNE RAPOR


Tarih 20 Ocak 2010: Taraf Gazetesi, “Fatih Camii bombalanacaktı” manşetiyle çıktı ve haberde “Balyoz darbe planını Taraf ele geçirdi” denildi.
Tarih 30 Ocak 2010: Taraf muhabiri Mehmet Baransu elindeki belgeleri bir bavul içerisinde Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne teslim etti. Bu çok tartışıldı.
Tarih 1 Şubat 2010: Askeri Savcı Bülent Münger 1.Ordu Komutanlığı’ndan 2 bilirkişi talep etti. Bilirkişi seçilen 3.Kolordu Harekat Subayı Binbaşı Ahmet Erdoğan, 22 Şubat 2010’da hazırladığı raporda şunları kaydetti: “... Bu rapor; faraziyeye dayanarak yazılmıştır. Bu varsayım ile, raporun vardığı sonuçlardan biri şu: Balyoz Sıkıyönetim K.lığ tarafından hazırlandığı anlaşılan ‘BALYOZ Güvenlik Harekat Planı’nın ise sıkıyönetim uygulama esaslarının ötesinde tedbir ve faaliyetleri içeren bir plan olduğu ve hükümeti devirip devlet idaresine el koymayı öngören bir plan olduğu...” Yani Binbaşı Ahmet Erdoğan, “Deliller gerçekse, bunlar darbe planıdır” şeklindeki bilirkişi raporuna imza atmıştı.
1 Mart 2010: Mehmet Baransu, Askeri Savcı Bülent Münger’e ifade verdi. Taraf muhabiri, Münger’in kendisine, “Delikanlı gibi sana raporu göstereyim” dediğini ‘Karargah’ kitabında yazdı. Münger, Baransu’ya dosyanın içerisinden 34 sayfalık raporu çıkardı ve bilirkişi Ahmet Erdoğan’ın raporunu okuttu.


Komutanlar Doğan, Fırtına, Örnek de Balyoz Davası’nda yargılanmışlardı. Komutanlar Doğan, Fırtına, Örnek de Balyoz Davası’nda yargılanmışlardı.

MAHKEMELER TOPU BİRBİRİNE ATTI


Bilirkişi raporunu hazırlayan Binbaşı Ahmet Erdoğan hakkında, Balyoz davası sanıkları 2012’de Üsküdar Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunun davaya dönüşmesi 4 yılı buldu. İşte o süreç:
1.Ordu topu 3. Kolordu’ya attı: Üsküdar Cumhuriyet Savcılığı, şikayet konusunun kendi görev kapsamına girmediğini değerlendirerek, dilekçeyi 1. Ordu Askeri Savcılığı’na, 1. Orduda 3. Kolordu Askeri Savcılığı’na gönderdi. 3. Kolordu Askeri Savcılığı Erdoğan hakkında kovuşturmaya yer olmadığını belirterek, dava açmadı. Bu karara Balyoz sanıkları itiraz etti. Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Askeri Mahkemesi, dava açılmasını istedi.
Milli Savunma Bakanlığı engelledi: 3. Kolordu Komutanlığı, Erdoğan hakkında, ‘gerçeğe aykırı bilirkişilik yapmak’ iddiasıyla dava açtı. Ancak bu sefer de itiraz Milli Savunma Bakanlığı’ndan geldi. Askeri Yargıtay, Milli Savunma Bakanlığı’nın bozma kararına uymadı, Binbaşı Erdoğan’ın yargılanması gerektiği yönünde görüş bildirdi. Dosya tekrar 3.Kolordu Askeri Mahkemesi’ne geldi. Askeri mahkeme, dosyayı İstanbul Anadolu Adliyesi’ne gönderdi. Bu karara ise itiraz Binbaşı Ahmet Erdoğan’dan geldi. Erdoğan, yargılamanın askeri mahkemede yapılmasını istedi. İtirazı inceleyen Askeri Yargıtay, Binbaşı Erdoğan’ın itirazını kabul etmeyerek dosyayı İstanbul Anadolu Adliyesi’ne gönderdi. En nihayetinde 2012’de başlayan süreç 7 Haziran 2016’da sonlandı.
İstanbul Anadolu Adliyesi’nde bilirkişi Binbaşı Ahmet Erdoğan hakkında ‘Gerçeğe Aykırı Bilirkişilik’ yapmak suçlaması ile dava açıldı.


Baransu belgeleri bu bavulla savcıya vermişti Baransu belgeleri bu bavulla savcıya vermişti

Balyoz mağduru emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz: O isim, sahte belgelere ‘darbe’ muamelesi yaptı


 

AHMET YAVUZ AHMET YAVUZ


Balyoz davasında 3.5 yıl hapis yatıp, 18 yıl hapis cezasına çarptırılan, Anayasa Mahkemesi’nin kararı ile yeniden yargılanan ve beraat eden emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz, Binbaşı Ahmet Erdoğan’ın “Bir el tarafından hep korunduğunu” iddia etti. Ahmet Yavuz, 2008’de Harp Akademileri’nden kendisinin mezun ettiği ve bu yüzden de suçluluk duyduğunu söylediği Binbaşı Erdoğan’la ilgili şöyle konuştu: “Ahmet Erdoğan, bir el tarafından korundu ve şimdi gerçekler ortaya çıkmaya başladı. Erdoğan, faraziyeyi (gerçekliği kesinleşmemiş) başka bir faraziyeyle değerlendirdi. Sahte belgelere darbe muamelesi yaptı. Ya kullanıldı ya da o örgütün içinde olduğu için bilerek yaptı. Ahmet Erdoğan’ı Harp Akademileri’nden 2008 yılında ben mezun ettiğim için de suçluluk duyuyorum. Bu yüzden de bu davaya müdahil olmadım.”